SSK'ların Sağlık Bakanlığı'na devrinden sonra yaşanan sorunlar bitmek bilmiyor. Sabahın erken saatlerinde beklemeye başlayan hastalar bürokrasiden, işlemlerin yavaş yürümesinden, uzun süre beklemekten şikâyetçiler. Bozyaka Devlet Hastanesi devir işleminden bu yana yoğunluğun hemen hiç azalmadığı hastanelerden sadece birisi. Fiş, tedavi, tahlil gibi işlemler için uzun kuyruklarda bekleyen vatandaşlar dert küpü. Romatoloji hastası Sevil Özer, Aydın'da romatoloji bölümü olmadığı için tedavi olmak için her seferinde İzmir'e gelmek zorunda kaldığını belirtiyor. Özer, "Dün geldim. Bugün buradan Ege Üniversitesi'ne sevkimi alacağım. Sabah 6'dan beri buradayım. Tedavi olacağım diye daha kaç gün sürüneceğim bilmiyorum" diyerek yakınıyor.

'Gülelim mi, ağlayalım mı?' Turgay Eleviş guatr hastası eşi ile birlikte gelmiş hastaneye. Eleviş kalabalığı göstererek "Kalabalık da kabulümüz ama tedavi olmak yine de çok zor. İki aydır gidip geliyoruz. Sırf bir tahlil için yapmak zorunda kaldıklarımızı anlatayım ben size. Eşim salı günü muayene oldu. Kan tahlili istendi. Kan tahlili saat 10'a kadar alınıyor. Biz muayeneden 10.30'da çıktığımız için yetişemedik. Salı günü kan tahlili için gelmek zorunda kaldık. Çarşamba 14.00'te neticeyi alabileceğimizi söylediler. Geldik aldık. Perşembe tahlil sonuçlarını doktora getirmemiz gerekti. Geldik bekliyoruz. Bakalım ne olacak. Bir tahlil yapmamız neredeyse bir haftamızı aldı. Halimize gülelim mi, ağlayalım mı, iyileşelim mi?" diye soruyor. Havva Muammer Doğru gastroloji önünde bekliyor. "Her bir tahlil için ayrı ayrı gelmem gerekiyor. Aynı gün iki tahlil yaptırmak mümkün değil. Psikologla da görüşmem gerekiyordu. Ama numara bitmiş, görüşemeyeceğim. Eskisinden şikâyetçiydik, gelen gideni aratıyor" diyor. Hastalardan Şaban Üçpınar, bürokrasiden şikâyetçi. "Birbuçuk saat aşağıda bekletiyorlar. Elimize bir numara veriyorlar. O numara ile bu servislere çıkıp bilgisayar numarası alıyoruz. Doktorun dikkate aldığı tek evrakta bu bilgisayardan verdikleri. Bir de hastan kaç yaşında, durumu ne olursa olsun, bu bilgisayar kuyruğuna girip dikilmek zorunda. Misal sen, dedeni - neneni getirmişsin, adam ayakta duramıyor. Ama mecbur gelip bu kuyruğa girecek. Bütün bunlara ne gerek var. Bu millete niye bu kadar eziyet çektiriliyor. Tedavi olacağız diye, kuyruktan kuyruğa koşmaktan daha beter hasta oluyoruz" diyerek kendi yaşadıklarını dillendiriyor.