19 Mayıs 2005 21:00
Genç Umut'lar tükeniyor
Onaltı yaşındaki Umut Kahraman, artık ne yürüyebiliyor, ne ellerini ne de kollarını kullanabiliyor.
Çalıştığı ayakkabı fabrikasında kullandığı kimyasal maddeler nedeniyle zehirlenen Umut, felç oldu. Doktorların "Bir gün daha geç getirseydiniz, ölecekti" sözlerinin şokunu hâlâ üzerlerinden atamayan ailesi, Umut'in iyileşmesi için ellerinden geleni yapıyor.
Baba Metin Kahraman, işportacılık yaparak hayatını kazanıyor. Zabıtalar sık sık tezgahını açmasına izin vermediği ve anne de hastalığı nedeniyle çalışamadığı için Umut, 16 ay önce, Güney Ayakkabı Fabrikası'nda işe başladı. Ayda 320 milyon lira ücret karşılığında çalışan Umut, ödemeler geç ve parça parça yapılsa da önemsemiyordu. Onun için önemli olan ailesine yardımcı olabilmekti.
Günde 13 saat Güney Ayakkabı Fabrikası'nda spor ayakkabıların üst kısmını yapıştırma işini yapan Umut, sabah 08.00'den akşam 21.00'e kadar çalışıyordu. Genelde genç işçilerin çalıştığını söylediği fabrikada, 12-16 yaşlarında çocuklar da bulunuyor. Toplam 40 işçinin çalıştığı işyerinde, sigorta primleri yatırılmıyor. Umut'un iki aylık ücreti verilmemiş. Umut, bunun "fabrikanın bir kuralı" olduğunu söylüyor: İşçilerin iki aylığı içeride tutuluyor. Patron, işçiler eğer çıkarsa bu parayı vermemekle tehdit ediyor. Ücretlerin, ödendiği zaman da, parça parça verildiğini söyleyen Umut, işçilerin patrondan korktuklarını belirtiyor: "Korkudan dolayı kimse ısrarcı olamıyor. İşçiler arasında konuşunca patron küfür ediyor, hatta bazen dövüyordu."
Kullanılan ilaç değişti Fabrikada havalandırma ve ısıtma sistemi olmadığını, işçilere hiçbir koruyucu verilmediğini, sadece birkaç günde bir kaşık yoğurt yedirildiğini söyleyen Umut'un anlattıklarına göre; bir süre önce, fabrikada ayakkabılara sürülen ilaç değişmiş. "Kaliteli ilaç dururken o Kırmızı Gül diye bir ilaç getirdi. Onun içine de yapışmıyor diye, Lateks diye beyaz bir ilaç katıyordu. Çok ağır bir kokusu vardı" diyen Umut, bu değişimden yaklaşık 20 gün sonra rahatsızlanmış. Kendisi dışında 4-5 kişinin daha ilaçtan zehirlendiğini ifade eden Umut, Onur Çaylak adında bir akadaşının da aynı ilacı kullandığını, onun da yürüyemediğini belirtiyor. Tohumuna para mı saydım? Hastalandıktan sonra, evlerine gelen patronun, annesine ve babasına "Sizin evladınız benim evladım, tedavisini yaptıracağım" dediğini aktaran Umut, "Babamla kapısına gittik. Babama, 'Ne haliniz varsa görün, tohumuna para mı saydım' dedi" diyor. Güney Ayakkabı Fabrikası'nın sahibi Hasan Baltacı'yı mahkemeye verdiğini belirten baba Metin Kahraman, haklı olduklarını ve mahkemenin doğru karar vereceğine inandıklarını söyledi. Umut'tan başka iki tane daha çocuğu olan Metin Kahraman, Umut'un tedavisi için şu ana kadar 12-13 milyar borç almış. Aile, komşularının ve akrabalarının yardımıyla geçinmeye çalışıyor.
Günde 13 saat Güney Ayakkabı Fabrikası'nda spor ayakkabıların üst kısmını yapıştırma işini yapan Umut, sabah 08.00'den akşam 21.00'e kadar çalışıyordu. Genelde genç işçilerin çalıştığını söylediği fabrikada, 12-16 yaşlarında çocuklar da bulunuyor. Toplam 40 işçinin çalıştığı işyerinde, sigorta primleri yatırılmıyor. Umut'un iki aylık ücreti verilmemiş. Umut, bunun "fabrikanın bir kuralı" olduğunu söylüyor: İşçilerin iki aylığı içeride tutuluyor. Patron, işçiler eğer çıkarsa bu parayı vermemekle tehdit ediyor. Ücretlerin, ödendiği zaman da, parça parça verildiğini söyleyen Umut, işçilerin patrondan korktuklarını belirtiyor: "Korkudan dolayı kimse ısrarcı olamıyor. İşçiler arasında konuşunca patron küfür ediyor, hatta bazen dövüyordu."
Kullanılan ilaç değişti Fabrikada havalandırma ve ısıtma sistemi olmadığını, işçilere hiçbir koruyucu verilmediğini, sadece birkaç günde bir kaşık yoğurt yedirildiğini söyleyen Umut'un anlattıklarına göre; bir süre önce, fabrikada ayakkabılara sürülen ilaç değişmiş. "Kaliteli ilaç dururken o Kırmızı Gül diye bir ilaç getirdi. Onun içine de yapışmıyor diye, Lateks diye beyaz bir ilaç katıyordu. Çok ağır bir kokusu vardı" diyen Umut, bu değişimden yaklaşık 20 gün sonra rahatsızlanmış. Kendisi dışında 4-5 kişinin daha ilaçtan zehirlendiğini ifade eden Umut, Onur Çaylak adında bir akadaşının da aynı ilacı kullandığını, onun da yürüyemediğini belirtiyor. Tohumuna para mı saydım? Hastalandıktan sonra, evlerine gelen patronun, annesine ve babasına "Sizin evladınız benim evladım, tedavisini yaptıracağım" dediğini aktaran Umut, "Babamla kapısına gittik. Babama, 'Ne haliniz varsa görün, tohumuna para mı saydım' dedi" diyor. Güney Ayakkabı Fabrikası'nın sahibi Hasan Baltacı'yı mahkemeye verdiğini belirten baba Metin Kahraman, haklı olduklarını ve mahkemenin doğru karar vereceğine inandıklarını söyledi. Umut'tan başka iki tane daha çocuğu olan Metin Kahraman, Umut'un tedavisi için şu ana kadar 12-13 milyar borç almış. Aile, komşularının ve akrabalarının yardımıyla geçinmeye çalışıyor.
Evrensel'i Takip Et