26 Haziran 2005 21:00

Tecrite karşı destek çağrısı

TUYAB'lı aileler, tecritin CİK ile daha da yoğunlaşarak süreceğine dikkat çekerek, aydın, sanatçı ve kitle örgütlerini, başlatacakları imza kampanyasına destek vermeye çağırdı.

Paylaş
Tutuklu ve hükümlü yakınları, F tipi cezaevlerindeki tecrite karşı imza kampanyasına hazırlanıyor. Mahpusların mektuplarını artık hal hatır sormak için değil, maruz kaldıkları baskı ve şiddeti duyurmak için yazdıklarına dikkat çeken Tutuklu Aileleri ve Yakınları Birliği (TUYAB) üyesi Emine Güngör, aydın, sanatçı ve kitle örgütlerine, imza kampanyasına destek vermeleri çağrısında bulundu. Tecritin, Ceza İnfaz Kanunu (CİK) ile ağırlaşacağına dikkat çeken Emine Güngör, F tiplerini şöyle anlattı: "Tutukluların mektupları verilmiyor. Görüş yasaklarına maruz bırakılıyorlar. İtiraz dilekçesi veren tutukluların dilekçelerine lehte cevap verilmiyor. Bu da yetmezmiş gibi disiplin cezaları alıyorlar. İhlaller CİK'le yasallaştırıldı." AKP milletvekili Mehmet Elkatmış'ın tecritin işkence olduğunu kabul ettiğini, Faruk Ünsal'ın da tecritin insan psikolojisini bozduğunu söylediğini hatırlatan Güngör, şöyle devam etti: "Hükümet bu söylemlerine karşın, tecritin ağırlaştırılmasına çalışıyor. Aileler olarak imza kampanyası başlatacağız. Aydın, sanatçı ve kitle örgütü temsilcilerinden kampanyamıza destek vermelerini, tecritin son bulması için çağrıda bulunmalarını isteyeceğiz."

Hak ihlalleri TUYAB, mahpusların mektuplarından yararlanarak, F tiplerindeki ihlalleri raporlaştırdı. Raporda, şu olaylara yer verildi:
  • Erdinç Yücel, Erkan Altun, Mehmet Sarar, Alican Erkol, Hıdır Canpolat, Yüksel Okuyucu ve Fahri Türk adlı tutuklu ve hükümlüler 15 Mart 2004'de saldırıya maruz kaldı. Vücutlarındaki darp izleri zapta geçirilmeyince savcılığa sevk için başvurdular. Ancak 6'sı bir hafta, Erdinç Yücel tam bir ay sonra hastaneye götürüldüğünden, savcı, darp izlerinin "olay günü oluşup oluşmadığının belirlenemeyeceği" gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Sonra mahpuslar hakkında dava açıldı.
  • 9 Eylül 2004'de hastane sevki sırasında Hikmet Kale, Ahmet Doğan, Hasan Ergin ve Serdar Karaçelik saldırıya uğradı. Adli Tıp, mahpuslara vücutlarında darp, Ergin'e ise ayak parmağında kırık olduğu yönünde rapor verdi. Ancak mahpusların şikayetine takipsizlik kararı verildi.
  • 15 Şubat 2005'te hücrelerinden alınan Coşkun Akdeniz, Hüseyin Uzundağ ve Kemal Alev mahkemeye götürülmeden önce künye bilgilerini vermeye zorlandılar. Bunu reddettikleri için mahkemeye götürülmediler. Suç duyurusunda bulundular. Kamera kayıtları olmasına karşın suç duyuruları hakkında takipsizlik verildi.
  • Muzaffer Öztürk ve Ahmet Doğan'ın tebrik kartları, "mektup pulu ile gönderilecek" dayatması nedeniyle gönderilmedi. Mahpuslar suç duyurusunda bulundu.
  • 6 Haziran 2005'te epilepsi hastası Serkan Yüksel fenalaşınca revire götürüldü. Burada kendisine baskı ile pişmanlık yasasından faydalanması teklif edildi.


    Yeni bir ölüm oruççusu Devrimci Tutsak Aileleri Birliği (DETAK), Taksim Meydanı'nda yaptığı eylemde Senpil Cabadan'ın ölüm orucuna başladığını açıkladı. DETAK üyesi Sevgi Aycın, 26 Haziran 2001'de ölüm orucunda ölen Aysun Bozdoğa'nın ölümünün dördüncü yılı olmasına rağmen tecritin devam etmesi sebebi ile Serpil Cabadan'ın ölüm orucuna başladığını kaydetti.


    Tecrit Türkiye'nin kara lekesi TAYAD ve Uluslararası Tecritle Mücadele Platformu tarafından düzenlenen "Tecrit ve Tecride Karşı Mücadele Sempozyumu"nda, tecrit ve F tipi cezaevlerine karşı uluslararası bir mücadelenin oluşturulması gerekliliğine dikkat çekildi. Lübnan, İrlanda, Yunanistan ve İtalya'dan sempozyuma katılan konuşmacılar, 119 insanın ölümünün Türkiye'nin kara lekesi olacağını ifade ederek, ölümlerin durdurulmasını ve mahpuslar için insanca koşulların sağlanmasını istediler.

    Hedef tüm halk Muammer Karaca Tiyatrosu'nda gerçekleştirilen sempozyumun "Tecridin siyasi boyutu ve örgütlere yönelik tecrit" başlıklı oturumunda ilk olarak konuşan Özgür-Der Başkanı Hülya Şekerci, "İnsan hakları savunucularının terörist gibi gösterilmesi asıl tecrittir" diyerek tecrit politikalarının tüm halk üzerinde uygulanmaya çalışıldığına dikkat çekti. Şekerci, Türkiye'nin cezaevleri yönünden sicilinin bozuk olduğunu söyleyerek insanların diri diri toprağa gömüldüklerini, bunun ceza üzerine ceza anlamına geldiğini ifade etti. İtalya Toscana Eyalet Meclisi Milletvekili Sandro Targetti tecridin psikolojik ve fiziki işkence anlamına geldiğini vurgulayarak "Ölmek için değil yaşamak için mücadele edilmeli" şeklinde konuştu. Tüm politik mahpuslar için iyi koşulların sağlanmasını isteyen Targetti, ölümlerin durdurulması gerektiğini dile getirdi. İrlanda'da 1981 ölüm orucunda Boby Sands'lerle hayatını kaybeden Micky Devine'nin oğlu Mıchael Devine ise babası ve arkadaşlarının mücadele etmekten hiçbir zaman yılmadıklarını ve şimdi de onların mücadelesini kendisinin sürdürdügünü söyleyerek "Onlar yılmadılar kazandılar" dedi. Devine, Türkiye'de 119 insanın ölmesini ve F tipi cezaevlerini protesto ederek "Ben de sizlerden biriyim. Ben de bu oruçları yaşadım tattım. Sonsuza kadar özgürlük" diye konuştu.

    src=/resim/b1.gif width=5>
    Başa dön


    Köylerde kene alarmı Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'na sebep olan kene böceği, vatandaşları tedirgin etti. Tokat, Sivas, Yozgat ve Giresun illeri ile ilçelerinde toplam 95 kişi, kene ısırmasından dolayı hastanelerin acil servislerine akın ederken, bazı köylerde vatandaşlar giysilerinin paçalarını çoraplarının içine sokarak dolaşıyor. Tokat'ın şehir merkezindeki piknik alanlarından bazıları karantina altına alınırken, çay bahçeleri ise müşteri bulamıyor. Belirsizlik içinde yaşamlarını sürmeye çalışan vatandaşlar, kamu kurumlarının camlarına asılan afişlerle ve duyurularla bilgilendiriliyor. Tokat'ın Artova ilçesine bağlı Akkuş köyünde oturan ve çiftçilikle uğraşan Rıza-Nafiye Demirsoy çifti, tarlada çalışırken kendilerini kene ısırdığını ve hemen hastaneye gittiklerini anlattı. Tokat'ta tedavi olamayınca Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yattıklarını söyleyen Rıza Demirsoy, "Kene, tarlada çalışırken eşimin üzerine yapışmış. Akşam eve gelince eşim ateşlendi. Sabaha kadar sıkıntı çektik. Komşular bizi Artova'ya Devlet Hastanesi'ne götürdü. 3 sefer tahlil yapıldı ve kene çıktı" dedi. Köy sakini Rıza Saygılı (68) ise daha önce kendisini boynundan ısıran keneye karşı bireysel önlemler almaya çalıştıklarını vurguladı. Keneden çok korktuğunu vurgulayan Saygılı, "Pantolonum çorabımın içinde dolaşıyorum. Yetkililer buna bir çare bulmalı. " diye konuştu. Köylerdeki kene korkusu Tokat'ın şehir merkezinde oturan vatandaşları da tedirgin ediyor. Çay bahçeleri ve mesire piknik alanları, hafta sonrasında dolup taşarken şimdilerde ise giden olmuyor. Vatandaşlar ihtiyaçları olmadıkça dışarı çıkmamaya çalışırken, evde ise pencere açamıyor. Hastanelerin acil servisleri kene şikayeti olan hastalarle dolarken, Cevdet Aykan Devlet Hastanesi'nde kene ısırmasından dolayı 7 kişinin yattığı söyleniyor.

    İl Genel Meclisi kararsız İl Genel Meclis Üyesi Mustafa Durmuş, yaptıkları toplantıda kenenin domuzlarda olan bir böcek olduğunu ve bu nedenle domuzları uzaklaştırmak için dağlara kurt salmayı düşündüklerini bildirdi. Durmuş, "Kurtların insanlara zarar vereceği noktasından hareketle bundan vazgeçtik. Domuzları yok etmek için vatandaşlara kelle başı para vererek öldürtmek istedik ama şu an kesin bir karara varamadık. Meclisten ayrıca yapılacak çalışmalar için Sağlık Müdürlüğü'ne 150 milyar tutarında para çıkarttık. Biz de tedirginiz. " şeklinde konuştu. Merkeze bağlı Akyurt köyünde düzenlenen bir programa katılmak için giden İl Sağlık Müdürü Hüseyin Uçar ile İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Albayrak, köyde paçalarını çoraplarının içine sokarak dolaştı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu, vatandaşlardan paniğe kapılmamalarını istedi. Kene ile ilgili tüm kamu kurumlarının çalışma yaptıklarını belirten Nasuhbeyoğlu, spekülasyonlara inanmamalarını istedi. "Keneyle ilgili sıkıntımız var. Ama Tokat'ı bu illetten kurtaracağız. Gerekli önlemleri aldık" ifadelerini kullandı. Nasuhbeyoğlu, Cevdet Aykan Devlet Hastanesi'ne hastalığı tedavi etmekte kullanılacak Trombosit ayırıcı plazmaferez cihazının alınacağını, hastalıkla ilgili alan taraması yapılacağını ve Tarım il Müdürlüğü'ne hayvanların ve hayvan barınaklarının ilaçlanması ve alet alımı için 61 bin YTL'lik ödenek çıkarttıklarını da sözlerine ekledi.

  • ÖNCEKİ HABER

    Fransa'da ırkçı işkence artıyor

    SONRAKİ HABER

    Kadın ve siyaset

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...