26 Mayıs 2005 21:00
Su akar yatağını bulur...
Bazen doğruyu bulmak için birçok yanlış yapmak gerekebilir. Bu aşkta da böyle olsa gerek. Bugün gösterime giren "Aşk Gibi Bir Şey" bu tezi güçlendiren bir film.
Bazen doğruyu bulmak için birçok yanlış yapmak gerekebilir. Bu aşkta da böyle olsa gerek. Bugün gösterime giren "Aşk Gibi Bir Şey" bu tezi güçlendiren bir film. Hafta sonunu 'romantik' bir filme giderek değerlendirmek isteyenler için iyi bir fırsat olabilecek film, tanıştıktan ve arada birçok hayat yaşadıktan sonra birlikte olan iki insanın hikayesini anlatıyor. Üniversiteden yeni mezun olan Oliver'in gözü, bir yolculuk öncesinde havaalanında sevgilisiyle kavga eden Emily'e takılıyor. Uçağı beklerken bu kez gözler üzerinde olan Oliver. İkili'nin uçaktaki 'kısa' yakınlaşmasından ve uçaktan indikten sonra geçirdikleri birkaç saatten sonra yolları ayrılıyor. Bu iki farklı insanın birlikte olması için 'yanlış zaman.' Yıllar boyunca faklı insanlarla birlikte olan, farklı işlerde çalışan ve her bunaldıklarında birbirlerine sığınarak teselli bulan Emily ve Oliver'in 'doğru zamanı' yakalaması için tam yedi yıl geçmesi gerekiyor. "Aşk Gibi Bir Şey"; bir yandan zorunluluklar, öncelikler, aile, iş vb. durumların insanların hayatlarını nasıl şekillendirdiğini anlatırken: öte yandan seyirciyi tekrarlara boğmadan romantik bir hikayeyi anlatmayı başarıyor. Nigel Cole'un yönetiminde Ashton Kutcher ve Amanda Peet'in iyi oyunculuğuyla güçlenen film; bir anlamda eğer her iki tarafta da da harekete geçen bir şeyler varsa, sonucun geç de olsa alınacağını salık veriyor seyircisine. Eğer hareket başlamışsa su akıp yatağını buluyor sonuçta...
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
