7 Temmuz 2005 21:00
Türkiye'ye mi ABD'ye mi çalıştı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin Idaho eyaletinin Sun Valley kasabasında düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada ABD'nin "ılımlı İslam" politikasına uygun mesajlar verdi. Konferanstaki konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'deki ABD karşıtlığı ile ilgili bir soruya şu karşığı verdi:, "Başından beri Türkiye'nin söylediği gibi, ABD'nin Kuzey Irak'taki bölücü terör örgütü PKK varlığı ile ilgili bir tedbir alması durumunda Türkiye'deki hava çok daha olumlu şekilde değişecektir.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basına kapalı gerçekleşen ve dünyanın en büyük 250 şirketinin üst düzey yöneticilerinin bir araya geldiği Sun Valley Konferansı'nda ''Demokrasi, İslam ve Siyasal
Laiklik Ekseni Üzerinde Türkiye Modeli'' adlı bir konuşma yaptı. Konuşmasına, konferansa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek ve bu buluşmayı planlayan ev sahibi Allen and Company'ye teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, ''Arkadaşlarım bana, 'Amerikan finans ve medya dünyasının kalbi burada atıyor' dedi. Sizleri ne kadar heyecanlandıracak bilemiyorum, ama bu sabah benden nüfusunun çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin yaşadığı demokrasi tecrübesini dinlemek istediğinizi söylediler'' dedi.
11 Eylül'le başladı Müslüman toplumların özgür, katılımcı ve açık topluma dayanan rejimler oluşturma hususundaki eksikliklerinin, İslamiyet'in bu durum üzerindeki rolü hakkında geniş bir tartışma yarattığına işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu, ''Yani benim, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, 'değerler arası soğuk savaş' diye adlandırdığım bir dönem ortaya çıkmıştır. Bilahare, 11 Eylül olaylarıyla zirveye çıkan terör dalgası konuyu geniş kitlelere maletmiş ve İslamiyet'in çatışmaya meyilli, barışçıl olmayan bir din olduğu izlenimini yaratarak, İslam kültürü ile demokrasinin birbiriyle bağdaşıp bağdaşmadığı sorusunu gündeme taşımıştır. Tabii bu iddialar 'İslam' kelimesinin 'barış' anlamına geldiğini bilen Müslümanlar ve Müslüman olmayan sağduyulu insanlar arasında şok etkisi doğurmuştur."
ABD'ye öneri Din üzerinde siyaset yapmanın, hem toplumsal barışa, hem de siyasi çoğulculuğa zarar verdiğini belirten Erdroğan, konferansta yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan, Türk kamuoyunun ABD'nin dış politikasına bakışına dair bir soruyu şöyle cevaplandırdı: ''Kamuoyu, doğal olarak gördüklerinden çabuk etkilenmektedir. Televizyon ekranlarına ve gazete sayfalarına yansıyan bu tür fotoğraf kareleri bu kanaatin oluşmasında etkili olmaktadır. Fakat bunu çevirmek de ABD yönetimin elindedir. Mesela, üç kongre üyesinin Kıbrıs'a yaptığı ziyaret sonrasında olumlu bir değişiklik meydana geldi. Başından beri Türkiye'nin söylediği gibi, ABD'nin Kuzey Irak'taki bölücü terör örgütü PKK varlığı ile ilgili bir tedbir alması durumunda Türkiye'deki hava çok daha olumlu şekilde değişecektir.'' Erdoğan, bir başka soru üzerine, ''intihar bombacılarının'' bir şartlandırma sonucunda kendilerini bir inanç ve fikir için feda edecek noktaya geldiklerini ifade ederek, Adalet Bakanlığı önündeki olay hakkında da bilgi verdi. ''Türkiye'nin AB üyeliğine İslam dünyasının bakışı'' hakkındaki bir soruya Başbakan Erdoğan, ''İslam dünyası, Türkiye'nin AB üyeliğini bekliyor. AB, bizi üyeliğe alırsa, Müslümanlar ile Hıristiyanlar'ın aynı toplumda yaşayabileceğini de ispat edecektir'' karşılığını verdi.
11 Eylül'le başladı Müslüman toplumların özgür, katılımcı ve açık topluma dayanan rejimler oluşturma hususundaki eksikliklerinin, İslamiyet'in bu durum üzerindeki rolü hakkında geniş bir tartışma yarattığına işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu, ''Yani benim, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, 'değerler arası soğuk savaş' diye adlandırdığım bir dönem ortaya çıkmıştır. Bilahare, 11 Eylül olaylarıyla zirveye çıkan terör dalgası konuyu geniş kitlelere maletmiş ve İslamiyet'in çatışmaya meyilli, barışçıl olmayan bir din olduğu izlenimini yaratarak, İslam kültürü ile demokrasinin birbiriyle bağdaşıp bağdaşmadığı sorusunu gündeme taşımıştır. Tabii bu iddialar 'İslam' kelimesinin 'barış' anlamına geldiğini bilen Müslümanlar ve Müslüman olmayan sağduyulu insanlar arasında şok etkisi doğurmuştur."
ABD'ye öneri Din üzerinde siyaset yapmanın, hem toplumsal barışa, hem de siyasi çoğulculuğa zarar verdiğini belirten Erdroğan, konferansta yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan, Türk kamuoyunun ABD'nin dış politikasına bakışına dair bir soruyu şöyle cevaplandırdı: ''Kamuoyu, doğal olarak gördüklerinden çabuk etkilenmektedir. Televizyon ekranlarına ve gazete sayfalarına yansıyan bu tür fotoğraf kareleri bu kanaatin oluşmasında etkili olmaktadır. Fakat bunu çevirmek de ABD yönetimin elindedir. Mesela, üç kongre üyesinin Kıbrıs'a yaptığı ziyaret sonrasında olumlu bir değişiklik meydana geldi. Başından beri Türkiye'nin söylediği gibi, ABD'nin Kuzey Irak'taki bölücü terör örgütü PKK varlığı ile ilgili bir tedbir alması durumunda Türkiye'deki hava çok daha olumlu şekilde değişecektir.'' Erdoğan, bir başka soru üzerine, ''intihar bombacılarının'' bir şartlandırma sonucunda kendilerini bir inanç ve fikir için feda edecek noktaya geldiklerini ifade ederek, Adalet Bakanlığı önündeki olay hakkında da bilgi verdi. ''Türkiye'nin AB üyeliğine İslam dünyasının bakışı'' hakkındaki bir soruya Başbakan Erdoğan, ''İslam dünyası, Türkiye'nin AB üyeliğini bekliyor. AB, bizi üyeliğe alırsa, Müslümanlar ile Hıristiyanlar'ın aynı toplumda yaşayabileceğini de ispat edecektir'' karşılığını verdi.
Evrensel'i Takip Et