19 Haziran 2005 21:00

Mırracı ve kalaycıların
   NESİLLERİ TÜKENİYOR

Şanlıurfa'da 50 yıldır sokaklarda seyyar semaveriyle "mırra" satan Ramazan Çerçi ve Adana'da yıllarca kalaycılık yapan 73 yaşındaki Cabbar Yaraşık, işlerinin son temsilcilerinden. Ömürlerini işlerine veren Çerçi ve Yaraşık, bu mesleklerin son dönemlerini yaşamasından sitemli.

Paylaş
Şanlıurfa'da 50 yıldır sokaklarda seyyar semaveriyle "mırra" satan Ramazan Çerçi ve Adana'da yıllarca kalaycılık yapan 73 yaşındaki Cabbar Yaraşık, işlerinin son temsilcilerinden. Ömürlerini işlerine veren Çerçi ve Yaraşık, bu mesleklerin son dönemlerini yaşamasından sitemli.

Mırracıların son temsilcileri Arap kültüründen geldiği söylenen mırra, özellikle Şanlıurfa, Mardin ve civar ilçelerde içilen geleneksel bir kahve. Genellikle, misafirlere ikram etmek ya da düğün yemeklerinden sonra servis edilmek üzere hazırlanıyor. Arapça'da "acı ve kekremsi" anlamına gelen mırra, ilk önce güğüm denilen büyükçe bir kapta kavrulduktan sonra uzun uzun kaynatılıp kahve telvesi dibe çökene kadar dinlendiriliyor. Mırra, süzülen kahveye katılan bir miktar öğütülmüş kahvenin tekrar kaynatılmasıyla elde ediliyor. Hazırlama süresi oldukça uzun olan mırra, özel fincanlarla ikrama sunuluyor. Güneydoğu'da sunumu bir gelenek haline gelen mırranın içimi sırasında, fincanının kesinlikle yere konulmaması gerekiyor. Fincanı yere koymak mırrayı hazırlayana hakaret anlamına geliyor. Mırra kültürünün son temsilcilerinden biri Ramazan Çerçi. İlerlemiş yaşına rağmen mırra dolu seyyar semaveriyle sabahın ilk ışıklarıyla evden çıkıp yollara düşen Çerçi, kentteki hemen hemen tüm kurumları geziyor, yolunun üzerindeki dükkanlara ve yoldan geçen vatandaşlara 2 fincanı 500 bin liradan mırra satıyor. Öğle saatlerinde kahvesini bitiren Çerçi, kazancıyla birlikte evinin yolunu tutuyor ve sonraki günün hazırlığı içerisine giriyor. Yaşlandığı halde işini bırakmak istemeyen Çerçi, ancak mırra satarak gezip dolaşabildiğini ve birçok insanla diyalog kurabildiğini söylüyor. Geçmiş yıllarda kentte seyyar mırra satan 5 kişi olduğunu, şu an kendisiyle birlikte sadece 2 kişi kaldığını belirtiyor. Hazır kahve tüketiminin artmasının işini sekteye uğrattığını ifade eden Çerçi, kendi kahvesinin daha doğal ve yararlı olduğunu savunuyor.

73 yaşındaki kalaycının sitemi Teknolojiye yenik düşen işlerden bir diğeri de, kalaycılık. Adana'nın 700 yıllık Kazancılar Çarşısı'nda 50 yıldır kalaycılık yapan 73 yaşındaki Cabbar Yaraşık, dede mesleğini sürdürüyor. Yaraşık, sabah 08.00'de başladığı çarşıdaki mesaisini aydınlatma sisteminin yetersizliğinden akşam 17.00'den sonra bitiriyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte kalayda kullandıkları malzemelerin dahi değiştiğini söyleyen Yaraşık, "Önceleri kum kullanıyorduk. Hiçbir sağlık sorunumuz yoktu. Şimdi tuz ruhu kullandığımız için, nefes darlığı yaşıyorum" diyor. Yetkililerin ilgisizliğinden yakınan Yaraşık, önümüzdeki yılbaşından itibaren mesleği bırakacağını belirterek, "Yılbaşından sonra artık emekli olacağım. Dükkanımın önüne oturarak, bu mesleğin ve tarihin yok oluşunu seyredeceğim" diyor. Mesleğin kaybolmaması için umudunu tarih tutkunlarına bağlayan Yaraşık, şunları dile getiriyor: "Meslekle birlikte bizler de hayatın köşelerine itildik. Bakır sinilerde pişen yemeğin tadı ile bakır sürahide yapılan ayranın tadını bilenler yaşadıkça, kalaycılığın ölmeyeceğini umut ediyoruz. Biz de ölürsek, gelecek nesiller kalaycılığın ne olduğunu kitaplardan öğrenecek. Bir tarih işte böyle biter. Sahip çıkılmaz ve bu meslek yüzüstü bırakılırsa. En acısı ise geleneksel yemeklerimiz eski lezzetini kaybedecek. Tarihi sahiplenme bilinci olsaydı ve devletimiz elini uzatsaydı bize, ben bu sinilerin, sürahilerin yeniden vitrinlere çıkmasını isterdim. Ve bu iş beni öldürene kadar yapardım. Yeni kalaycılar yetiştirirdim. Ama tarihi kim yaşatmak ister ki? Biz de tarihimizle beraber karanlıkta yok oluyoruz."

ÖNCEKİ HABER

TTK'da yaşanan cinayettir

SONRAKİ HABER

Seçimlere hile gölgesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...