30 Mayıs 2005 21:00

Barış konferansı
   tartışmalarla sona erdi

Üç gün süren konferasın ikinci gününde, Kürt sorunu etrafındaki tartışmalar öne çıktı. TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, Kürt kimliğinin tanınarak anayasal güvenceye alınmasını isterken; DEP eski Milletvekili Orhan Doğan, Kürt siyasetinde bir makas değişikliğine işaret etti.

Paylaş
Diyarbakır 5. Kültür ve Sanat Festivali kapsamında düzenlenen ve üç gün süren "Ortadoğu'da Barış ve Halkların Barış Hakkı" konulu konferans dün sona erdi. Konferansın ikinci gününde daha çok Türkiye'deki Kürt sorununa ilişkin çözüm önerileri dile getirildi. Orhan Doğan, Kürt siyasetinde bir "makas değişikliği"ne işaret ederken; Ragıp Duran, ABD'nin işgalini savunan Cengiz Çandar'a sert yanıtlar verdi. Faik Bulut ise Kürtlerin kafasının "karışık" olduğunu savundu. Konferansın ikinci gününde söz alan TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, Kürt sorununun bir "iç sorun" olmaktan çıktığını ve uluslararası bir boyut kazandığını ifade etti. Kürt sorununun ancak "demokratik bir ortamda" çözülebileceğini kaydeden Soğancı, 1998 yılında yapılan Demokrasi Kurultayı bildirgesinden alıntı yaparak şunları sıraladı; "Kürt kimliği tanınarak anayasal güvenceye alınmalı, Kürt dili ve kültürü önündeki kısıtlamalar kaldırılmalı, zorunlu göç mağdurlarının zararları tazmin edilmeli, köye dönüşleri sağlanmalıdır."

Çandar'a yanıt Gazeteci Ragıp Duran ise sözlerine ilk günkü oturumda konuşan Cengiz Çandar'ı eleştirerek başladı. "Dünkü oturumda kendimi bir an Washington'da zannettim. Ancak etrafımdaki bıyıklı esmer insanları görünce Diyarbakır'da olduğumu anlayabildim" diyen Duran şöyle devam etti; "Burada tartıştığımız barış ve savaş meselesi. Barış konulu bir panelde savaş savunuculuğu yapılmasını ve savaş iyidir denilmesini öncelikle bir Kürt şehri olan Diyarbakır'a hakaret olarak algılıyorum. Tabii ki savaş ABD için iyidir. Buna kuşku yok. Ancak bu savaş uzun vadede ABD için de kötü bir savaş olacaktır. Tarihte işgalcinin hiçbir dönem kazandığı görülmemiştir. Bu savaş haksız ve gayrı meşru bir savaştır."

'Makas' değişikliği DEP eski Millitvekili ve DTH sözcülerinden Orhan Doğan, "Ya ben ya sen değil, hem ben hem sen" başlıklı uzun sunumunda; Kürtler ve Türkler arasında kurulması gereken empatiden, savaşın her iki tarafa yaşattığı acıların paylaşılmasından bahsettikten sonra Kürt siyasetine bir çağrıda bulundu; "Artık Kürt siyasetinde bir makas değişikliğine gidilmeli. Şimdiye kadar siyasi partilerimiz, genel merkezleri, belediye başkanlarımız, hatta il başkanları ve kitle örgütü temsilcilerimiz Kürt sorununda hep kendilerinin muhatap alınmasını talep etmiş bu olmadığında da 'biz arabulucu olabiliriz' demişlerdir. Artık bu tutumdan vazgeçmeliyiz. Sorunun muhatapları belli. Kürt siyasetinin yapması gereken arabuluculuk ya da muhatap alınma değil bu süreci kolaylaştırmak olmalıdır."

'Önce iç demokrasi' Kürtlerin kendi kendini eleştirmesi gerektiğini belirten Doğan şöyle devam etti; "Biz Kürtler demokrasi istiyoruz ancak kendi içimizde demokrat değiliz. Özgürlük istiyoruz ama kendi içimizde totaliter davranıyor, özgürlüklere izin vermiyoruz. Türk halkıyla birlik diyoruz. Ancak kendi içimizde birlik olamıyoruz. Tersine birbirimizin kuyusunu kazmaya çalışıyoruz. Bırakın Türk aydınlarıyla birleşmeyi HEP sürecinden bu yana birlikte yürüdüğümüz birçok arkadaşımızı kaybettik. Küçük olsun benim olsun anlayışıyla, genel başkan olmak, PM'ye girmek, belediye başkanı olmak vs için birbirimizin ayağını kaydırıyoruz. Kendi içimizde bile birlik olamıyoruz."

Milliyet'e gönderme Milliyet gazetesinde yayınlanan bir habere de atıfta bulanan Doğan, "Sayın büyükelçi karşımızda olsaydı da söyleyebilsedik kendisine: İspanya niye ETA ile görüşüyor. İngiltere IRA ile masaya oturuyor. Onlar da terörist örgütler değil mi? Bu durumda ortaya koyuyor ki Türkiye'deki çözümün Avrupa ve başka bir yerde aranmaması gerekir. Biz asla yalnız yürümeden kendi iç dinamiklerimizle, Türk halkıyla birlikte çözeceğiz" dedi.

İki dilli Diyarbakır Gazeteci-Yazar Şahin Alpay ise konuşmasının büyük bölümünü liberal demokrasi üzerine kurarak "Bence liberal demokrasi tüm kurum ve kuralları ile işletildiğinde hiçbir sorun kalmayacaktır" diye konuştu. AB yolunda atılan adımların küçümsenmemesi gerektiğini savunan Alpay, şöyle konuştu; "Diyarbakır artık iki dilli bir şehir haline gelmiş. Eskiden de fiilen iki dilliydi ancak şimdi bu her alana yansımış. Üç yıl önceye göre Türkiye'de çok önemli bir şey değişti. Kürt kimliği resmen tanındı. Bunu niteliksel bir sıçrama olarak değerlendiriyorum. Bundan sonraki gelişmeler ise ancak nicel gelişim olarak değerlendirmek gerekir. Kürt kimliği ve kültürünün gelişmesi ve kendini serbestçe ifade edebilmesi için çalışmak gerekir."

Filistin-Kürt karşılaştırması Filistin ve Kürt sorununu karşılaştırarak bir sunum yapan Gazeteci-Yazar Faik Bulut, Filistin'de ortak bir örgüt geleneği bulunduğunu, Kürtlerin ise bir "parçalanmışlık" içinde olduğunu kaydetti. Güneydeki gelişmeleri küçümsememek gerektiğini, Kürtlerin burada bir devlet örgütlenmesi içinde olduğunu anlatan Bulut, Kuzey'de de bir birikimin oluştuğunu ifade etti. "Kim bu birikimi yıkmaya çalışırsa altında kalır" diyen Bulut, Türkiye Kürtlerinin kafasının karışık olduğunu savunarak, "Tek çözüm, tek kişide örgütlenme yanlıştır. İslam'da bile bir imam tutuklandığında verdiği fetva geçersiz oluyor" diye konuştu. Bulut, çözümü merkezi iktadarın lobi ve diplomasi faaliyeti ile baskı altına almak olduğunu dile getirdi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Adayların ÖSS stresi başarısızlığı getiriyorUğraş Vatandaş Öğrencilerin ilköğretimden başlayarak 11 yıl süren öğrenim hayatlarının en önemli dönemecinde "tamam" ya da "devam" anlamına gelen Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) artık sayılı günler kaldı. İlk ve ortaöğretimin ardından üniversite eğitimi görebilmek için, yüzbinlerce adayı geride bırakmak zorunda olan öğrenciler üzerindeki baskı ve stres de sınavın yaklaşmasıyla birlikte artmaya başladı. Uzmanlara göre, öğrencilerin kaygılarını yükselten sebeplerin başında; öğrenim hayatlarının 3 saatlik bir sınava sıkıştırılması, 1 yıl kaybetme korkusu ve ailenin aşırı beklentiye girmesi geliyor. Uzmanlar bu noktada, ailelerin çocuklarıyla arkadaşca bir diyalog kurmasının önemine dikkat çekiyor.

Kaygı artıyor Özel bir dershanede rehberlik hizmetleri müdür yardımcısı olarak görev yapan Neval Tuygun, gazetemize yaptığı değerlendirmede, öğrencilere, "Moralini bozmadan, çalışmayı bırakmayarak, olumlu düşün" tavsiyesinde bulundu. Öğrencilerin sınav kaygısının bugünlerde anormal boyutlara ulaştığını belirten Tuygun, bu durumun yarattığı olumsuzlukları şöyle sıraladı: "Kaygı düzeyi çok yüksek boyutta olursa öğrenci hiçbir şey yapamaz. Bazı öğrencilerim sınıftan ağlayarak çıkıyorlar, karın ağrısı ve yüksek ateş gibi şikayetler görülüyor. Son zamanlarda ciddi kilo artışı yaşayan öğrencilerim var. Bu nedenle sınav kaygısını en aza indirmek gerekir. Bunun yolu da öğrencilerin kendilerine olan güvenlerinden hiçbir zaman vazgeçmemeleridir. Öğrenciler okullarındaki ve dershanelerindeki rehber öğretmenleriyle kaygılarını paylaşarak sorunu çözebilirler."

Meslek seçimi Tuygun ayrıca, adayların deneme sınavlarındaki başarı ya da başarısızlığına göre meslek seçimlerinin değiştiğine işaret ederek, "Öğrencilerin meslek tercihleri, sınavlardaki puanlarına göre değişim gösterebiliyor. Bir geçiş süreci yaşanabiliyor adaylarda. Bu konuda hedeflerin iyi belirlenmesi ve ona göre hareket edilmesi gerekir" uyarısında bulundu.

Aileler dikkat Öğrencilerin, ÖSS'yi hayatlarındaki en büyük duvar olarak algıladıklarına dikkat çeken Neval Tuygun, bu noktada önemli görevler düşen ailelere şu önerilerde bulundu:

  • ÖSS'ye kadar çocuklarınıza okul ve sınavla ilgili çok fazla soru sormayın

  • Sürekli 'sen' mesajı vermeyin

  • Sınav kaygısı içinde olan çocuğunuzla ilişkinizi bozmayın
  • Rahatlatıcı ve hayata dair yaklaşımlarla sınava hazırlanan çocuğunuzun kendisini daha iyi hissetmesini sağlayın
  • Çocuğunuzla arkadaşça diyalog kurarak, destekleyici olun.

  • ÖNCEKİ HABER

    Eğitimci mücadeleden
       vazgeçmeyecek

    SONRAKİ HABER

    ÖSS ve AOBP kaldırılsın

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...