03 Mart 2005 22:00

Yoğun emek, görsel şölen

Teknolojideki değişmeler, sinemaya o kadar çabuk uyarlanıyor ki, çok kısa aralıklarla 'dudak uçuklatacak' görsel özelliklere sahip filmler çekiliyor...

Paylaş



İpler

Orijinal Adı: The Strings Yönetmen: Anders Rønnow-Klarlund Oyuncular: Kristian Eidnes Andersen, Hans Møller, David Drachmann, Sven Wichmann Senaryo: Anders Rønnow-Klarlund, Naja Marie Aidt Görüntü Yönetmeni: Kim Hattesen, Jan Weincke Müzik: Jørgen Lauritsen Yapım: 2004, Danimarka Süre: 85 dk.





Teknolojideki değişmeler, sinemaya o kadar çabuk uyarlanıyor ki, çok kısa aralıklarla 'dudak uçuklatacak' görsel özelliklere sahip filmler çekiliyor. İnsanoğlunun hayalgücü ve çabası, bilgisayarın yetenekleriyle birleştirildiğinde cennetler, cehennemler kuruluyor beyaz perdede. Ama yine de perdede izlediğimiz şeyin bir bilgisayar başarısından ibaret olduğunu bilmek yalnızca hayret duygusu uyandırıyor. Oysa bugün gösterime giren ve son yılların en orijinal fikirlerinden biri üzerine inşa edilen "İpler", tamamen insan emeğine dayalı bir çalışma olarak 'hayranlık' duygusundan daha fazlasını hak ediyor: Saygı

Saygıyı hak eden bir emek Filmin, konusu, teması vs. geçmeden önce yapım aşamasında harcanan yoğun emekten ve yönetmeninin yaratıcılığından bahsetmek gerek. Ancak, bundan sonra filmin 'tema ve konu'ları bir anlam ifade ediyor. İpler, bildiğimiz kuklaların hayat bulduğu, canlanıp hayatın içinde karıştığı- belki bizzat hayatın kendisi haline geldiği- bir yapım. Yönetmen Anders Rønnow-Klarlund'un, yıllar önce kuklalarla bir film yapılabileceğine dair hayali; on kilometre uzunluğunda ip, onlarca kukla oynatıcısı, sahneler, müthiş bir ışık kullanımıyla gerçek bir başyapıta dönüştürülmüş. Kimi zaman 4-5 kukla oynatıcısının bir kuklayı kontrol etmek zorunda kaldığı bu yoğun çabasının sonucunda ortaya çıkan görüntüler nefes kesici. Özellikle sanat yönetimi ve ışıktaki ustalık; işlevsizken tek bir surat ifadesine mahkûm olan kuklaların hayat bulmasını sağlıyor. Hikâyenin uğraklarına göre, kuklalar kimi zaman hüzünlü, kimi zaman neşeli, kimi zamansa kibirli görünüyorlar. Yalnızca böylesine bir görüntüyü elde etmek bile yoğun bir çabanın ürünü kuşkusuz.

Bugünün dünyasına göndermeler Hikâyeye gelince. Babası Hebalon İmparatoru'nun düşman Zeritler tarafından öldürüldüğüne amcası tarafından inandırılan Prens Hal Tara, intikam alabilmek için köle kılığına girerek imparatorluktan ayrılır. Hal Tara yolculuğu sırasında kendi geçmişiyle yüzleşecek, aşık olacak ve yüzlerce can kaybına yol açabilecek, sonu belirsiz bir geleceğe atılacaktır. Filmdeki bütün kuklalar gökyüzünden (cennet) uzanan bir iple kontrol edilmektedir ve bu ipler bir noktada tek hale gelmektedir. Gökyüzünden kendisine uzanan iple bağlantısı kopan kuklanın bu dünyadaki varlığı da sona ermiş demektir. Film tam da bu noktada bugünün dünyasına ve savaşlarına göndermelerde bulunuyor. İnsanların 'kafa ipleriyle' ortak bir kaderi paylaştıklarını anlatmaya çalışıyor yönetmen. Kahramanımızın çıktığı bu epik yolculuk sonunda, 'savaş için yola çıkan herkesin', aradığı kötülüğü ancak kendi içinde bulabileceğini öğretiyor ona.

Karanlık bir atmosfer Film, asıl olarak tarihi bir hikâyeyi anlatsa da, derdi bugünün dünyasını tasfir etmek. Yönetmenin yarattığı karanlık atmosfer de bu duyguyu yeterince güçlendiriyor aslında. Prens Hal Tara, intikam için çıktığı yolculukta, tarihine dair gerçekleri, aşkı, sadakâti öğreniyor. Filmdeki kukla oyuncu sayısının sınırlandırılmaması ve yan karakterlerin hikâyelerin de anlatılması dramatik yapıyı kuvvetlendiriyor. "İpler", her zaman karşımıza çıkmayacak bir deneyim vadediyor. Ve vaatlerini de yerine getiriyor.

aydemirsenay@hotmail.com

ÖNCEKİ HABER

Zonguldak'ta askeri uçak düştü

SONRAKİ HABER

Yine bir göç öyküsü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...