11 Mayıs 2005 21:00

Ayaz Ailesi şaşkın!

Diyarbakır'ın Bismil ilçesi Köseli köyünde otobüs çarpması sonucu ölen 8 yaşındaki Meki Ayaz'ın annesi Hayriye Ayaz, kazayla ilgili ailenin açtığı tazminat davasına ilişkin bilirkişi raporuna tepki gösterdi.

Paylaş
Diyarbakır'ın Bismil ilçesi Köseli köyünde otobüs çarpması sonucu ölen 8 yaşındaki Meki Ayaz'ın annesi Hayriye Ayaz, kazayla ilgili ailenin açtığı tazminat davasına ilişkin bilirkişi raporuna tepki gösterdi. Baba Medeni Ayaz ise temyize başvuracaklarını, sonuç alamamaları durumunda İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklerini söyledi. İlçeye bağlı Üçtepe köyünde oturan Ayaz, (31) bir anne olarak evladını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Oğlunun ölümünden bu yana tarifsiz acılar çektiğini ifade eden Ayaz, şunları söyledi: "Raporda oğlum öldüğü için kârlı olduğumuz söyleniyor. Böyle düşünseydim, oğlumu dünyaya getirmezdim. Ben onu büyütüp okutacaktım. Rapora hiçbir anlam veremedim. İnsan olarak analık hakkımı istiyorum. Kazadan 4-5 ay sonra bir oğlum daha oldu. Ölen oğlumun adını yaşatmak için yeni doğan oğluma onun ismini verdim. Ama hiç kimse ölen oğlumun yerini tutamaz."

AİHM yolu Baba Medeni Ayaz (41) da trafik kazasından sonra mahkemeye başvurduklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Raporda (iyi ki çocuğunuz ölmüş, kârlısınız) anlamı var. Bizim Dicle Üniversitesi'nde profesör olan bir akrabamız var. Yan komşumuzun oğlu avukat olmuş. Ne demek oğlum adam olamaz. Raporu görünce şok oldum. Mahkemelerden sonuç çıkmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız." Avukat Kenan Ceylan da temyiz için başvuru hakları olduğunu, bundan da sonuç almamaları durumunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunacaklarını söyledi. Ne olmuştu? İlköğretim okulu 2. sınıf öğrencisi Meki Ayaz, 23 Nisan 2003 tarihinde Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Köseli köyünde bir otobüsün çarpması sonucu yaşamını kaybetti.

Aile bunun üzerine tazminat talebinde bulundu. Ancak otobüsü sigortalayan şirketin bu talebi kabul etmemesi üzerine, Ayaz Ailesi, Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, kusur ve tazminat hesaplamasının bilirkişi tarafından yapılması için dosyayı Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderdi. Bilirkişi raporunda, Meki Ayaz'ın ölmesinden dolayı ailenin, çocuklarını büyütmek için harcayacakları 42 milyar liradan kurtulduğu ve bu nedenle tazminat isteme hakkının olmadığının belirtildiği öne sürüldü.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


'Kırgızistan'da istikrarsızlık
   daha da artabilirOnur Bakır ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Pınar Akçalı, Kırgızistan'da ciddi sosyal ve ekonomik sorunlar yaşandığına işaret ederek, "Bu sorunlar çözülmediği sürece siyasi istikrarsızlık Akayev döneminden çok daha şiddetli bir biçimde kendisini gösterebilir" dedi. Kırgızistan'da yaşanan yönetim değişikliğini gazetemize değerlendiren Akçalı, "herkese evet demek zorunda olan bir ülke" olarak tanımladığı Kırgızistan'da yeni yönetimin hem kendisini destekleyen ABD yönetimi ile hem de Rusya ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışacağına dikkat çekti. Akçalı'ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Ukrayna, Gürcistan ve son olarak de Kırgızistan'da gerçekleşen yönetim değişikliklerine ilişkin "darbe"den "devrim"e birçok yakıştırma yapıldı. Sizce bu nasıl tarif edilmeli? Daha önce Gürcistan'daki olaylara "Gül Devrimi", Ukrayna'da ise "Turuncu Devrim" denildi. Kırgizistan'da yaşananlara da benzer bir benzetme yapılmış olabilir diye düşünüyorum. Fransız Liberation gazetesi "Ekspres Devrim" deyimini kullandı. Ancak Kırgizistan'da yaşanan yönetim değişikliğini bir "devrim" hele de bir "halk devrimi" olarak nitelendirmek kanımca doğru değil. Kimse hatta değişikliğin önderliğini yapanlar bile sonunun ne olacağını bilmiyorlar. Kırgız muhalefeti, seçimlerde istediği sonucu alamayınca eski devlet başkanına karşı halkın bir kısmını ardına alarak bir protesto hareketine ön ayak oldu.

Yönetim değişiklikleri ABD-Rusya çekişmesinin bir yansıması mı? Sadece ABD-Rusya çekişmesi ile açıklamak tam doğru olamasa da bu çekişmenin önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Benzer görüşler Gürcistan ve Ukrayna'daki yönetim değişiklikleri için de öne sürüldü. Bu ülkelerde Rusya'ya yakın olan liderler devrildi, yerine ABD'ye yakın olan kişiler getirildi. Bu durumun Kırgızistan için de geçerli olduğu söylenebilir. Yönetimden uzaklaştırılmasının hemen ardırdan eski Devlet Başkanı Akayev, Rusya'ya sığındı. Öte yandan yeni lider Bakiyev'in de ABD tarafından desteklendiğini biliyoruz. ABD'nin Bişkek Büyükelçisi Stephan Young, Kırgız muhalif liderler ve şimdiki lider Bakiyev ile defalarca görüştüğünü açıkça dile getirdi. Devrik lider Akayev'in izlediği denge politikasında son bir yıl içinde Rusya ve Çin lehihe bir değişim olduğu ve bu durumun ABD'nin tepkisini çektiği de öne sürülmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki Kırgızistan'ın en önde gelen eski muhalif liderlerinden Feliks Kulov'un ifade ettiği biçimiyle Kırgızistan "herkese evet demek zorunda olan bir ülke". Yeni lider Bakiyev de yeni dönemde "Rusya ile ilişkilerin mükemmel olacağını" vurguladı.

ABD'nin bölgeye ilgisinin nedenleri nelerdir? Hazar Havzası gerçekten de büyük potansiyeli olan doğal zenginlikleri barındırmaktadır. Zaten bağımsızlığın hemen ardından tüm batılı ülkelerin, ama en başta da ABD'nin bölgenin yeraltı kaynakları açısından en zengin ülkesi olan Kazakistan'a büyük bir ilgi gösterdiğini ve pek çok ABD şirketinin bu ülkeye yatırım yaptığını biliyoruz. Ancak ABD'nin bölge ile ilgilenmesinin tek nedenini doğal zenginlikte aramamak gerekir. Bölgesel istikrarsızlık, radikal İslamcı akımlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi ABD çıkarlarını tehdit edebilecek diğer konular da önem taşımaktadır.

Kırgızistan'daki yönetim değişikliğinin nedenlerini nerede arayabiliriz? Orta Asya'da bir siyasi istikrarsızlığa işaret ediyor mu? Siyasi istikrarsızlık oldukça karmaşık ve çok yönlü bir kavram. Orta Asya ülkelerinin, iç savaş yaşayan Tacikistan, yakın zamana kadar istikrarlı olduğu kabul ediliyordu. Ancak Kırgızistan'daki gelişmeler baş döndürücü bir hızla Akayev yönetiminin devrilmesiyle sonuçlandı. Yönetimi ele geçirmiş olanların bundan sonra istikrarlı bir siyasi ortam yaratıp, yaratamayacakları henüz belli değil. Ülkenin yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında. Kırgızistan'da yaşları 5 ile 14 arasında değişen 100 bin sokak çocuğunun olduğu söyleniyor. Nüfusu 6 milyon olan bir ülke için çok yüksek bir oran bu. Ülkenin geleceği olan gençlerin eğitim olanakları bağımsızlıktan bu yana giderek geriledi ve eğitimli gençlerin mezuniyet sonrası iş olanakları da giderek daraldı. Bu sorunlar çözülmediği sürece ülkede siyasi istikrarsızlık, Akayev dönemine göre çok daha şiddetli bir biçimde kendisini gösterebilir.

Orta Asya'da da benzeri siyasi gelişmeler yaşanabilir mi? Benzer gelişmeleri kısa dönemde beklemiyorum. Kazakistan'daki durum Kırgızistan'dakinden oldukça farklı. Ekonomik dönüşüm, refah düzeyi ve politik katılım kanalları açısından Kazakistan'da daha farklı bir yapı var. Tacikistan 1992-1997 yılları arasında yaşadığı iç savaştan sonra toplumsal uzlaşmaya dayalı bir hükümet kurmayı başardı. Türkmenistan ve Özbekistan'da ise gerçekten baskıcı liderler var, Akayev'in akıbetine uğramamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını düşünüyorum. Ancak Orta Asya yönetimlerini 1989 yılında Doğu Avrupa'da başlayan ve domino etkisi olarak nitelendirilebilecek biçimde devrilen yönetimler gibi ard arda devrilecekleri kanısında değilim.

ÖNCEKİ HABER

Marksizm geleceğe yürümektir

SONRAKİ HABER

Madenlerdeki sorunlar masaya yatırıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...