15 Ağustos 2005 21:00
Kaçak santrale neden
DOKUNULMUYOR?
GÜNÜN YAZILARI
Didim'de Güllüdam mevkiinde halkın yaşadığı mahallenin ortasına Hazine arazisi üzerine kaçak olarak yapılan ve altı aydır faaliyet yürüten Çetinler İnşaat'a ait beton santrali hakkında defalarca yıkım kararı alınmasına rağmen, karar uygulanmıyor. Mahalle halkının sağlığını tehdit eden santralin yıkılması için mahallelinin ve avukatları Zekiye Baran'ın çalmadıkları kapı kalmamış ama kaçak beton santraline dokunulamıyor ve santral hukuksuz bir şekilde faaliyetine devam ediyor.
2004 yılı Ocak ayında Hazine arazisi üzerine inşaat malzemelerini depolamak için araziyi işgal ederek inşaatlar yapan Çetinler İnşaat'ın barakalarında iş kazası sonucu bir işçi de yaşamını yitirmişti. Şubat 2005'ten itibaren de santrali işletmeye çalışan firma hakkında yıkım kararı olmasına rağmen firma faaliyetine devam ediyor. Kaçak kuyu açarak su çıkaran santrale DSİ tarafından da yaptırım uygulandı. TEDAŞ'ın elektrik bağlantısını da yapmadığı santral jenaratörlerle faaliyetini sürdürüyor.
Mahalle halkı 6 aydan beri çalmadık kapı bırakmamış. Belediyeye, kaymakamlığa, Aydın Valiliği'ne yapılan başvurulara, "arazinin Hazine arazisi olduğu ve askeriyeye verildiği, kesinlikle orada beton santrali olamayacağı ve yıkım kararı alındığı" yanıtları verilmiş. Ancak santral faaliyetini sürdürüyor. Meskul mahal içinde bulunan kaçak yapı ayrıca Didim Devlet Hastanesi'ne yakın bir mesafede bulunuyor.
Mühürler kırıldı Didim Belediyesi'nin daha önce kaçak olduğu için mühürlediği ve yıkım kararı aldığı beton santralinde mühürlendikten sonra mühürler kırılmış ve santral faaliyetine devam etmiş. Son olarak 5 Ağustos günü yıkım için santrale giden belediye ekiplerine yıkım başlamadan önce Didim Kaymakamı Ali Çetin tarafından talimat verilmiş ve yıkım engellenmiş. 12 Ağustos Cuma günü Didim Kaymakamlığı'na giden ve santrale neden göz yumulduğunu soran mahalle halkına Kaymakam'ın verdiği cevap ise kararın siyasi olduğu şeklinde olmuş. Santralın neden yıkılmadığını sorduğumuz Belediye başkanı Mümin Kamacı ise santralın bulunduğu yerin hazine arazisi olduğunu; bu nedenle de yıkım kararı verdiklerini belirtti. Yıkım ekiplerinin alınan kararı uygulamak üzere gittiği gün, santral sahibinin bir ay içinde boşaltma sözü verdiğini belirten Kamacı, bunun üzerine yıkımın gerçekleşmediğini söyledi. Mahalle halkı soruyor. İstanbul'da kaçak olduğu için binlerce gecekondu insanların başlarına yıkılıyor. İnsanlar otobüs duraklarında yatıp kalkıyor. Bu nasıl hukuk. Onların küçük evleri başına yıkılıyor da kaçak beton santralini yıkmaya devletin neden gücü yetmiyor.
'Bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar mücadele edeceğiz' Av. Zekiye Baran: Hazine arazisi üzerine kaçak olarak kurulan ve üretim yapıp para kazanan bir yapı. Belediye 'biz buraya ruhsat vermedik' dedi. Kaymakamlığa başvurumuzda 6 ay önce yıkım kararı çıkarıldı. Ancak bugüne kadar yıkılmadı, yıkımlar engellendi. Şirket sahipleri burayı kılıfına uydurup kiralamanın yollarını arıyor; zaman kazanmaya çalışıyor. Çok büyük bir hukuksuzluk söz konusu. Kaymakam'a 5 Ağustos'ta belediyenin yıkım ekiplerinin neden engellendiğini sorduğumuzda 'valilikten söylendiğini siyasi bir karar olduğunu vurguladı ve öyle emir geldiğini belirtti. Burada ortaya çıkan sonuç AKP yetkililerinin valilik ve kaymakamlık üzerinde yaptığı baskıdır. Devletin bu santrali yıkmak istemeyişidir. Cumhurbaşkanlığına dosya halinde yapılan hukuksuzlukları gönderdik görüşmeden sonra. Mahalleliler olarak bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar mücadele edeceğiz. Atilla Pınarbaşı (Mimarlar Odası Didim Temsilcisi):Beton santralinin meskul mahal içinde bulunması başlı başına yanlış ve halk sağlığı için tehlikeli. Bununda ötesinde kaçak bir üretim yapılıyor ve TSE belgesi yok. Büyük bir hukuksuzluk söz konusu ve belediye de buna göz yumuyor. Ayşe Çelen (Mahalle sakini):Sağlığımızı çok büyük oranda tehdit ediyor. Her gün sayısız kamyon geçiyor ve yoğunluktan dolayı mahallemizin yolları da bozuluyor. Günde bir kilo toz yutuyoruz her birimiz. Halkın üzerine toz yağıyor, balkona bile çıkamıyoruz. İnsanların evleri başına yıkılırken devletin bu kaçak santrali yıkmaya gücü yetmiyor mu? Naci Yıldırım (Mahalle sakini):32 sene Almanya'da çalıştım. 32 senelik emeğimin karşılığında Didim'de bir arsa aldım. Önceden 80 dairelik site için benden bu arsayı almak isteyen müteahhitler şimdi burda beton santrali olduğu için vazgeçtiler. Bu kaçak santral evlerimizi arsalarımızı mahvetti. Beş para etmiyor. Biz eşimle beraber Almanya'da çocuklarımızın üzerine kapıları kilitleyerek senelerce çalıştık. Varımızı yoğumuzu buraya yatırdık. Biz 32 senelik emeğimizin karşılığının böyle bir hukuksuzluğa kurban edilmesine isyan ediyoruz.
Mühürler kırıldı Didim Belediyesi'nin daha önce kaçak olduğu için mühürlediği ve yıkım kararı aldığı beton santralinde mühürlendikten sonra mühürler kırılmış ve santral faaliyetine devam etmiş. Son olarak 5 Ağustos günü yıkım için santrale giden belediye ekiplerine yıkım başlamadan önce Didim Kaymakamı Ali Çetin tarafından talimat verilmiş ve yıkım engellenmiş. 12 Ağustos Cuma günü Didim Kaymakamlığı'na giden ve santrale neden göz yumulduğunu soran mahalle halkına Kaymakam'ın verdiği cevap ise kararın siyasi olduğu şeklinde olmuş. Santralın neden yıkılmadığını sorduğumuz Belediye başkanı Mümin Kamacı ise santralın bulunduğu yerin hazine arazisi olduğunu; bu nedenle de yıkım kararı verdiklerini belirtti. Yıkım ekiplerinin alınan kararı uygulamak üzere gittiği gün, santral sahibinin bir ay içinde boşaltma sözü verdiğini belirten Kamacı, bunun üzerine yıkımın gerçekleşmediğini söyledi. Mahalle halkı soruyor. İstanbul'da kaçak olduğu için binlerce gecekondu insanların başlarına yıkılıyor. İnsanlar otobüs duraklarında yatıp kalkıyor. Bu nasıl hukuk. Onların küçük evleri başına yıkılıyor da kaçak beton santralini yıkmaya devletin neden gücü yetmiyor.
'Bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar mücadele edeceğiz' Av. Zekiye Baran: Hazine arazisi üzerine kaçak olarak kurulan ve üretim yapıp para kazanan bir yapı. Belediye 'biz buraya ruhsat vermedik' dedi. Kaymakamlığa başvurumuzda 6 ay önce yıkım kararı çıkarıldı. Ancak bugüne kadar yıkılmadı, yıkımlar engellendi. Şirket sahipleri burayı kılıfına uydurup kiralamanın yollarını arıyor; zaman kazanmaya çalışıyor. Çok büyük bir hukuksuzluk söz konusu. Kaymakam'a 5 Ağustos'ta belediyenin yıkım ekiplerinin neden engellendiğini sorduğumuzda 'valilikten söylendiğini siyasi bir karar olduğunu vurguladı ve öyle emir geldiğini belirtti. Burada ortaya çıkan sonuç AKP yetkililerinin valilik ve kaymakamlık üzerinde yaptığı baskıdır. Devletin bu santrali yıkmak istemeyişidir. Cumhurbaşkanlığına dosya halinde yapılan hukuksuzlukları gönderdik görüşmeden sonra. Mahalleliler olarak bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar mücadele edeceğiz. Atilla Pınarbaşı (Mimarlar Odası Didim Temsilcisi):Beton santralinin meskul mahal içinde bulunması başlı başına yanlış ve halk sağlığı için tehlikeli. Bununda ötesinde kaçak bir üretim yapılıyor ve TSE belgesi yok. Büyük bir hukuksuzluk söz konusu ve belediye de buna göz yumuyor. Ayşe Çelen (Mahalle sakini):Sağlığımızı çok büyük oranda tehdit ediyor. Her gün sayısız kamyon geçiyor ve yoğunluktan dolayı mahallemizin yolları da bozuluyor. Günde bir kilo toz yutuyoruz her birimiz. Halkın üzerine toz yağıyor, balkona bile çıkamıyoruz. İnsanların evleri başına yıkılırken devletin bu kaçak santrali yıkmaya gücü yetmiyor mu? Naci Yıldırım (Mahalle sakini):32 sene Almanya'da çalıştım. 32 senelik emeğimin karşılığında Didim'de bir arsa aldım. Önceden 80 dairelik site için benden bu arsayı almak isteyen müteahhitler şimdi burda beton santrali olduğu için vazgeçtiler. Bu kaçak santral evlerimizi arsalarımızı mahvetti. Beş para etmiyor. Biz eşimle beraber Almanya'da çocuklarımızın üzerine kapıları kilitleyerek senelerce çalıştık. Varımızı yoğumuzu buraya yatırdık. Biz 32 senelik emeğimizin karşılığının böyle bir hukuksuzluğa kurban edilmesine isyan ediyoruz.
Evrensel'i Takip Et