19 Mart 2005 23:00

Malatya'da deprem endişesi

Bingöl depreminin ardından çok konuşulan Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde olması muhtemel bir deprem, risk altındaki illerde tedirginliğe neden oldu. Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Ergezen'in yaptığı, adı saklı tutulan bir ilde yaşanacak 5.9 - 6.3 büyüklüğündeki küçük bir depremde bile binaların yüzde 72'sinin yıkılabileceğini açıklamasının ardından gözler bölgede fay hattı üzerinde bulunan Malatya, K.Maraş, Elazığ ve Adıyaman illerine çevrildi. Bakan panik olmasın diye ilin ismini açıklamazken, tedbir alınması için ilin isminin açıklanması gerektiği yönünde görüşler hakim durumda. Malatya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Karadeniz ise Bakan Ergezen'in verdiği yüzde 72 rakamının, Malatya'nın bazı ilçeleri ve köylerinde kaçak yapılaşma veya taş ve çamurla yapılan yapılar olduğundan buralar için doğru olabileceğini, ancak il merkezinde yüzde 72 oranında yıkım olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Bakan Ergezen'in açıklamasının bilime ve teknolojiye ters olduğunu belirten Karadeniz, bakanın şehir merkezini kastettiğini düşünmeğini söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Rıza Cengiz ise Malatya'nın Doğu Anadolu Fay Hattına 36 km uzaklıkta olduğunu, deprem sırasında gelişecek olaylar ve zemin faktörü göz önüne alındığında hasar oluşmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Yeni TCK ihbarcılık getiriyor
İzmir Tabip Odası'nın düzenlediği Tıp Bayramı etkinlikleri çerçevesinde 1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni TCK yasası tartışıldı. "Hekimlerin Yasal Sorumluluklarının" tartışıldığı panelin konuşmacılardan avukat Zeynep Şişli yeni TCK' nın 280. maddesine dikkat çekti. Yasının sözkonusu maddesinde hekimlere ihbarcılık dayatıldığını vurgulayan Şişli, "Bu maddede hekimin suç ile ilgili belirtiyi gördüğünde mutlaka ilgili makama bildirmesi zorunluluğu getiriliyor. Aksi taktirde bir yıl özgürlüğü bağlayan hapis cezası veriliyor. Hasta ya da yaralı herhangi bir ceza tehdidi ile karşı karşıya ise doktorunun kendisini ihbar edeceği kaygısıyla tedavi olamayacak, bu durum suçlu olsa dahi kişinin beden sağlığını koruma ve yaşam hakkı önünde engeldir" dedi. Şişli, "Sorunlardan biri ihmal ile kasıt sonucu ölüme sebebiyet veren durumların cezalandırılması ile ilgili. Örneğin acil serviste yatan bir hastaya doktor bakmazsa ve hasta ölürse doktora 'öngördüğü halde ölüme sebep' olmaktan dolayı 20-25 yıla varan ceza verilebiliyor. Acil servislerin durumu belli. Bu nasıl tespit edilecek. Ceza kalıbı tanımı çok muğlak. Manevi unsular şüpheli. Suçun gerçekleşip gerçekleşmediğine nasıl karar verilecek?" diye konuştu.