25 Mart 2005 23:00
Hekimliğin tanrısı Asklepyos
Tanrı Asklepyos'un (Asklepios) doğumu üzerine mitologyacıların bize aktardığı en yaygın söylentiye göre, zorbalığıyla ünlü kral Flegyas'ın kızı Koronis; Tanrı Apollon'dan gebe kaldı. Haliyle babasından çok korkan güzel prenses; bebeğini gizlice doğurduktan sonra bir dağ başına bıraktı. Kral Flegyas olayı öğrenince, Apollon'un tapınağını ateşe verdirdi. Bunun üzerine Tanrı Apollon da cehennemde sonsuza dek çekeceği bir yazgıyla cezalandırdı bu zorba kralı!..Koronis'in bu bebeğine bir çobanın keçisi süt vermeye ve köpeği de ona bekçilik etmeye başladı. Köpeğini ve keçisini günlerce arayan çoban, sonunda onları ışıklar saçan bir bebeğin yanında buldu! Ve çoban ışıklar saçan bu bebeğin tanrısal bir varlık olduğunu anlamakta gecikmedi. Ve Asklepyos adını verdiği bu bebeğin bakımını bir süre sonra atadam Heyron (Kheiron) ve peri kızları üstlendiler...Tez serpilip büyüyen Asklepyos; bakıcısı Heyron'dan hem avcılığı hem de doğal bitkilerle pek çok hastalığı iyileştirme yöntemlerini öğrendi.
Tanrı Asklepyos'un yaşadığı ve pekçok yılanın bulunduğu Epidauros kentinde, aynı zamanda ünlü bir hekimlik okulu da olan bir tapınağı vardır. "Asklepieion" denen bu tapınakların en ünlüsü, bugün Bergama dediğimiz kenttedir. Helenistik çağda kurulmuş olan bu kutsal tapınak ve sağlık merkezinde; şifalı su, temiz hava, kaplıca yoluyla uygulanan fizik tedavilerine ek olarak; telkin, eğlence ve kültüre dayalı yöntemler de uygulanıyordu. Bütün bunlar daha o çağda hekimliğin ne kadar ileri olduğunu apaçık göstermektedir. Anadolu'ya özgü bir özellik taşıyan bu hekimlik merkezinin benzerleri; yüzyıllar sonra Selçuk ve Osmanlı çağlarındaki özdeşi yapıtlarda da görülmektedir.
Bölgedeki bazı umarsız hastalar; dertlerine derman için Asklepyos'un bu tapınaklarına gelirler ve geceyi orada geçirirlerdi. Bu hekim tanrı da orada uyuyan hastaların düşlerine girer; onlara iyi gelecek ilaçları söylerdi...
Asklepyos'un yaşadığı kentlerde bolca bulunan yılan, bilindiği gibi bugün de hekimliğin simgesidir. O çağlarda yılanın, hastaya iyi gelecek bitkiyi gösterdiğine inanılırdı. Örneğin Asklepyos, bir ara ünlü Glaukos'u iyileştirecek ilacı bir türlü bulamıyordu. Çaresizlikten bunaldığı bir sırada, aniden önüne bir yılan çıkageldi. Korkudan elindeki değnekle vurduğu bu yılan öldü. O anda bir başka yılan gelip bu ölü yılanın üstüne bir ot koydu. Bunun üzerine ölü yılan dirildi ve iki yılan birlikte çıkıp gittiler. İşte Asklepyos, yılanı dirilten bu otla Glaukos'u iyileştirdi! Gene bu arada Asklepyos; Tanrıça Atena'nın kendisine verdiği Gorgon canavarının kanıyla, ölüleri bile diriltmeye başladı. Cehennem Tanrısı Hades; bu gidişle ölüler ülkesinin kepenklerini indirmek zorunda kalacağını anlamakta gecikmedi!..Hemen Baştanrı Zeus'a gidip durumu ayrıntılarıyla anlattı. Aklını kullanıp bilimlerle aydınlandığı zaman kendisine bile meydan okuyacaklarını bildiği insanoğullarının bir de ölümsüzlüğe ulaşmasına Zeus, zaten dünden karşıydı!...Bu yüzden doğanın gizlediği ilaçlarla ölümün önünü kesmiş olan bu asi Tanrı Asklepyos'u, gönderdiği yıldırımlarla yakıp kavurdu!
Tanrı Asklepyos; ardında kızı ve aynı zamanda yardımcısı olan Sağlık Tanrıçası Higiyeya'yı (Hygieia) bıraktı insanlığa armağan olarak. Ne var ki Asklepyos'un babası Apollon; oğlunun bu şekilde Baştanrı tarafından yıldırımlarla yakılıp kavrulmasına çok içerledi. Bu yüzden o da gidip yıldırım üreten ve Zeus'a sunan Kiklop'ları öldürdü!.. Haliyle buna çok öfkelenen Baştanrı; Olimpos'taki tanrılar sarayından kovduğu Tanrı Apollon'u, yeryüzüne sürgün etti...
Bir süre sonra cezası biten Apollon'la Zeus barıştılar...Bu barışmanın onuruna Baştanrı; hekimliğin tanrısı insansever Asklepyos'u, gökyüzünde bir takımyıldızına dönüştürdü...
yatan@ngi.de
yatan@ngi.de
Evrensel'i Takip Et