17 Şubat 2005 23:00

IMF'siz Türkiye mümkün

IMF, Türkiye'de her alanda söz sahibi. Son olarak hükümetin çıkarmak istediği teşvik yasası IMF'nin tehditleriyle geri çekildi. AKP Hükümeti IMF'ye tüm ekonomi politikasını teslim etmiş durumda. Ancak Türkiye dışında dünyada IMF ile yoluna devam eden ülke kalmadı. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, Türkiye-IMF ilişkisinin siyasi boyut kazanan bir sorun haline geldiğini belirterek, IMF ile devam edilmesi halinde Türkiye halkının daha çok yoksullaşacağını ve siyasi yaptırımlara maruz kalacağını dile getirdi. Prof. Yeldan'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle;

Türkiye de IMF ile ilişkisine nokta koyabilir mi? Türkiye'nin IMF ile yoluna devam edip etmemesi giderek siyasi bir boyut kazanan bir sorun haline geldi. Artık çok açıkça anlaşılıyor ki, ABD bölgeye yönelik planlarında Türkiye'yi de kullanmak için IMF aracılığıyla siyasi baskı yürütmektedir. Türkiye'nin şu anda IMF ile olan borçları zaten ertelenmiştir. Yani Türkiye IMF olan borçlarına moratoryum ilan etmiş, IMF de bu durumu kabullenmiştir. Ancak bu "kabullenmenin" siyasi yaptırımlar içerdiği yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin önüne konulan "sağlık reformu", "emeklilik reformu" "gelirler idaresi reformu" gibi, sağlık ve eğitim hizmetlerini ticari bir mal olarak gören; ve bu alanlarda kamu hizmetlerini yok eden uyarlamaları kesinlikle reddetmesi gerekmektedir. Buna ek olarak kamu kesiminde yatırım ve istihdam yaratan yeni bir kalkınma ve teknolojik ilerleme programını IMF'den bağımsız olarak başlatması gerekmektedir. Bu süreçte IMF ile birlikte olmak ya da IMF programından çıkmak, dediğim gibi, artık siyasi bir karar olarak değerlendirilmelidir.

Arjantin ve Brezilya daha öncesinde Rusya ne yaptı da IMF'den kendini kurtardı? Aynı durumlar Türkiye için geçerli değil mi? Arjantin'in 2001 ve Rusya'nın da 1998 yılında uygulamış olduğu moratoryum kararı kendileri açısından artık başka seçeneğin olmadığına inandıkları bir aşamada gerçekleştirildi. Türkiye'nin Arjantin benzeri bir moratoryum kararı alması dünya finans piyasaları açısından muazzam bir yıkım demekti. Biraz bu yüzden, biraz da yaklaşan Irak savaşında Türkiye'yi müttefikler arasına kazanmak endişesiyle IMF aracılığıyla yeni krediler sağlayarak Türkiye'deki krizin etkilerinin hafifletilmesi yoluna gidildi. Türkiye'nin borçları, IMF'den alınan yeni borçlarla "çevrildi". Bu arada Türkiye yeni bir yapısal uyarlama programına hapsedildi ve krizin maliyeti genç nesillere yıkılmış oldu. Oysa o günlerde Türkiye, krizin başlıca sorumulusunun IMF uluslararası finansal sermaye olduğunu savunarak, Arjantin benzeri bir operasyon gerçekleştirebilirdi. Bu tür bir operasyonun koşulları o günlerde vardı.

IMF ile devam etmemizin en büyük nedeni olarak borçlarımız gösteriliyor. Borçlar sorununa başka bir çözüm bulunamaz mı? Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye IMF ile olan borçlarına zaten bir moratoryum getirmiş durumdadır. Ancak bu IMF açısından ne gibi yeni yaptırımlar getirecek bunun siyasi uzantılarını göreceğiz. Daha genel bir çerçevede Türkiye'nin diğer dış alacaklılarla birlikte borçlarını yeniden takvimlendirmesi kaçınılmaz durumdadır.

2005'ten sonra üç yıl daha IMF birlikteliği Türkiye ekonomisini ve halkı nereye götürür? Türkiye'de orta sınıflar IMF programının uzantısı olan ve "yapısallar" diye anılan dönüşümler sonucunda giderek alım güçlerinin düştüğü, eskiden kamunun sosyal hizmet anlayışı içinde sunulan bir dizi hizmetin artık piyasada fiyatlandırılarak müşterisi haline getirildiği bir konuma sürüklenmektedir. Bir yandan düşen ücretler ve süregelen işsizlik, diğer yandan kamu hizmetlerinin daraltılması Türkiye emekçi sınıfları arasında marjinalleşmeyi ve yoksullaşmayı arttırmaktadır. Bu şekilde artan kent yoksulları giderek dışlanmakta ve geçimlerini sağlayabilmek için mecburen yasa dışı yollara itilmektedir. Türkiye giderek merkezi otoritenin parçalandığı, öte yandan da kentlerde sokak şiddetinin arttığı, vatandaşlarının "yarın ne olacak?" endişelerinin arttığı bir şiddet toplumu olmaya doğru itilmektedir.




IMF İLE YOLLARINI AYIRAN ÜLKELER

BREZİLYA IMF ile program yürüten ülkelerden Brezilya 5 yıldan bu yana uygulanan ve mart ayında bitecek olan IMF programını yenilemeyi düşünmediğini açıkladı. Brezilya 1998'deki krizle başlayan programla IMF'ye en çok borcu olan ülke haline gelmişti.

RUSYA Rusya IMF ile yaptığı anlaşmaları 31 Ocak tarihi tibariyle bitirdi ve borçlarının tamamını erken ödedi. 1996 yılında yapılan anlaşma ile alınan borç 3.3 milyar doların geri ödemesi tamamlandı. Ve IMF ile yeni bir anlaşmaya ihtiyacı olmadığını açıkladı.

ARJANTİN IMF'yle 2000 yılında 40 milyar dolarlık bir kredi anlaşması imzaladı. 2001 yılında moratoryum ilan etti. 2003 yılında IMF ile borçların, faizleri içermeyen yeniden yapılandırması yöntemi ile ödenmesine karar verildi.

GÜNEY KORE IMF'ye borcu bulunmayan ülke son stand-by anlaşmasını 4 Aralık 1997'de imzaladı. Krize giren ülkenin borcu 120 milyar dolara çıkmıştı. Güney Kore 3 Aralık 2000 tarihinde sona eren anlaşmayla yaklaşık 20 milyar dolar kredi kullandı.

ENDONEZYA IMF ile 5 Kasım 1997'de stand-by ve 25 Ağustos 1998 ile 4 Şubat 2000 tarihlerinde genişletilmiş stand-by imzaladı. Hükümet 2003 yılında IMF'den borç alımını durdurdu ve yıl sonunda yeni bir anlaşma yapmadı.

Evrensel'i Takip Et