Halk ihaneti asla affetmez

Ekvador'da halk düşmanı ve rüşvetçi, yolsuz bir hükümet daha, kitlelerin mücadelesiyle düştü. Seçimlerle işbaşına gelip de, toplumsal degişim talep eden halkın isyanı nedeniyle Carondelet Sarayı'nın arka kapısından kaçan üçüncü hükümet oluyor bu. 19 Nisan Pazartesi gününden itibaren güçlü, kitlesel bir direniş yaşanmasına ragmen, halk hareketinin eksik ve zayıflıkları nedeniyle, yine bir kez daha oligarşik düzenlemelerle, yani Brezilya'ya kaçan Lucio Gutierrez'in yardımcısı Alfredo Palacio'nun Devlet Başkanı tayin edilmesiyle sonuçlandı hareket. Palacio'nun liderlik ettigi yeni hükümet, ülkedeki politik krizin, halk hareketinin eriştiği düzeyin ve krizi teşvik eden burjuvalar arası derin çelişkilerin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bu hükümet daha işbaşına gelirken, ABD'nin, yerli egemen sınıfların, Hıristiyan Sosyal Parti'nin, Demokratik Sol Parti'nin çıkarlarına ve manevralarına bağlanmış bulunuyor. Hepsi defolsun! Bu nedenle de, zayıf ve prestijsiz bir hükümet olarak doğmuştur. Zira, Gutierrez'i kovmak için sokağa çıkan halk kitleleri, tüm düzen partilerine ve kurumlarına duydukları güvensizliği açıkça belirtmiş ve "Hepsi defolsun" diye haykırmışlardır. Ekvadorlu komünistler ise, Halk Cephesi'ne mensup öteki örgütler ve birçok emekçi kesimle birlikte, bu krizden çıkış için somut öneride bulunmuşlardır. İşçi, köylü, gençlik, yerli halk temsilcilerinin, sol ve ilerici parti ve örgüt temsilcilerinin, kilise, silahlı kuvvetler vb. tüm toplum kesimlerinin temsilcilerinin kolektif olarak içerisinde yer alacakları bir halkçı hükümet kurulması çağrısı yapmışlardır. Şimdi ise, devlet başkanlığı görevine getirilen Alfredo Palacio'nun, Gutierrez'in yardımcısı olarak seçim kampanyası yürüttüğü dönemdeki sözlerine sadık kalmasını, ulusal egemenlik, halkın temel talepleri, ülkenin ve halkın iyiliği ve ilerlemesi için verdiği sözlere uymasını talep ediyoruz. Bu sözlerden saptığı ve halkın çıkarlarına aykırı uygulamalara giriştiği sürece, yeni bir halk hareketinin muhatabı ve kurbanı olmaktan kurtulamayacaktır.

Burjuvazinin açmazı Düzen içi bir değişiklik yapmak ve Yüksek Adalet Mahkemesi üyelerini görevden almak üzere, halkı eyleme çağıran oligarşinin partisi Hıristiyan Sosyal Parti ve Demokratik Sol Parti; halkın mücadelesinin belli sınırları aşmasından tedirgin oldular. Açıktır ki emperyalizm ve oligarşi, halkın, değişimi gerçekleştirmek üzere burjuva yasallığının sınırlarını aşan bir mücadeleye bir kez daha girişmiş olmasından kaygı duymuştur. Kriz, tümüyle çözülmüş değildir. Bir taraftan, devlet başkanlığı seçimlerinin erkene alınmasından söz ediliyor. Ulusal parlamentoda çoğunluğu oluşturan Hıristiyan Sosyal Parti ile Demokratik Sol Parti, Yüksek Seçim Kurulu'nu ve Anayasa Mahkemesi'ni de yeniden yapılandırmak istiyorlar. Diğer taraftan da, halkın henüz dinmemiş olan tepkisinden çekiniyorlar. Halk ise, hoşnutsuzdur ve tepedeki bir oligarşik değişimle tatmin olmayacaktır. Hükümeti deviren eylemler sırasında dışavuran değişim isteği ve hoşnutsuzluk; nihai kurtuluş yolunu arayan kitlelerde varolmaya devam ediyor.