08 Ağustos 2005 21:00

Cargill, ülkemizden uzaklaştırılsın

Bursa'da Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği tarafından düzenlenen zirvede, bir çevre felaketine doğru gidilen günümüzde, bu konuda alınacak tutumun çokuluslu şirketlere karşı bir tutum olması gerektiği vurgulandı.

Paylaş
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) tarafından organize edilen Marmara Çevre Platformu'nun 15'inci Bölge Toplantısı Bursa Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi. Zirvede, bir çevre felaketine doğru gidilen günümüzde çevre bilincinin daha fazla ön plana çıkartılması gerektiği ve bu konuda alınacak tutumun çok uluslu şirketlere, kapitalizme karşı bir tavır olması gerektiği vurgulandı. İki gün süren bölge toplantısı programında, birinci gün hazırlanan sunumlar yapıldı. "Cargil ve Özel Endüstri Bölgesi Kavramı" başlıklı sunumu Bursa Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Av. Ali Arabacı, "Kirlilikle Boğuşan Uluabat Gölü'ne Sanayi Pençesi" başlıklı sunumu Nilüfer Belediyesi Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri Mehmet Kartal, "Uludağ Turizme Emanet Edilemez" başlıklı sunumu Bursa Haber ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Gazeteci Levent Gencelli, "GDO'lar Açlığa Çare mi?" başlıklı sunumu Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Hayır Platformu adına Arca Atay, "AB Müzakere Sürecindeki Beklentilerimiz, duruşumuz ve görevlerimiz" başlıklı sunumu TÜRÇEP Türkiye Çevre Platformu Koordinatörü ve Avrupa Yenilebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar gerçekleştirdi. Ortak hazırlanan Sonuç Bildirgesi'nde ise şu maddeler yer alıyor: 1 - Yeni Hiroşimalar istemiyoruz: MARÇEP toplantısının yapılma tarihi Hiroşima'ya atılan atom bombasının 60'ıncı yıl dönümüne rast gelmiştir. Ülkemizde nükleer bir santral kurulması için lobiler faaliyetlerini arttırarak sürdürüyor. Nükleer felaketlere zemin hazırlayacak, nükleer atık özürlü, pahalı ve tehlikeli nükleer reaktörleri de, ABD ya da kime ait olursa olsun, bir insanlık suçu olan atom bombalarını da görmek istemiyoruz. 2 - CARGILL ülkemizden uzaklaştırılmalıdır: ABD'li Cargill firmasının İznik Gölü havzasındaki Karapınar Mısır İşletme Tesisi, Türk yargısının verdiği kararlara karşın yapılmıştır. Cargil salt çevre sorunu değildir. Bu tesise izin verilmesiyle Türkiye'nin en temel tarımsal üretimi şeker pancarı üretimi yabancı çıkar çevrelerinin istedikleri ölçülere indirilmiş, milyonlarca kişi olumsuz etkilenmiştir. Cargill'le ilgili tüm izinler yargı tarafından iptal edilmiştir. İşletme hukuken yoktur ama dış baskılarla peş peşe çıkartılan özel yasalarla koruma altına alınmıştır. Cargill'le birlikte sansür gündeme gelmiştir. Bursa'daki yerel medya değişik yöntemler kullanılarak susturulmuştur. Cargil sorunu, giderek demokrasimizi tehdit eder hale gelmektedir. Cargill ile ilgili yargı kararları vakit geçirilmeden uygulanmalıdır. 3 - ULUDAĞ rant ve kumar kavgasına kurban edilmemelidir: Uludağ'ın, salt kış turizmi merkezi olarak gösterilmesi, büyük bölümü kaçak ve yasadışı yaptırılan otellerin sorunlarının Uludağ'ın sorunları olarak kamuoyuna aktarılması gerçeklerin görülmemesidir. Uludağ "mutlak korunması gereken milli park" olarak yaşaması ve geleceğe taşınması olmazsa olmaz kuraldır. Bu günlerde gündeme taşınan, turizm merkezi ilanı isteği Uludağ'a değil, yıllarca burayı istedikleri gibi kullanan, kirleten ve büyük sorunlarla baş başa bırakanlara hizmet eder. Uludağ kaynaklı tüm sular, uluslararası çıkar çevrelerinin ele geçirmeye çalıştığı değerlerdir. Bu çerçevede, Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ)'nin özelleştirilmesi çalışmaları ülke ekonomisine değil uluslararası çıkar gruplarına hizmet eder. Uludağ'da turizm adına cinayet işlenmektedir. Otellerin kirliliği nedeniyle Bursa'nın çok önemli dereleri kanalizasyona dönüşmüştür. Buna neden olanlar hakkında idari işlem yapılmalıdır. 4 - ULUBAT Gölü havzasına sanayi bölgesi yapılmamalıdır: Dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan, uluslararası öneme sahip Sulakalanlar Sözleşmesi (RAMSAR) ilkelerine göre korunan ve dünyada yaşayan göller listesi içerisinde yer alan Uluabat (APOLYONT) Gölü'nün su toplama havzası içerisinde Karacabey 75'inci Yıl KOBİ Organize Sanayi Bölgesi kurulması çalışmaları yürütülmektedir. Doğaya ve insana zarar vermeden yerel kalkınmayı sağlayacak başka seçenek ve yöntemler varken, bölgesel kalkınmaya destek olmak yerine sanayi alanları oluşturmak, bölgenin toplumsal ve doğal yaşamına zararlar verecektir. 5 - Yaşam patentlenemez: Ülkemizin biyogüvenlik ve gıda yasası yoktur. Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) ülkemize getirilmesi beyana tabidir. Biyogüvenlik yasası acilen çıkartılmalıdır. GDO'lu ürünler sadece çeşitli sağlık sorunlarına yol açmamakta aynı zamanda tarımda monokültür yaratmakta, köylünün ürününe özgürce sahip olma hakkını elinden almakta, besinlerin patentlenmesi tarımı ve gıdanın kontrolünü uluslararası tekellerin insafına terk etmektedir. 6 - Çöp teknolojilerin girişi engellenmelidir: Ülkemiz, AB standardı altında olan AB ülkelerinde pazar değeri olmayan teknoloji ve ürünlerin çöplüğü olmamalıdır. Bu kapsamda Gümrük Birliği anlaşması müzakere sürecinde yeniden gözden geçirilmelidir. Ülkemiz güneş-rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından son derece avantajlı durumdadır. Siyasi irade, enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerjinin önemini kavramalı ve tercihini bu yönde kullanmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

İç-dış borç ödemeleri

SONRAKİ HABER

Zeytinburnu'nda patlama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...