07 Mayıs 2005 21:00

ABD'ye uygun bir başkan!

Amerikalı yazar Jonah Gindin, Amerika Devletleri Örgütü'nün başına gelen Şilili Jose Miguel Insulza'nın, aslında ABD karşıtı olmadığını, aksine, ABD'nin Venezüella'ya baskı politikasına destek verdiğini belirtiyor.

Paylaş
Latin Amerika gezisini tamamlayan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, vakit kaybetmeden Amerika Devletleri Örgütü'nün (OAS) 'başkanlık seçimleri' için Washington'a döndü. Gerçi Şili İçişleri Bakanı Jose Miguel Insulza'nın OAS başkanı olacağı, Meksikalı aday Luis Ernesto Derbez'in seçimlerden çekilmesiyle kesinleşmişti. Aslında OAS liderliği için 'gerçek' seçim, geçtiğimiz cuma günü Şili'nin başkenti Santiago'da, Rice'ın kaldığı otel odasında yapıldı. Demokrasi Kurultayı'na katılmak için Şili'de bulunan Rice, kapalı kapılar arkasında yaptırdığı 'asıl' seçim sayesinde "ABD tarzı"nı pekiştirmiş oldu. Öte yandan Amerika kıtasında demokrasi kültürünün gelişmesi için kurulan 34 üyeli OAS, henüz buna yönelik kesin adımlar atmış değil. Örneğin OAS başkanlığı için her ülkenin 1 oy hakkı olmasına rağmen, ABD, kıta ülkelerine yaptığı ekonomik ve politik şantajlar sayesinde bugüne değin kendi desteklediği adayların kazanmasını sağladı.

Yüzeysel bölünme Şilili Insulza, Latin Amerika'nın "sol bloku" tarafından, rakibi Meksika Dışişleri Bakanı Derbez ise, ABD tarafından destekleniyordu. İki rakip arasındaki geçtiğimiz ay yapılan ilk tur seçimleri de bu doğrultuda şekillenmiş ve 17'ye 17 oyla tamamlanmıştı. Ancak OAS'ta görünen bölünme sadece "sembolik" bir önem taşıyor. Kimileri, Insulza'nın kazanmasını, en büyük destekçisi "Hugo Chavez'in zaferi" olarak görüyorlar. Fakat Rice'ın son hamlesi ile yapılan 'seçim' gösterdi ki, ABD, sadece görüntüde kaybetti. Birçok uzman OAS seçimlerini, Bush ile Chavez arasındaki bir savaş olarak yansıttı. Hatırlanacaktır; ABD ile Venezüella ilişkileri, Chavez'e karşı 2002 Nisan'ında yapılan başarısız darbe girişimi ile krize girmişti. O günlerden itibaren gerilen ilişkiler Bush kabinesinin 2. kez göreve başladığı dönemden bu yana daha da geriledi. Bu yüzden Insulza'nın, OAS başkanı olması, birçok gözlemcinin "ABD'nin, Venezüella'ya karşı ilk yenilgisi" şeklinde yorumlarına sebep oldu. Çünkü örgütün başkanlığı, sürekli ABD'ye yakın isimler tarafından doldurulmuştu.

Insulza'nın ABD'ye yakınlığı Ancak Insulza'nın zaferini bu şekilde yorumlamak çok büyük bir hata olur. Geçtiğimiz cuma günü Rice'ın otel odasında yapılan gizli toplantıdan sonra, Insulza'dan ilginç demeçler geldi. Şilili politikacı, kendisini destekleyen diplomatlara minnetini sunmasının ardından, OAS Başkanı olarak önceliklerini ilan etti. Buna göre OAS Başkanı'nın öncelikleri, Rice ve Pentagon Bakanı Donald Rumsfeld'in söylemi ile doğrudan kesişiyor. Insulza, "Şu vazgeçilmez bir gerçektir ki, demokratik yolla işbaşına gelen yöneticiler, direktiflerini demokratik bir tarzda vermelidirler. Aksi halde hükümetler, seçim ile göreve gelmiş olsalar dahi, anti-demokratik uygulamalarından dolayı OAS'a hesap vermek zorunda kalırlar" şeklinde konuştu. Son zamanlarda Venezüella'ya karşı saldırılarını arttıran Bush kabinesi, ülkenin diğer Latin Amerika ülkelerinden tecrit edilmesi için çalışmalarını yoğunlaştırmıştı. Chavez'in son günlerde ABD emperyalizmine karşı takındığı kesin ve soylu tutum, Bush kabinesinin saldırılarını artırmasına yol açtı. ABD, Şilili bakanın "OAS ve demokratik değerler" konusunda kendisiyle aynı fikri paylaştığını biliyordu. Zaten Insulza, açıklaması sırasında "OAS'a hesap verecek ülkeler" derken, Venezüella'yı kastetmekteydi. Venezüella'yı hedef alan açıklaması sırasında Insulza, silahlanma konusuna ilişkin, "Silahlanma konusunda en aklı selim yol, Amerika ülkelerinin küçük ve tahrip gücü düşük silahları tercih etmeleridir" demekteydi. Bu açıklama da, silah alımını hızlandıran Venezüella'ya baskı uygulayan Bush kabinesinin söylemi ile şaşırtıcı benzerlikler içeriyor.

Kirli hesaplar Insulza'nın bundan sonra ABD ile ters düşmeyeceği anlaşılıyor. Peki, ABD neden Meksikalı Derbez yerine Insulza'nın kazanmasını istedi? Şöyle ki; eğer ABD, Derbez'i desteklemeye devam etseydi ve kaybetseydi, Insulza'nın liderliği zayıflayacak, doğal olarak, OAS da güç kaybedecekti. Öte yandan Insulza kaybetseydi, bu, ABD çıkarlarına karşı yoğun bir çoktaraflı baskı anlamına gelecek ve OAS, ABD'ye yakınlığını kaybedecekti. Insulza'nın, OAS başkanı olması, her ne kadar Venezüella'nın zaferi gibi gözükse de; ABD ile serbest ticaret anlaşmalarını imzalayan ilk Latin Amerika ülkesi olan Şili'nin kıtadaki ilk müttefiki, inkâr edilemez bir biçimde ABD'dir. Venezüella ancak bundan sonra gelir. Kaldı ki, Rice, Derbez'e olan desteğini Insulza'ya sadece 11 saat içinde yöneltmiş ve başa gelen yeni başkanın ilk demecini bizzat kendisi hazırlamıştır. Son 20 senedir 'demokrasi' figanları ile bölge ülkelerinde darbeler yapan ve kendine dost diktatörler yaratan ABD, böylece OAS'ın da içini boşaltmayı başarmış ve örgütün "gerçek demokrasiyi koruma ve destekleme" misyonunu yok etmiştir.

(Venezuela Analysis)

ÖNCEKİ HABER

ÇOCUKLARDAN MASALLAR

SONRAKİ HABER

Faşizmi kınamıyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...