04 Temmuz 2005 21:00

Alternatif yaratmak için varız

Almanya seçim sürecine girerken, Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ile Emek ve Sosyal Adalet Partisi-Seçim Alternatifi (WASG) arasındaki ittifak, Sol Parti adıyla somutlaşıyor.

Paylaş
Almanya seçim sürecine girerken, Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ile Emek ve Sosyal Adalet Partisi-Seçim Alternatifi (WASG) arasındaki ittifak, Sol Parti adıyla somutlaşıyor. İki partinin 17 Temmuz'da yapacağı ortak toplantı öncesinde, gelişmeleri PDS Kuzey Ren Westfalya (NRW) Bölge Başkanı Paul Schaefer'le görüştük.

Evrensel: Geçtiğimiz hafta sonu partinizin NRW kongresini yaptınız. Yeni oluşum nasıl tartışıldı? Paul Schaefer: PDS olarak Batı Almanya'da geniş çevrelere nasıl açılabileceğimizi, sol birlik için neler yapmamız gerektiğini tartıştık. Bu birliğin PDS için ne anlama geleceğini, partiyi nasıl etkileyeceğini ele aldık. Birleştiğimiz nokta PDS'nin solda birliği sağlama şansını değerlendirmesi gerektiği. Birliğin sağlanması için partinin seçimlere PDS ismi altında katılmamasını da karar altına aldık. Bu kararı almamız o kadar kolay olmadı.

Pragmatik yaklaşım mı belirleyici oldu, yoksa gerçek anlamda sosyal hareketi birleştirme yolunda atılması gereken bir adım mı? Partinin amaç değil politik hedeflere ulaşmada bir araç olduğu gerçeğinin benimsenmiş olması belirleyici oldu. Parti olarak toplumsal değişimleri sağlamak üzere varız. İşçilerin, işsizlerin, emeklilerin, neo-liberal saldırı mağdurlarının lehine bir politika yapmak için varız. Önümüzde bu ülkenin politikasını değiştirme şansı bulunuyor. Son dönem adı sıkça kamuoyunda da tartışılan "Sol Parti" daha kurulmadan etkisini göstermeye başladı. SPD (Sosyal Demokrat Parti) ve Yeşiller, seçim programlarını yeniden düzenleme ihtiyacı hissettiler.

PDS içinde bazı kesimler, WASG'ın sosyal demokratlardan koptuğunu söyleyerek, 'WASG ile daha ileriye gidemeyiz' diyorlar. Bu eleştiriler nasıl değerlendiriliyor? Şüphesiz WASG'ın hedefleriyle PDS'nin hedefleri farklı. Ama bugün ilk etapta sosyal saldırılara karşı geniş bir cephe oluşturmak gerekiyor. Bu birlikle, Federal Parlamento'da güçlü bir karşı sesin yer almasını sağlayabiliriz. Bu bizim daha ileri hedeflerimizden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Kurulması planlanan Sol Parti için önümüzdeki iki, üç yıl, toplumsal değişim üzerine görüşlerini netleştireceği bir süreç olacaktır. Bu süreçte biz de görüşlerimizi tartışmaya sunup parti programına yansıtmaya çalışacağız.

Ama PDS'nin bu sosyalist tutumundan, eyalet hükümetlerine ortak olduğu Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde eser yok. Bu durum hem WASG hem de yeni oluşuma katılabilecek güçler tarafından eleştiriliyor. PDS, Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde ortak olduğu hükümetlerde daha insancıl bir politika yapmaya çalışıyor. Bunda her zaman başarılı oluyor mu, bu tartışılabilir. Genel seçimlerden sonra bu koalisyonlar gözden geçirilecek ve bir bilanço çıkartılacak. Özellikle önümüzdeki yıl bu eyaletlerde seçimler gündemde ve koalisyonların bu şekilde devam edip etmeyeceği tartışılacak. Bence bu tartışma çok açık yüreklilikle sürdürülmeli ve sonuca varılmalı.

Birlik tartışmaları geniş çevrelerin dikkatini toplamayı başardı. Bu geniş çevrenin birleşmesini nasıl bir platform üzerinden sağlamayı düşünüyorsunuz? Geniş bir çevreyi birleştirebilecek programın nasıl olabileceği, NRW eyaletinde yapılan seçimlerde PDS ve WASG'ın birbirine çok yakın olan seçim programlarından görüldü. Bu programlar üzerinden, geniş sol kesimi belli talepler altında birleştirebilecek bir eylem programı hazırlanabilir. İkinci ve daha önemli bir soru ise 18 Eylül'deki seçimlerden sonra ne olacağı. Bu programımızla hangi toplumsal güçlerle hareket edebiliriz, neleri başarabiliriz bunu seçimlerden sonra göreceğiz. Federal Parlamento'da alternatifler sunma, işyerlerinde saldırılara karşı direnmeye çalışmak, tepkiyi fabrikalardan, üniversitelerden sokağa dökmeye çalışmak... Bütün bunlar seçimlerin ardından önümüzde duran belli başlı görevler olacak. Bu süreçte daha ileri giden perspektifler üzerinde duracağız ve kiminle nereye kadar gidebileceğimizi göreceğiz. Hedefimiz en geniş çevreyi birleştirmek olduğu gibi aynı zamanda net bir program üzerine anlaşma olacak. Yani herkesin katılabileceği ama karmaşanın büyük olduğu bir program istemiyoruz. Belli başlı konular üzerine çok net olunması gerektiği kanısındayım.

Bu konular neler? Mevcut hükümetin sosyal vahşetine karşı gerçek bir reform konsepti üzerine anlaşabileceğimizi düşünüyorum. Programımıza alacağımız temel taleplerin gerçekleşmesi için büyük sermayeye karşı mücadele edilmesi gerektiği üzerine anlaşmalıyız. Programımızda, kârdan başka hedefi olmayan politik anlayışın püskürtülmesi gerekliliği yer almalı. Ayrıca daha ileri giden toplumsal alternatif modellere, ki bu model bizim için sosyalist toplum modelidir, açık olunması gerektiği yer almalı. Bizim politikalarımız sermayeye karşı, ileri düzeyde insanca bir toplum için mücadele ediyoruz.

Yeni oluşuma karşı değişik tepkiler örgütleniyor. Sosyal politik alandaki önerileriniz "sosyal romantiklerin" veya "sol uçukların" hayali olarak damgalanıyor. Emekçileri programınızın doğruluğuna nasıl ikna edeceksiniz? Geniş emekçi yığınlar, Başbakan Schröder ve Dışişleri Bakanı Fischer gibilerinin politikalarının iflas ettiğini görüyorlar. Onların işsizliğe karşı başarılı olacaklarına, kamu borçlarını azaltacaklarına ve ekonomiyi canlandıracaklarına artık kimse inanmıyor. Bizim bu politikalara alternatifler sunmamız karşısında hakim medyanın "Sol alternatifler ütopiktir, güvenmeyin" demesi bir şey değiştirmiyor. İşçi çevreleri içinde bizim alternatif programlarımıza ilgi artıyor. Ayrıca bugün parlamentodaki muhalefet partilerinin programlarının hükümet ile tek farkı, bunların daha vahşi olması. Bu anlamda yeni oluşumun programı tektir. Genel olarak alım gücünün yükseltilmesi gerektiği, zenginlerin daha fazla vergi vermesi gerektiği konusunda halkın medya propagandasına kanacağını sanmıyorum. Haftalık çalışma sürelerinin uzatılması değil, kısaltılması gerektiği, Hartz IV reformlarının geri alınması gerektiği, vergi reformunun yeniden düzenlenip yüksek gelirlilerin ve sermayenin daha fazla vergi ödemesinin sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Bence bunlar geniş çevreler tarafından desteklenecek öneriler. Özellikle verimliliğin sürekli yükseldiği ve daha az insanla daha fazla üretmenin koşullarının her geçen gün arttığı bir durumda, işsizliğin 5 milyonun çok üzerinde olduğu, gençlik işsizliğinin süreklilik kazandığı bir dönemde, mevcut çalışma süresi politikalarının iflas ettiği ortada. Özellikle genç kesimin yeni çalışma süreleri politikalarına açık olduğu kanısındayım.

ÖNCEKİ HABER

Dünya umurunda değil

SONRAKİ HABER

Bağdat'tan işkence itirafı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...