06 Mart 2005 22:00

Irak direnişi halk direnişidir

"Direniş, Irak direnişidir, halk direnişidir ve yaygındır. Direniş hareketi içerisindeki temel ideoloji halkçılık ve radikal olmayan İslamcılıktır. Baasçılık değil. Yani Irak'ta halkçı ve yurtsever bir direniş var."

Paylaş
ABD'nin Irak işgalinin 1. yıldönümü olan 19 Mart'ta binlerce Şii Iraklı Bağdat'ın Ademiye bölgesindeki camilerinden sokaklara çıkarak Amerikan askeri üssünün önünden geçti ve Fırat nehrini aşarak farklı bölgelerdeki camilerden çıkan binlerce Iraklı Sünni ile kucaklaştı. Bu organize eylemin ardında Irak Ulusal Kurulus Konferansı (INFC) vardı. Bu örgüt birçok işgal karşıtı Iraklı politik gücü barındırıyor. Konferansın içerisinde solcu örgütlerin yanı sıra milliyetçi hareketler, İslamcılar ve hem Saddam karşıtı olan hem de ABD'nin oluşturmaya çalıştığı politik süreçte yer almak istemeyen çevreler var. Ortak talepler de tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık: ABD işgalinin son bulması, Irak topraklarının parçalanmasının ve halkın dini ya da farklı temellerde bölürmesinin engellenmesi. INFC, İşgal güçlerinin stratejisinin halkı bölmeye dayalı olduğu tezinden haneketle Sünni, Şii, Arap, Türkmen, Kürt ve Irak'ta bulunan tüm etnik ve dini toplulukları bir araya getirme sratejisini öne çıkarıyor. INFC bugüne kadar bu iddiasını pratiğe de taşımış. Konferans ABD'nin Şii Necef'e saldırılarını nasıl protesto etmişse aynı tepkiyi Sünnilerin yaşadığı Felluce saldırısında da göstermiş. INFC rehin alma eylemlerinin yanı sıra masum insanların öldüğü bombalı eylemleri de desteklemiyor. Porto Alegre'de düzenlenen son Dünya Sosyal Forumu'nda INFC yetkililerinden Şeyh Cevat el Halisi ile görüştük.

INFC'nin kurulmasından söz eder misiniz? ABD askerlerinin Irak'a girmesi ile Irak ekonomik, politik ve askeri olarak zapturapt altına alındı. Irak devleti tamamen yok edildi. Iraklılar bir süre şaşkınlık yaşadılar ama sonra işgale karşı mücadele edecek ulusal bir proje oluşturulması gündeme geldi. Bu bizim konferansı kurmamız için yeterli bir nedendi. Ama şurası kesin ki biz bu oluşum üzerine tartışmalarımızı işgal askerleri Bağdat'a girmeden önce yapmaya başlamıştık. Amacımız işgalciler topraklarımıza ayak bastıktan sonra bu kuruluşun hazırlıklarının tamamlanmış olması idi.

Kurulduktan sonra bir konferans topladınız. O zamandan bu yana neler oldu? O dönemden sonra oluşumumuz adım adım işgal karşıtı mücadelenin merkezi ve temsilcisi haline geldi. Bizler silahlı gruplarla hiçbir zaman doğrudan ilişki kurmadık. Ama bu gruplar bize mesajlar gönderdiler. Onların kaflarında olan, direnişçi gruplar savaşmayı sürdürürken bizim de direnişin boş kalan politik ayağını oluturması idi. Ayrıca konferansın etkisini anlatmak için size şöyle bir örnek de verebilirim: Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Lakdar Brahami, Irak'a gelidğinde örgütümüzün yetkilileri ile de görüştü. Çünkü onlar bizi Irak'taki işgal karşıtlığının temsilcisi olarak görüyorlardı. Ve o zaman yaklaşmakta olan seçimleri boykot kararı almamızdan çekiniyorlardı.

Konferansın temel politik talepleri nelerdir? Biz bir politik program belirledik ve bu programda ifade edilen düşüncelere katılan herkes için de kapımızı açtık. İlk ve temel talebimiz işgal güçlerinin tamamen çekilmesi ve Irak'ın egemenliğini kazanmasıdır. İkinci olarak altını çizdiğimiz nokta ise, Irak topraklarının bütünlüğüdür. Ayrıca Irak halkı arasında etnik ya da dini bölünmelere de karşıyız. İşgal askerlerinin bir an önce çekilmesini talep ettiğinizi söylediniz. Peki, askerlerinin çekilmesinin kaousu artıracağını söyleyerek karşı çıkanlara ne diyeceksiniz? Elbette Irak'ta politik bir boşluğun doğmasından kaygılanıyoruz. Biz işgal askerleri hemen çekilmelidir derken bunun bir gün içerisinde olmayacağını da biliyoruz. Fakat bir çekilme takviminin belirlenmesi mümkündür. Ayrıca bizler işgalcilerin çekilmesinin ardından Irak'ın bugün içinde bulunduğu durumdan daha kötü bir duruma düşeceğini tahmin etmiyoruz. Bundan daha kötüsü olamaz.

Saddam yanlılarının ve radikal İslamcıların direniş içerisindeki güçleri ne seviyede? Benim fikrime göre, bu seviyenin yüzde 5 ile 10 arasında olduğu söylenebilir. Radikal İslamcıların Saddam yanlılarına göre daha güçlü olduklarını da belirtebilirim. Ama direnişe katılan tüm Baasçıların Saddam yanlısı olmadığına da dikkat çekmek gerekir. Onlar Baas ideolojisini halen savunsalar da yaşananlardan Saddam'ın da sorumlu olduğunu düşünüyorlar. Bu insanlar Saddam'ın geri dönmesine de karşılar. Şimdi Irak'ta güçlü olan işgal karşıtlığıdır. Bu da ideolojik ve politik farklılıkların üzerindedir. Direnişçiler sıradan Iraklılardan destek görüyor mu? Direnişin temel destekçisi sıradan Iraklılardır.

30 Ocak seçimlerine başlangıçta katılma kararı aldınız fakat daha sonra boykota döndünüz. Neden? Biz seçimlere adil ve dürüst bir seçim olması ile katılırız demiştik. Bazı koşullar belirledik ve bunları Birleişmiş Milletler, Washington Post ve New York Times'a gönderdik. Bunların seçim komisyonu tarafından dikkate alınmasını umuyorduk ama bu komisyon bağımsız bir kurum olmadığı için bunları görmezden geldi. Bizim şartlarımızdan birisi, Irak halkına yönelik askeri saldırıların tamamen durdurulması idi. Ama Amerikalılar o dönemde Felluce'ye saldırdıklarında bu bizim seçimleri boykot kararı almamız için yeterli bir neden oluşturdu. Bu arada seçimlerin işgalin son bulması için yolu açacağını düşünerek seçime katılınmasını isteyen kesimler de vardı. Buna biz de katılıyorduk fakat bunun için gerçek bir seçimin yapılması gerekir. Irak seçimleri ise Amerika'nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde orgnize edildi. Örneğin Birleşik Irak İttifakı, seçimi kazandıklarında Amerika'dan çekilme takvimi oluşturulmasını isteyeceklerini açıkladılar. Bu sözlerini tutup tutmayacaklarını önümüzdeki günler bize gösterecek.

(Focus on the Global South)

ÖNCEKİ HABER

Amerika yalan söylüyor

SONRAKİ HABER

Uzlaşmaya yanaşmadılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...