21 Ağustos 2005 21:00

Büyükşehir Belediyesi
   görevini yapmıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kasım ayında kurultay ve kongre düzenleyecek. İl kongrelerinin yapıldığı bu dönemde bazı illerde kongrelerde yaşanan kavgalar CHP'nin iç tartışmalarını da kamuoyuna taşıyor. İstanbul'da 31 Temmuz'da yapılan CHP İl Kongresi yine kavgayla başlamıştı. Kongrede seçimler sonucu il başkanlığı görevini yürüten Şinasi Öktem yeniden göreve getirildi. CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem ile İstanbul'u, AKP Hükümeti'nin politikalarını, gündemdeki konuları ve yaklaşan CHP kurultayını konuştuk. Kongrede yeniden il başkanlığı görevine getirildiniz. Geçmiş dönemi sorguladığınızda ve önümüzdeki dönemi değerlendirdiğinizde projeleriniz nelerdir? Partimiz bir süreci tamamlamakta. İstanbul'da bu süreç kongrenin yapılmasıyla tamamlandı. Artık bu konuyu konuşarak, vakit öldürmek istemiyoruz. İstanbul örgütü kararını vermiş tercihini yapmıştır. Örgütün kararı üstüne söylenecek söz yoktur. Önümüzde bizi bekleyen görevler var. Hepimizin ortak enerji ve duyarlılıklarıyla partimizi iyileştirici politikalarını iktidara taşımanın çabası içine girmeliyiz. Ülkenin hali ortada. IMF reçeteleri dayatılmış, ücretler yerinde sayıyor. Ama hayatın her alanında pahalılık almış başını gidiyor. Bunun en son örneği İstanbul'daki İETT otobüslerine yapılan zamdır. Ortalama enflasyona 8.7 diyorlar, 28.6 zam yapıyorlar. Dolayısıyla her çalışanın cebinden yüzde 20 fazla alınıyor. Bu da gösteriyor ki AKP özellikle yerel yönetimlerde halkı müşteri gözüyle görüyor. Onun yaşamını kolaylaştırıcı tavırlar sergileyeceğine, ne kadar para kazanırızın peşine düşmüş vaziyetteler. Bunu da iktidarı sürdürebilmek için yapıyorlar. Halktan para toplayıp iktidarlarını sürdürme işine girmişler. Büyükşehir Belediye Meclisi hiçbir alanda görev yapamamaktadır. Birçok komisyonu toplanmamaktadır. Dünya kentiyiz deniliyor, Turizm ve Sanat Komisyonu henüz bir toplantı yapmamıştır. Toplanan sadece İmar Komisyonu'dur. O da imar tadilatlarıyla ilgili çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar da yüksek gerilim hattı altına, okul önüne benzin istasyonları yapmak, okul alanlarını ve yeşil alanları iş merkezlerine plazalara dönüştürmek gibidir. Biz bunlara karşı davalar açtık. Bütün bunlar bu kentin rantının yağma edilmesi mücadelesidir. Aynı anlayış 12 yıldır belediyeyi yönetmektedir. Öyle bir şehirdirki rantı bir türlü bitmedi ve giderek artıyor. AKP'de iktidarını sürdürebilmek ve kendi yandaşlarına çıkar sağlayabilmek için bu rantı insafsızca bir biçimde kullanıyor. Bunun somut örnekleri mahkemede açtığımız dava dosyalarında var. Biz CHP olarak buna müdahaleci olacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin icraatlarına karşılık müdahaleci olacağız diyorsunuz, planlarınız neler? AKP, belediyede iş başına geldiğinde 1 yıl süre verdik. Doğru yaptıklarına imza atacağız, doğru yapmadıklarını eleştireceğiz. Ama bu bir yıllık sürede bir iki doğrunun yanında alabildiğine bir aymazlık içerisinde kentin yağma ve talan edilmesi dışında bir faaliyet yok. Bunun içinde muhalefetimizi başlattık, giderek halkın eylemli muhalefetine dönüştüreceğiz. Şimdi İstanbul halkını da yanımıza alarak her yaptıkları yanlışın karşısına çıkacağız. Menekşe plajı örneğini yaşadık. Depreme para ayıramayan belediyenin bu kampanyaya ne kadar para ayırdığını merak ediyorum. Çalışmaları işin reklam tarafını ön plana çıkartıp şehrin içinde bulunduğu durumu göstermeme niyetlidir. Bunu deşifre edip halka anlatacağız. Geçtiğimiz dönem partiyi belli bir çizgide tutabilmenin mücadelesini verdik, o bitti. Şimdi partiyi iktidara taşıyacak yeni bir anlayışın gereğini yapacağız. Kadro ve örgütlerimizi eğitip çalışmalara başlayacağız. AKP Hükümeti'nin politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok açık ortada. Dış politika iflas etmiş durumda. AB'ye giriyoruz dediler gündüz vakti havai fişekler attılar. AB'nin ne olup olmadığını şimdi görüyoruz. Türkiye'nin AB'ye girmesinin hayal olduğunu gördük. Kıbrıs konusunda çok net görüyoruz. Bu siyaset bu yükü göremiyor. Yeterli kadroları, yeterli deneyimleri yok. Bunlar medrese kafasıyla bir noktaya taşımaya çalışıyorlar. Suni gündemlerle halkın gerçek durumunu insanların gözünden saklamaya çalışıyorlar. Dış politikada ABD ile girilen ilişkiler sizce ne anlama geliyor? ABD'ye Türkiye'yi teslim edilmesi için her türlü argümanı kullanıyorlar. Tam bir teslimiyetçilik içerisinde Türkiye'nin geleceğini düşünmeden bir aymazlık içerisinde. Politikaları iflas etmiştir. CHP'ye yöneltilen muhalefet edemiyor suçlamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? İktidarın bir oyunudur bu. İktidar iktidarlığını yapıyor mu ona bakmak lazım. CHP muhalefetini yapıyor. CHP'nin muhalefetiyle Meclis'te 15-20 tane yasa tasarısı geri çekildi. Bunun en büyük örneği tezkeriyi geri çektirmesidir. CHP'nin adam gibi muhalefet yaptığının en temel göstergesidir tezkerenin geri çektirilmesi. Kurultay ve kongre hazırlıkları var CHP'de. Partideki tartışmalar ne yönde? Parti içi muhalefeti nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul örgütü Deniz Baykal'la hareket ediyor ve Baykal'ı destekleyecektir. 1972'de CHP'ye girdim 1986'dan beridir Baykal'la beraber yapıyorum. Muhalefetin önemli bir şekilde kongreye yansıyacağını sanmıyorum. CHP'liler bu işlerden artık bıktılar. CHP'liler Türkiye'de iktidar olmak istiyorlar. Bu tür sızlanmalar yakınmalar artık bizim problemimiz değil. Konu muzdarip bir hal almıştır. Kendine muhalif diyen insanlar hiçbir birlikteliğe ve hiçbir siyasal ve temel parti görüşlerine bir eleştirileri yoktur. Bunlarınki koltuk kavgasıdır. Parti bunlardan bıktı. Temel güçleri dışa dönük mücadele istiyor. Partiyi daha ileriye taşımanın kavgasını ve mücadelesini veriyoruz.


BAŞBAKAN SORUNU ÇÖZMEK ZORUNDA Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda tartışılan aydınların Başbakan Erdoğan'la görüşmesi ve Erdoğan'ın Kürt sorununu kabul etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Aydın tarifini iyi yapmak gerekir. Aydın kimdir, nedir, neden bu kişiler aydındır. Aydın ülkesi için ölümü göze almış kişidir. Bu tanım üzerinden ortalıktaki yanlışı düzeltebiliriz. Aydın mı, başkaları tarafından kumanda edilen bir grup mu gibi. Türkiye'deki aydınların ne kadarını temsil ediyor. Aydın tarifine giren bir kesimin ortak temsilcisi mi yoksa başka bir senaryo mu? Kürt sorunu ifadesini kullanması da Baykal'ın söylediği gibi, Başbakan çok iyi halkla ilişkiler yapıyor. Bunlar gündem değiştirme faaliyeti gibi geliyor bana. Sorunun tarifini yapıyorsa Erdoğan bir başbakan olarak çözmek durumundadır. Dünya yeniden keşfedilmedi. Nedir Kürt sorunu bunu tarif et ve çözümünü getir. Türkiye'yi bölmek mi istiyorsun, Kürtler devlet mi kuracak, eyalet mi olacak. Alt kimliği Kürt üst kimliği Türk mü diyeceksin. Ne diyeceksin. Elbette bir sorun var ortada, yıllardır insanlar ölüyor. Kimse bir sorun yoktur diyemez. Bir gerçek var, Kürtlerin bir kısmı yeni bir devlet kurmak istiyor, bir kısmı Türkiye'yle birlikte beraber kuruculuk gerçeği tanınarak beraber yeni bir organizasyon istiyor, bir kısmıda Türklerle birlikte yaşamak istiyor. Erdoğan bundan hangisi istiyor. Ben üniter yapının devamından yanayım. Ben bağımsız Kürt devletine, eyalet sistemine karşıyım. Misakı Milliye ve ulusal antlaşmalara katılıyorum. Ulusal kurtuluş savaşına ve Kuvayi Milliye'ye inanıyorum. Türkiye'nin sıkıntıda olduğunu, yeniden bir Kuvayi Milliyeci anlayışın iktidara gelmesi gerektiğini söylüyorum. Erdoğan'ın açıklaması, bir samimiyetsizlik ve sadece Kürt seçmenlerinden sempati toplayabilmek içindir. Bunlar hep seçime gitmenin işaretleri.

Evrensel'i Takip Et