26 Mart 2005 23:00

'Güçbirliğinden başka şans yok'

Tarım, ormancılık, gıda ve çevre alanında faaliyet gösteren 40 kadar meslek odası, sendika, vakıf ve kitle örgütü tarafından düzenlenen 1'nci Ulusal Tarım Ormancılık Gıda ve Çevre Kurultayı Ankara'da toplandı. Gıda, ormancılık, bitkisel üretim ve hayvancılık konularında talan politikalarını masaya yatırıldığı kurultayın ilk bölümünde Türkiye tarımının tarihinin en zor döneminden geçtiğine dikkat çekilerek, talan politikalarına karşı güçbirliğinden başka bir şans olmadığı belirtildi. Kurultayın açılışında konuşan Platform Dönem Sözcüsü Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, kapitalizmin geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde vites büyüttüğünü, az gelişmiş ülkelerin ekonomik ve sosyal olarak işgal altına alındığını söyledi. Günaydın, Türkiye kaynaklarının tamamen borç ödemeye endekslendiğini, tarımın 4 yıldır boşyere geriye gitmediğini söyledi. Sürece dur demenin tek yolunun güçbirliğinden geçtiğini ifade eden Günaydın, "tarım alanındaki gelişmelerin tüm Türkiye'de çevreyi, kadın haklarını, ekonomik ve sosyal koşulları etkilememesi imkansız. Yaşadığımız süreç bir bütündür, tarım bu bütünden ayrılamaz. Biz de bu bütüne dur demek istedik" dedi. Konuşmanin ardindan bitkisel üretim ile ilgili hazirlanan rapor sunuldu. Gökhan Günaydin'ın sunduğu raporda, 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesi ile başlayan tarımda yıkım sürecinin devam ettiğine dikkat çekilerek, kurullar eliyle Türkiye kaynaklarının uluslararası şirketlere aktarıldığı belirtildi. Raporda, kamunun tüm alanlardan tasfiye edildiği, kamunun çıktığı tüm alanlara uluslararası şirketlerin girdiği ifade edildi. Bu yılın sonunda Hong Kong'da imzalanacak Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmasinin Türkiye tarimi üzerinden silindir gibi geçecegi belirtilen raporda, Türkiye tariminin tarihinin en zor döneminden geçtigi ifade edildi. Tarimsal desteklerin 4 milyar dolardan,1 milyar dolara indigi dile getirilen raporda, 450 bin hektarlik alanin ekilmeyerek, boş birakildigi vurgulandi.

AB yikim getirecek AB'nin Türkiye ile ilgili raporlarında Türkiye'nin meyve sebze dışındaki ürünlerde AB ile rekabet edemeyeceğini ortaya koyduğuna dikkat çekilen raporda, AB'nin açıkca "ülkenizi tarım ürünleri ile işgal edeceğiz" dediği ifade edildi. Raporda, tarımın artık gelir getirici özelliğini yitirdiği, belirgin bir şekilde nohut, fasülye, mercimek, tütün ve şeker pancarı gibi birçok üründe üretim miktarının düştüğü vurgulandı. Türkiye'nin kendi yetiştirebildig ürün gruplarinda her yil 4.5 milyar tonluk ürünü dişaridan aldigi belirtilen raporda, bu ürünler için 1.8 milyar dolarlik bir kaynak aktarildigina dikkat çekildi. AB süreci, DTÖ'nün Hong Kong da imzalayacağı anlaşma ile Türkiye'nin tarımsal ürün ticareti, biyolojik çeşitliliğinin yok olacağı ifade edilen raporda, Türkiye'nin tüm bu müzakere süreçlerinde kendi ulusal çıkarlarına uygun bir şekilde daha güçlü durması gerektiği vurgulandı. Ulusal çıkarlara uygun bir tarım politikasının belirlenmesi, IMF ve DB sömürüsünün red edilmesi gerektiği belirtilen raporda, 2020 yılının AB Ortak Tarım Politikasının Türkiye yararına olmadığının kabul edilerek, buna göre hareket edilmesi gerektiği vurgulandı.

Evrensel'i Takip Et