9 Temmuz 2005 21:00
Suç ortakları kimlerdi?
Van'ın Özalp İlçesi'nde 28 Temmuz 1943'te askerler tarafından kurşuna dizilen 33 köylünün öyküsünü anlatan belgeselin çekimleri tamamlandı. Yönetmenliğini Gazeteci-Yazar Günay Aslan'ın yaptığı belgeselde, bir ilk de gün yüzüne çıkıyor. Eylül ayında yayınlanacak olan belgeselde, olayda İsmet İnönü'nün de rolü bulunduğu iddialarına yer veriliyor.
Dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın emri doğrultusunda 1943 yılında Özalp İlçesi'nde bir süre gözaltında tutulduktan sonra Sefo Deresi'nde topluca kurşuna dizilen 33 köylünün trajedisini işleyen "33 Kurşun" belgeseli için haziran ayı içinde Van, Özalp, Saray, Muğla, Ankara ve İstanbul'da çekimler yapıldı.
Çekimlerini Gelincik Ajans'ın yaptığı belgesel çerçevesinde dönemin canlı tanıklarıyla görüşmeler gerçekleştirildi. Muğlalı adının Özalp'taki tabura verilmesiyle konunun gündemleşmesinde rol oynayan Dicle Haber Ajansı Van Büro çalışanlarının da çabalarına yer verilen belgeselde, dönemin tanıkları katliama uğrayanların son kez namaz kıldıkları yeri gösterdi. Tanıklar, gözaltında 33 kişi ile yaptıkları görüşmeleri ve o gün bölgeye yansıyan havayı anlattı. Gelincik Ajans adına çekimleri gerçekleştiren kameraman Feyzullah Yıldırım'a gazeteci Yüksel Diker ile Oktay Candemir destek sundu. 33 Kurşun olayına ilişkin, sivil toplum örgütü, siyasi parti temsilcileri ve hukukçuların da görüşleri alındı.
Yaşananlar ve İnönü Belgeselde şimdiye kadar gün yüzüne çıkmayan bazı iddialara da yer veriliyor. 33 Kurşun olayında İsmet İnönü'nün rolü üzerinde de durulan belgeselin, "Muğlalı'nın suç ortakları kimlerdi?" sorusuna yanıt aranan bölümünde, gündem oluşturacak iddialara yer veriliyor. 33 Kurşun olayının perde arkasını eski belgelere dayanarak araştıran Aslan, Muglalı'nın suç ortakları olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Orgeneral Kazım Orbay, İçişleri Bakanı Hilmi Uran ile Milli Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal'ın yanı sıra Milli Şef İsmet İnönü'nün de adını veriyor. TBMM'nin 15 Ağustos 1955 günkü oturumunda okunan Dilekçe Komisyonu raporunda bu konuda önemli ipuçları olduğunu belirten Aslan, TBMM'nin 15 Ağustos 1955 tarihli oturumunda Demokrat Parti Erzurum Milletvekili Bahadır Dülger'in başkanlığındaki komisyonun raporu onayladığını, ancak 5677 sayılı Af Kanunu'na dayanılarak İnönü hakkında soruşturma açılmadığını belirtiyor. Belgeselde bu konuda 17 Ağustos 1956 tarihli Vatan gazetesinde yer alan bir haber ile 21 Ağustos 1956 tarihli Yeni İstanbul gazetesinde çıkan haberlere dikkat çekiliyor. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Bengü'nün "İnönü'nün kendisini Murur-u Zaman ve Af Siperlerine Gizlenerek Müdafaaya çalışmaması lazım gelir" sözlerine de yer veriliyor.
Roj Tv'de yayınlanacak 120 dakika olarak planlanan ve çekimleri bir ay süren belgesel Eylül ayında Roj Tv'de yayınlanacak. Belgeselin Türkçe ve Kürtçe dışında, Almanca ve İngilizce'ye de çevrileceği öğrenildi.
'İnsan vicdanı yara almıştır' Belgesele ilişkin DİHA'ya bilgi veren Gazeteci-Yazar Günay Aslan, amaçlarının ağır bir insanlık suçu olan toplu cinayeti unutturmamak ve 33 insanın anısını yaşatmak olduğunu söyledi. Aslan, "33 Kurşun, insanlığa karsı islenmiş bir suçtur. 33 yoksul Kürt köylüsünün şahsında insana dair iyi, güzel ve onurlu şeyler katledilmiştir. Bu olayda insanlığın hem ortak vicdanı ağır bir yara almış, hem de onun alnına kara bir leke çalınmıştır" dedi. Türk devletinin olaydaki sorumluluğunu kabul etmesini isteyen Aslan, "Benzer vahşetlerin bir daha yaşanmaması için tarihe insani, anlamlı ve onurlu bir belge bırakmak istiyoruz. Muğlalı'nın kimliği ve Muğlalı olayının perde arkasını geniş bir biçimde ele aldık. Belgeselde, katliamın bir devlet politikası olduğunu işledik" diye konuştu.
Yaşananlar ve İnönü Belgeselde şimdiye kadar gün yüzüne çıkmayan bazı iddialara da yer veriliyor. 33 Kurşun olayında İsmet İnönü'nün rolü üzerinde de durulan belgeselin, "Muğlalı'nın suç ortakları kimlerdi?" sorusuna yanıt aranan bölümünde, gündem oluşturacak iddialara yer veriliyor. 33 Kurşun olayının perde arkasını eski belgelere dayanarak araştıran Aslan, Muglalı'nın suç ortakları olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Orgeneral Kazım Orbay, İçişleri Bakanı Hilmi Uran ile Milli Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal'ın yanı sıra Milli Şef İsmet İnönü'nün de adını veriyor. TBMM'nin 15 Ağustos 1955 günkü oturumunda okunan Dilekçe Komisyonu raporunda bu konuda önemli ipuçları olduğunu belirten Aslan, TBMM'nin 15 Ağustos 1955 tarihli oturumunda Demokrat Parti Erzurum Milletvekili Bahadır Dülger'in başkanlığındaki komisyonun raporu onayladığını, ancak 5677 sayılı Af Kanunu'na dayanılarak İnönü hakkında soruşturma açılmadığını belirtiyor. Belgeselde bu konuda 17 Ağustos 1956 tarihli Vatan gazetesinde yer alan bir haber ile 21 Ağustos 1956 tarihli Yeni İstanbul gazetesinde çıkan haberlere dikkat çekiliyor. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Bengü'nün "İnönü'nün kendisini Murur-u Zaman ve Af Siperlerine Gizlenerek Müdafaaya çalışmaması lazım gelir" sözlerine de yer veriliyor.
Roj Tv'de yayınlanacak 120 dakika olarak planlanan ve çekimleri bir ay süren belgesel Eylül ayında Roj Tv'de yayınlanacak. Belgeselin Türkçe ve Kürtçe dışında, Almanca ve İngilizce'ye de çevrileceği öğrenildi.
'İnsan vicdanı yara almıştır' Belgesele ilişkin DİHA'ya bilgi veren Gazeteci-Yazar Günay Aslan, amaçlarının ağır bir insanlık suçu olan toplu cinayeti unutturmamak ve 33 insanın anısını yaşatmak olduğunu söyledi. Aslan, "33 Kurşun, insanlığa karsı islenmiş bir suçtur. 33 yoksul Kürt köylüsünün şahsında insana dair iyi, güzel ve onurlu şeyler katledilmiştir. Bu olayda insanlığın hem ortak vicdanı ağır bir yara almış, hem de onun alnına kara bir leke çalınmıştır" dedi. Türk devletinin olaydaki sorumluluğunu kabul etmesini isteyen Aslan, "Benzer vahşetlerin bir daha yaşanmaması için tarihe insani, anlamlı ve onurlu bir belge bırakmak istiyoruz. Muğlalı'nın kimliği ve Muğlalı olayının perde arkasını geniş bir biçimde ele aldık. Belgeselde, katliamın bir devlet politikası olduğunu işledik" diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et