11 Haziran 2005 21:00

Uşak'ta civa paniği

Uşak'ta 2 kişinin ölümü, 4 kişinin tedavi altına alınmasına neden olan civa zehirlenmesi olayı dün 15'i öğrenci 16 kişinin daha hastaneye kaldırılmasıyla yeni bir boyut kazandı.

Paylaş
Uşak'ın Ulubey ilçesine bağlı Avgan beldesindeki civa olayının boyutları büyüyor. 2 kişinin ölümü, 4 kişinin tedavi altına alınmasından sonra şimdi de 15'i öğrenci 16 kişi daha Uşak Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İdrar örneklerinde civanın yüksek çıktığı belirtilen çocukların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Uşak İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Taşçı ve ekibi, beldede bilgilendirici toplantı düzenledi. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı toplantıda belde halkına civa ile ilgili bilgi verildi. Uşak Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Avgan İlköğretim Okulu öğrencisi A.A.'nın babası Hüseyin Acar, öğretmenlerle okul müdürünün civa olayını sakladığını ileri sürdü. Okul müdürüyle görüşmeye gittiklerini belirten Acar, müdürün okulda görüşmeyi kabul etmediğini, ancak kıraathanede görüşebildiklerini söyledi.

'Çiftlikleri var' Acar, konuyla ilgili şu iddialarda bulundu: "Çocuğumun sonuçlarına baktım. Kanda sıfır, idrar da 130 civa görünüyor. Okul müdürünü aradım. 'Senin çocuğunda bir şey yok' dedi. Tekrar işime gittim. Ama akşam saatlerinde Ulubey sağlık ekipleri benim çocuğumu karantinaya almaya geldi. Müdür tavuk çiftliğiyle uğraşıyor. Deney yapan öğretmen koyun, inek ve tavuk çiftliğiyle uğraşıyor. Bizim çocuklarımıza bakan yok. 20 öğretmen varsa, 10 tanesi tavuk çiftliği işi yapıyor. Bu kadar da olmaz. Öte yandan Milli Eğitim Müdürlüğü, idari yönden okul müdürü ile 2 öğretmenin görev yerini geçici olarak değiştirdi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


İETT'nin 2005 misyonu: ÖzelleştirmeElif Görgü İETT Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "İstanbul Ulaşımı ve İETT'nin Misyonu" başlıklı rapora göre, araç filosunu 1500'e düşürecek olan İETT, sadece kent merkezinde toplu taşımacılık yapacak. Kurum, diğer araçlarını ve hatlarını özelleştirecek. İstanbul Ulaşım İdaresi (İUİ) kurularak kent ulaşımının tüm yetkilerini tek elde toplamayı içeren tasarının yasalaşmasını bekleyen İETT, bu görevi üstlenmeye de hazır. Böylece İETT ulaşımı gerçekleştiren değil, düzenleyen ve denetleyen bir kurum olmayı hedefliyor.

Ulaşıma talip "İstanbul kent içi ulaşım sorunlarının çözümü için "plan, proje, istimlak, inşaat, işletim, denetim ve yatırım alanlarında tam yetki sahibi ve özel bütçeye sahip İstanbul Ulaşım İdaresi kurulması için önemli bir adım atılmış ve TBMM'ye sunulan yasa teklifi komisyonlarda görülmeye başlanmıştır" denilen raporda İETT göreve talip olduğunu şu sözlerle dile getiriyor: Yakın bir gelecekte uygulanması kaçınılmaz olan "İstanbul Ulaşımının Yeniden Yapılandırılması" sürecinde 134 yıllık birikimi ve güçlü kanuni dayanakları ile İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü geçmişte olduğu gibi gelecekte de önemli bir misyon yüklenmeye hazırdır. Bugün İstanbul ulaşımında yetkili kurumlar ise İETT Genel Müdürlüğü, UKOME, belediyeler, İl ve İlçe Trafik komisyonları ve Karayolları Genel Müdürlüğü.

Yeni misyon Rapora göre, İstanbul ulaşım sisteminin yeniden yapılandırılması ile İETT yeni bir misyon üstlenecek ve 2 bin 500 olan İETT otobüs sayısı 1500'e düşürülecek. "Yeni otobüs alımları, önemli finansal ve bürokratik güçlükleri olup uzun zaman almaktadır" diyen İETT, temel stratejisini şöyle tarif etmiş; "1500 otobüslük sabit ve etkin bir otobüs filosu ile kamu taşımacılığının lokomotifi olarak kent merkezinde taşımacılığı sürdürmek, kalan 1000 otobüsünü alternatif modeller kapsamında kademeli olarak özelleştirme uygulamasına yöneltmek". İstanbul ulaşım yönetimi ve hat şebeke yapısının yeniden yapılandırılması tamamlandıktan sonra ise İETT İşletmeleri Genel Müdürlğü özden sahiplenme, hat kiralama ve otobüs kiralama gibi alternatif özelleştirme yöntemleri ile kurum özelleştirmeye tedrici olarak geçecek.

Rant büyük İETT, Özel Halk Otobüsleri, minibüs ve TCDD gibi 17 ayrı ulaşım türü ile ulaşım hizmeti verilen İstanbul'da, İETT raporuna göre, kent içi yolculuklarının yüzde 91.7'si karayolu araçları ile yapılıyor. İstanbul'da kara ulaşımı yapan işletmeler içinde 42.85 oranında en büyük paya sahip olan İETT'yi yüzde 33.66'lık payla Özel Halk Otobüsleri takip ediyor. Yeni personel almayan İETT, bugün kent içi ulaşım hizmetinde toplam 5 bin 212 işçi ve 877 memur personeli ve KİPTAŞ'tan kiraladığı 1826 işçiyi çalıştırıyor. Toplam 2 bin 51 adet araç ise Özel Halk Otobüsü (ÖHÖ) olarak hizmet veriyor. 470 adet olan otobüs hatlarının 262'sinde sadece İETT otobüsleri, 36'sında sadece ÖHÖ'ler ve 172'sinde ise hem İETT hem de ÖHÖ'ler çalışıyor.

İlginç karşılaştırma Rapor'da Fransa'nın başkenti Paris'in tüm kent içi kamusal ulaştırma sistemini tek elden yönete ve finansal kaynakları bağımsız bir işletme modeline sahip olan RAPT ile İETT karşılaştırılıyor ancak;
  • RAPT'ın kamu toplu taşımacılığındaki payı yüzde 80 iken, İETT'nin yüzde 43 ve azaltmayı planlıyor
  • İETT'nin 4 bin km2'lik hizmet ağı ve 7 bin 720 km'lik hat uzunluğuna rağmen, hizmet ağı 2 bin km2 ve hat uzunluğu ise sadece 2 bin 800 km olan Fransız RAPT'ın filo sayısı İETT'nin neredeyse iki katına yakın ve 4 bin aracı kapsıyor. İETT ise örnek aldığı RAPT'ın aksine otobüs sayısını 1500'e düşürmeyi hedefliyor.
  • RAPT bünyesinde personel sayısı 37 bin 900 iken, personeli giderek azalan İETT'nin kendi raporuna göre 6 bin 417 personeli var. Yani hizmet alanı daha geniş olan İETT'nin personel sayısı neredeyse 6 kat daha az!


    GATS'tan bugüne 26 Mart 1995'te imzalanan ve tüm hizmet sektörü alanlarının serbest piyasa koşullarına açılmasının hukuki zeminini oluşturan çok yanlı ilk ticaret ve yatırım anlaşması olan GATS Hizmet Ticareti Genel Anlaşması, İETT'nin özelleştirilmesinin de temelini oluşturuyor. GATS anlaşma hükümlerinin eksiksiz uygulanmasını emrediyor. Ana prensibi her kamusal hizmetin piyasalaştırılması olan GATS'ın özel kesime koşulsuz açılmasını öngördüğü ana ve bağlı hizmetlerin arasında belediye hizmetleri, eğitim ve bağlı hizmetler, sağlık ve bağlı hizmetleri, sosyal hizmetler, madencilikle bağlı hizmetler, enerji dağıtımı ve bağlı hizmetler gibi son yıllarda piyasaya açılmaya başlayan ve olumsuz sonuçlarının teker teker ortaya çıktığı hizmetlerin yanı sıra deniz, kara ve hava taşımacılığı hizmetleri de bulunuyor.


    İstanbul Ulaşım İdaresi (İUİ) ne getiriyor İstanbul Ulaşım İdaresi Genel Müdürlüğü'nün görevleri "kara, deniz ve su toplu taşıma sistemi ile metro, tünel ve raylı sistem dahil her türlü toplu taşıma işlerini tesis ve/veya işletmesini imtiyaz, yap-işlet-devret veya yap-işlet yöntemleriyle yaptırmak; toplu taşıma hizmetlerini tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek, hizmet satın almak, toplu taşıma hatlarını kiraya vermek suretiyle yerine getirmek" olarak tanımlanıyor. Bu tanımın özelleştirmenin habercisi olduğu daha önce gazetemizde de yer alan haberlerle de duyurulmuştu. İUİ, büyükşehir belediyesince üstlenilen kavşak, viyadük, yol yapım, bakım ve onarım hizmetleri, yolcu ve yük terminalleri, her türlü ticari otoparklar, aktarma merkezleri ve bunlara ilişkin plan, proje, imalat, koordinasyon, denetim, ruhsatlandırma, işletim ve benzeri diğer işlemleri yürütmekle görevli olacak.


    'Toplu ulaşım kâr alanı olamaz' Gazetemizin sorularını yanıtlayan İETT Daire eski Başkanı Güven Otman kurumun özelleştirme sürecini özetlerken, Avrupa'daki özelleştirme örneklerinin vahim sonuçlarını da anlattı. İETT'nin özelleştirilmesindeki ilk adımlar hangileriydi? 1982 yılında 2705 Sayılı TEK Kanunu ile bütün elektrik dağıtımı İETT'den alındı. Elektrik İETT'nin en önemli gelir kaynağıydı. Doğalgaz çıkınca bu sefer de havagazı tasfiye edildi. İETT'nin otofinansman olanağı sağlayabilecek doğal gaz dağıtımı ise, projenin şebeke inşaatının İETT örgütleyiciliğinde yapılmasından hemen sonra İGDAŞ diye yasal dayanağı olmayan bir kuruluşla yürütülmeye başlanmış, inşaat aşamasına kadar yüzde 40 olan İETT payı, doğalgazdan gelir elde edilmeye başlanınca yüzde 9'a düşürülmüştür." 1980'de Özel Halk Otobüsleri'nin ortaya çıkmasıyla yaşanan gelişmeler nelerdir? 80'li yıllardaki özeleştirmelerden de nasibini aldı İETT. Harcama ve yatırımlarını gerçekleştirebilmek için özerk statüsünden ödünler verip sözün tam anlamıyla Büyükşehir Belediyesi'nin güdümüne girdi. 1980-1995 döneminde Büyükşehir Belediyesi bazı hizmetlerini anonim şirketler tarafından yürütmeye başladı. Bugün raylı ulaşımı yürüten Ulaşım AŞ'nin de içinde yer aldığı Belediye İktisadi Teşekküleri (BİT) oluşturuldu. Böylece bu şirketlerle belediye hizmetlerinin bölüm bölüm özelleştirilmesinin yolları açılmaya başlandı. Bugüne kadar gelen tüm belediye yönetimleri de bu yapıyı devam ettirdi. Bu yapı, belediye çalışanları ile yapılan toplu iş sözleşmelerinin de delinmesinin yolunu açtı. Özel Halk Otobüsleri'ne ve minibüs, dolmuş gibi yine özel toplu taşımacılığa hat kiralama yöntemleri ile ulaşım rantı paylaşıldı. Halk Otobüsleri istediği zaman çalışıyor. İstediği zaman da arabasını çekiyor. En ilginç uygulama ise İETT'nin kent içi ulaşımdaki yetkilerini ruhsat ve paraya dönüştürmesi olsa gerek. Kurum, hat kiralama gibi yöntemlerle kentin ulaşım rantının bir bölümünü ele geçirme çabası içinde ama bir noktadan sonra kendi varlık nedenini yok ederek kendi kendisini zor duruma düşürmektedir. Toplu taşımacılığın özelleştirildiği diğer ülkelerde nasıl uygulamalar olmuştur? İngiltere'de toplu taşıma özelleştirildi. Ancak insanlara hizmet götürülemiyor. Hizmet için yatırım lazım. Yatırım yapan özel sektör kârını yeteri kadar alamıyor. Alamayınca da araçlardan personelden tasarruf ve zaman tarifesinden tasurruf ediyor; sefer sayısı azaltılıyor. Zayıf olan hatlar var. Deniyor ki "siz yine oralara hizmet götürün, biz zararınızı karşılarız." Yine zarar görüyorsunuz. Bütçenizden özel firmalara para veriyorsunuz. Zaten sosyal bir hizmet olan toplu ulaşım bir kâr alanı olarak düşünülemez. Avrupa Birliği üyesi olan Belçika, İrlanda, İtalya, Avusturya, Finlandiya, Almanya, İspanya ya da İsviçre gibi ülkelerde kent içi toplu ulaşım kamu tarafından sıkı denetim altında tutulup bunlara kamu desteği yapılmaktadır. Bazı yörelerinde kent içi ulaşımın tam olarak özelleştirildiği İngiltere'de ise; otobüs işletmelerinin kamu maliyesi tarafından desteklenmesi bırakıldığından ayakta kalmak isteyen kuruluşlar yalnızca ücret tarifelerini artırarak yolcuya yüklenmekte veya tamamen çökmektedirler. Her iki durumda da mağdur olan halk olmakta, ya aşırı ücret ödemekte veya tamamen toplu ulaşımdan mahrum kalmaktadırlar. İngiltere'deki özelleştirmenin sonuçlarına örnekler verebilir misiniz? Hareket zamanları halkın gereksinmelerine göre değil, ulaşım kuruluşunun kendi kâr amacına göre yapılmaktadır. Yolcu ücretleri artmış, yolcu yoğun bölgelerde yüzde 12 yolcu azalması oluşmuştur. Kamusal teknik donanımlarla mümkün olan ulaşım entegrasyonu ve aktarma olanakları azalmış, biletlerin geçerlilik sürelerinde yolcu zararına indirimler yapılmıştır. Kamusal kent içi ulaşımın; kültürel, ekonomik ve eğitsel işlevlerine yanıt verme olanağı azalmıştır. Yoğunluk olmayan yörelerde ulaşım kalitesi düşmüştür. Altyapıya artık yeni yatırım yapılmamakta, bakım-onarım eksik bırakılarak yolcu canlı güvenliği tehlikeye sokulmaktadır. Plânlama ve ortak donanımların kullanım olanağı ortadan kalkmıştır. Kent içi toplu ulaşım kolunda işsizlik artmıştır. Gelir getirici hatlar öncelikle özelleştirilmiş, ancak kâr açısından çekici olmayan diğer hatların kamu tarafından parasal desteklenmesi ya da işletilmesi zorunluluğu ortaya çıktığından kamu maliyesinde iddia edilen rahatlama gerçekleşmemiştir. Yolcu lehine kurallar kaldırılarak kuralsız alanlar yaratılmış ancak bu rekabeti körükleyeceğine yolcu tarifelerinde yolcu aleyhinde keyfiliği artırmıştır. Çalışanlar arasında haksız rekabet yaratılarak çalışma ortamı aynen bugün İETT'de yapıldığı gibi bozulmuş, sonuç olarak ulaşım hizmeti kalitesi düşüp yolcu can güvenliği azalmıştır. Özet olarak özelleştirmeden, ne toplu taşıma sisteminden doğrudan yararlananlar ne de toplu ulaşım sistemindeki çalışanlar memnun olmuştur.

  • ÖNCEKİ HABER

    Urfa'dan mevsimlik göç başladı

    SONRAKİ HABER

    Zincirleme facia

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...