11 Nisan 2005 21:00

Aile hekimliği acı ilaç

AKP Hükümeti, şimdilik pilot proje olarak Düzce'de uygulanan ancak Genel Sağlık Sigortası'na (GSS) geçildikten sonra tüm ülkeye yaygınlaştırılması planlanan aile hekimliği uygulamasına ilişkin "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Yönetmelik Taslağı" hazırladı. Dr. Celal Emiroğlu Aile hekimliği uygulamasını gazetemize değerlendirdi.

Paylaş
AKP Hükümeti, şimdilik pilot proje olarak Düzce'de uygulanan ancak Genel Sağlık Sigortası'na (GSS) geçildikten sonra tüm ülkeye yaygınlaştırılması planlanan aile hekimliği uygulamasına ilişkin "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Yönetmelik Taslağı" hazırladı. Dr. Celal Emiroğlu Aile hekimliği uygulamasını gazetemize değerlendirdi. TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Celal Emiroğlu, işyeri hekiminin tedavi etme yetkilerinin daraltılacağını ve işlevsiz hale getirileceğini söyledi. İşverenlerin işyeri hekimlerini "işyerinde poliklinik hizmeti sağlayarak, işgücü kaybını azaltmak" amacıyla istihdam ettiğini belirten Emiroğlu, "Bugün Çalışma Bakanlığı, işyerlerinde işyeri hekimi olup olmadığını çok az denetliyor. İşverenler, yetkisi alınan işyeri hekimini istihdam etmekten kaçınabilir. Bunun faturası da işçiye sağlıksızlık, işyeri hekimlerine de işsizlik olarak kesilir" dedi. İşyerini yakından sürekli izleyen işyeri hekimlerinin, işçinin sağlık sorunlarını da tanımlayabileceğini, sağlık sorunlarının işle ilgisini kurabileceğini, meslek hastalıklarının erken tanı ve önlenmesinde önemli rol oynayabileceğini anımsatan Emiroğlu, "Aile hekimi bu alanda eğitim almış dahi olsa; nedenleri uzaktan göremez, işyeri hekimi kadar sorunlara hakim olamaz" dedi. Bir aile hekiminin en az bin, en fazla 4 bin hastası olacağını ve hasta başına ortalama 15 dakika ayırması gerektiğini bildiren Emiroğlu, aile hekiminin hem fabrikaların koşullarını incelemek, hem de işçilerin sağlık sorunlarıyla ilgilenmek için yeterli zaman bulamayacağını söyledi. Aile hekiminin ara vermeksizin sürekli hasta muayenesi yapması durumunda dahi 4 bin sigortalı için yılda 500 gün, 3 bin sigortalı için yılda 375 gün çalışması gerektiğini belirten Emiroğlu, koruyucu sağlık hizmetlerinin de ek süre gerektirdiğini ifade etti. Emiroğlu, mevcut uygulamada işyeri hekimine muayene olarak, reçete yazdırabilen, rapor alabilen işçilerin, artık işyeri ile aile hekimi arasında mekik dokumak zorunda kalacağını dile getirdi. Emiroğlu, "Diyelim ki işçinin evi ve dolayısıyla aile hekimi İstanbul'un Avrupa Yakası'nda, işyeri ise Anadolu Yakası'nda. Arada da 1 saat mesafe var. Hastalanan bir işçi, sabah işyerine giderek işyeri hekiminden sevk almak zorunda olacak. Sonra aile hekimine giderek, tedavi olacak, reçetesini ve raporunu alacak. Sonra tekrar işyerine gidecek, bilgi verecek ve reçetesindeki ilaçların uygun görülen eczaneden gelmesini bekleyecek. Ancak ilaçlarını aldıktan sonra, tedavisine başlayacak" dedi. Emiroğlu, GSS ve aile hekimliğinin halkın sağlığına zarar vereceğini sözlerine ekledi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


SİT alanında çok katlı imarElif Görgü Doğal ve Tarihi SİT alanı olan Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde bulunan Galatasaray Adası'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 7 bakandan oluşan Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu tarafından 15 Ekim 2004 tarihli bir karar ile çok katlı imara açtığı ortaya çıktı. Ada, 'Turizm tesis alanı' ilan edildi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Büyükşehir Belediyesi ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na gönderdiği yazı ile kararın ilgili yerel yönetimlere danışılmadan alındığı ve SİT alanında çok katlı yapılaşmaya yol açtığı iddialarıya kararın iptalini istedi. Kararın altında Başbakan'ın yanı sıra Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ve Kültür ve Turizm eski Bakanı Erkan Mumcu'nun imzaları bulunuyor. Karar ile onanan Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörüm Bölgeleri Nazım ve Uygulama İmar Planlarının Galatasaray adası ile ilgili bölümünde yapılan plan tadilatı, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından 3 Şubat 2005'te askıya çıkarıldı.

'Boğaziçi'nde tadilat bile yasak' Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kentleşme Komisyonu Üyesi Yıldız Uysal ise gazetemize yaptığı açıklamada Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde böyle bir karar almak için yasal olarak Büyükşehir Belediye Meclisi ve ilgili Koruma Kurulu'nun onayı bulunması gerektiğine dikkat çekerek kararın iptalini istediklerini söyledi. Doğal ve Tarihi SİT alanının yoğun yapılaşmaya açıldığını söyleyen Uysal, "Kurul kararında Boğaziçi Kanunu'nun 10. maddesini değiştiren 3194 sayılı Kanun'un 48. maddesi uyarınca kararın alındığı belirtiliyor. Halbuki karar bu maddenin tam tersi. Maddeye göre böyle bir karar alınabilmesi için Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Büyükşehir Belediye Meclisi ve ilgili koruma kurulunun onayı gerekiyor. Bunların hiçbirinin haberi yok. Adada sadece havuz ve ve havuzun kullanımına yönelik tesis vardı. Ancak, burası turizm alanı olunca 3 kata kadar bina yapmaya yetkin oluyor. Halbuki öngörünüm bölgesinde binanızın tadilatını bile yapamazsınız, yasaktır. Başbakan ve bakanlardan oluşan Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu nasıl uzman bir kurul oluyorsa, buranın imara açılmasını uygun bulmuş. Hiç bir yerel yönetimin bundan haberi yok." dedi.

'İlgililer kim?' Uysal, karar metninde Galatasaray Kulübüne ait 3 adet parselden bahsedildiğini ancak Kulübün aslında tek parsele sahip olduğunu ileri sürerek plan tadilatı ile ilgili şu iddialarda bulundu; "Boğaziçi İmar Müdürlüğü karar kendisine bildirince askıya çıkardı ancak bunun suç olduğunu bildikleri için Kurul'a konuyu yasa uyarında yeniden görüşmeleri için yazı yazdı. Düşünebiliyor musunuz bir Başbakan ve 7 bakan oturuyorlar, 'ilgililerin yaptığı planı' onaylıyor. Kim bu 'ilgililer'. Buyük ihtimalle bu ilgililer Galatasaray Kulübü. Kurul da hemen Doğal ve Tarihi SİT alanını yapılaşmaya açıyor. Yine 3 kulüp olayı ile karşı karşıyayız. Asla hayır denmiyor bu kulüplere. Ayrıca Galatasaray Kulübü mülkiyetinde olan 1 parsel var adada ancak, Kulüp adanın tümünü kullanıyor. Kurul kararında da Kulübün 3 parsele sahip olduğu belirtiliyor. Halbuki diğer parseller Maliye hazinesine ait olup, bu parseller de, üstelik Maliye Bakanlığı görüşü de alınmadan, kulüp mülkiyetindeymişçesine işlem görmüşlerdir. Kurul kararıyla Hazine arazisi peşkeş çekiliyor."

ÖNCEKİ HABER

Herkes özde vatandaştır

SONRAKİ HABER

Suç duyurusunda bulunuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...