31 Mart 2005 21:00
Karşınızda Peter Sellers
Karşınızda Peter Sellers Orijinal Adı: Life and Death of Peter Sellers Yönetmen: Stephen Hopkins Oyuncular: Geoffrey Rush, Charlize Theron, Emily Watson, John Lithgow Senaryo: Roger Lewis, Christopher Markus Görüntü Yönetmeni: Peter Levy Müzik: Ray Davies, Richard Hartley Yapım: 2004, İngiltere Tür: Dram
TRT'li günlerin pazar sabahlarında, bir dönemin vazgeçilmez alışkanlıklarından biri haline gelmiştir "Pembe Panter." Pazar Sineması Kuşağı'nda birbiri ardı sıra yayınlanmaya başlayan Pembe Panter serüvenleri aynı zamanda Türkiyeli izleyicinin İngilizlerin yetenekli oyuncusu Peter Sellers ile tanışmasına da vesile oldu. İngiltere'nin yetiştirdiği en yetenekli ve aynı zamanda en 'nevi şahsına münhasır' oyunculardan birisi olan Sellers'ın hayatından bir bölümü anlatan "Karşınızda Peter Sellers"ı izlerken, Pembe Panter serisinde pek de hevesle oynamadığını öğrenince hayal kırıklığına uğramamak elde değil tabii. Son dönemde sayıları hızla artan 'biyografik' filmlere eklenen yeni bir halka olarak "Karşınızda Peter Sellers", eli yüzü düzgün, kuru bir hayat hikâyesinden çok ele aldığı insanı derinlemesine çözmeye çalışan ve seyirciye bu büyük oyuncunun 'set arkasında' yaşadıklarını göstermeye çalışan bir film.
Rush damgasını vuruyor Film aynı zamanda belgesel izlenimini vermesine rağmen her türlü fantastik öğeyi barındıran, kendinin farkında, yaratıcı bir kurmaca. BBC'de radyoculuk yaparken, bir filmin seçmelerine katılan ve bir anda dikkatleri üzerine çeken Sellers'ın şöhret olduktan sonra yaşadıkları, krizleri, aşkları, başarıları ve hayal kırıklıklarının anlatıldığı filmin en büyük artısı ise kuşkusuz oyunculukları. Geoffrey Rush, Sade ve Troçki'den sonra Peter Sellers'e de hayat veriyor ve bu türün en iyi oyuncularından birisi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Sellers'ın hayatına giren iki kadını Emily Watson ve Charlize Theron gibi usta oyuncuların canlandırdığı filmi yöneten Stephen Hopkins'in hakkını da teslim etmek lazım.
Kişilik problemi Film, Sellers'ın bu görkemli hayatının arkasında yatan 'içi boşluğu' göstererek bir anlamda şöhret olgusunu da ortaya koyuyor. Yıllarca annesinin yönlendirmesiyle hayatta kalan, kendi kararlarını vermekte zorlanan Peter'in; şöhret olduktan sonra yönetmenler, yapımcılar ve hayatına giren kadınlar tarafından yönlendirilmesi, ama kendisini hiçbir biçimde ifade edememesi hikâyenin omurgasını oluşturuyor. "Karşınızda Peter Sellers"ın, Hollywood'un sahip olduğu olanaklarla çekilmesine rağmen, bir Hollywood filmi olmaktan kurtaran özelliklere de değinmek lazım. Filmde ortalama bir Hollywood biyografisinde her zaman var olabilecek duygu sömürülerine yer yok. Ne başarılar bir çoşkuya dönüştürülüyor, ne de başarısızlıklar gözlerin buğulanmasına neden oluyor. Seyirciyle Sellers arasında mesafe koymayı başaran yönetmen, izleyicinin bu sıradışı oyuncunun hayatını biraz mesafeli gözlerle izlemesine olanak sağlıyor.
Evrensel'i Takip Et