30 Mayıs 2005 21:00

Bu haberleri yarın yayınlasaydık
   ne olurdu?

"Düşünce ve ifade özgürlüğünü" kısıtladığı gerekçesiyle basın örgütleri ve gazetecilerin tepkisini çeken Yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) uygulanmasına yarın başlanacak. "Cezaevleri gazetecilerle mi dolacak" tartışmalarına rağmen, gazeteciler üzerindeki hapis tehdidinin kaldırılmaması "Gazeteler bundan sonra ne yazacak" sorularını da beraberinde getirdi. Gazetemizde geçmiş tarihlerde yayımladığımız haberlerimizden bazılarını yeniden inceledik ve daha önce dava konusu olmayan bu haberlerin yeni TCK ile birlikte hangi davaların konusu olacağını ele aldık. Örneğin; Kelebek Operasyonu sonrasında yakalanan ve yargılanan Sedat Peker, travestilere işkence yaptığı belgelenen ve yerel seçimlerde AKP'den adaylığını açıklayan Süleyman Ulusoy ile Enerji Bakanlığı'nda gerçekleştirilen rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ile igili haberlerimizin yeni TCK'ya göre analizini yaptık.




ÖRNEK 1 * 11.02.2005" tarahinde ekonomi sayfasında yayınlanan "Sonu Nereye Gidecek" başlıklı haber. "Bakanlar değişse de Enerji Bakanlığı'nda yıllardır değişmeyen şeyler soygun, rüşvet ve yolsuzluk." Dönemin bakanlarını Yüce Divan'a götüren Beyaz Enerji Operasyonu'nun ardından bakanlık şimdi yine 2. Beyaz Enerji Operasyonu ile çalkalanıyor. Önceki gün gözaltına alınan ve aralarında EÜAŞ Genel Müdürü Önder Piyade'nin de bulunduğu gözaltı sayısı dün alınanlarla birlikte 18'e yükseldi. Gözaltına alınan bürokratlar görevlerinden alındı. Önceki gün EÜAŞ Genel Müdür Vekili Önder Piyade, Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst, BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Fuat Celepçi, AKSA firmasının sahibi Cemil Kazancı, işadamı İbrahim Selçuk ile Necati Altın, İlknur Demirel, Ayşen Akar ve Onur Alkan'ın da aralarında bulunduğu 18 kişi gözaltında. Enerji Bakanlığı'ndaki ihale yolsuzluğu ile ilgili yürütülen "operasyonların çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve ihalelere fesat karıştırıldığı gerekçesiyle başlatıldığı" belirtildi. NE OLURDU? Yukarıdaki haberde yeni TCK'ya göre birkaç madde ihlal ediliyor. TCK'nın 285. maddesine göre: "Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal edenler" bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına mahkûm ediliyor. Bu suç basın yoluyla işlendiğinde suçun cezası yarı oranında artırılıyor. Yine bu haberde ismi geçenlerin onur, şeref ve saygınlığı rencide edildiği gerekçesi ile TCK'nın 125. maddesini ihlal etmek suçlaması ile haberi yapan gazeteci altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına mahkûm edilebilir. Suç basın yoluyla işlendiğinde üçte bir oranında ceza artırılıyor.




ÖRNEK 2 * 09.10.2004" tarihinde gazetemizde "Mafya Cumhuriyeti" başlığıyla manşet olan haber. "Çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak suçundan dört gündür gözaltında tutulan ve dün savcılığa çıkartılan Sedat Peker soruşturmasında ulaşılan bilgiler, mafya örgütlenmesi ve ilişkilerinin ürkütücü boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Soruşturmaya Yargıtay üyeleri, TSK'daki üst düzey komutanlar, emniyet müdürleri, bürokratlar, belediye başkanları ve işadamlarının adı da karıştı. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, biri savcı, 6 yargı mensubu hakkında soruşturma başlattı. Peker'le bağlantısı tespit edilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli iki başkomiser ve başka illerde görevli bazı emniyet müdürleriyle ilgili olarak soruşturma başlatılması için de harekete geçildi..." NE OLURDU? Bu haberde de TCK'nın 125. ve 285. maddeleri ihlal edildiği gerekçesi ile muhabir hakkında dava açılabilir. Ayrıca, Mafya Cumhuriyeti başlığı hakkında TCK'nın 301. maddesindeki "...Cumhuriyeti......alenen aşağılayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmü gereğince soruşturma açılabilir. Sedat Peker'in fotoğraflarının yayınlanması halinde ise, TCK'nın 286. maddesine göre, "Soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasında ses ve görüntüleri kaydeden kişi altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir."




ÖRNEK 3 * 08.01.2004" tarihli "İşkenceci Adaya Tepki" başlıklı haber. "İşkence yaptığı belgelenen Başkomiser Süleyman Ulusoy'un adaylığına büyük tepki var. Kamuoyunda "Hortum Süleyman" olarak bilinen Ulusoy, AKP'den Erzurum'un Horosan ilçesi belediye başkanlığı için aday olduğunu açıklamıştı. Başkomiser Süleyman Ulusoy'un, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaparken travestileri hortumla döverken çekilmiş görüntüleri basına yansımıştı. Ardından atandığı Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü Ekipler Amirliği'nde de benzer işkenceler yaptığı ortaya çıkan ''Hortum Süleyman'', 27 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmış, ancak aftan yararlanmıştı." NE OLURDU? Bu haber de Süleyman Ulusoy'un şerefini rencide edebileceği gerekçesi ile TCK'nın 125. maddesine aykırı sayılabilir.




AKP'DEN YEREL GAZETEYE DAVA AKP Hükümeti'nin soruşturmalarından Demokrat İskenderun gazetesi de nasibini aldı. Demokrat İskenderun gazetesinin 12.04.2005 tarihli 5. sayfasında yayınlanan "1 Mayıs'a doğru Türkiye" başlıklı yazısından dolayı gazetenin Yazı İşleri Müdürü Ersen Korkmaz hakkında soruşturma başlatılması için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü'nden izin alındı. Yazıdaki, "... Ekonomik anlamda kötü gidişe çözüm bulamayan AKP Hükümeti ve sermaye, halkın vazgeçemediği değer yargıları olan vatan, bayrak, din vb. öğelerini kullanarak halkın bu alandaki tepkisini, öfkesini bu yönlere çekmeye amaçlıyor. Bu yönde düğmeye basıldı... 1 Mayıs'ta sermayenin emrinde olan AKP Hükümeti'nin yıkım ve imha politikalarına karşı barış, kardeşlik, adalet ve demokrasi mücadelesinin bayrağı tüm ezilenlerin ortak mücadelesiyle doruklara çıkartılmalıdır" ifadalerinden dolayı, AKP Hükümeti'nin manevi şahsiyetini neşren tahkir ve tezyif etmek iddiasıyla soruşturma açılmasına karar verildi. Ne olurdu? Esen Korkmaz hakkındaki soruşturma Yeni TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olsaydı, bu durum TCK'nın "Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama" kapsamında 301/2 madde uyarınca ele alınacaktı. Korkmaz, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" maddesinden yargılanacaktı.

Evrensel'i Takip Et