15 Şubat 2005 22:00
Tunceli'de albaya büyük tepki
Tunceli'de Yeraltı Çarşısı üstünde toplanan yaklaşık bin 500 kişi, Baro eski Başkanı Hüseyin Aygün'ü tehdit eden Albay Namık Dursun'u protesto etti.
Tunceli Barosu eski Başkanı Avukat Hüseyin Aygün'ün, Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Namık Dursun tarafından tehdit edilmesi, kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Tunceli Yeraltı Çarşısı üzerinde toplanan yaklaşık bin 500 kişi, "Albay şaşırma sabrımızı taşırma", "Savaşa geçit vermeyeceğiz", "Baskılar bizi yıldıramaz" şeklinde sloganlar attı. Eylemde konuşan Tunceli Barosu Başkanı Bülent Taş, son dönemde hak ve hukuk ihlallerinin had safhaya ulaştığını belirterek, bu durum karşısında herkesin tedirgin olduğunu belirtti. Taş, "Bütün hukuk ihlallerine maruz kalanların gösterdiği adres Tunceli Jandarma Alay Komutanı Namık Dursun'dur" dedi.
'Suç işleme özgürlüğü yok' Son olarak mesleki faaliyetlerinden ötürü Avukat Hüseyin Aygün'ün albay tarafından tehdit edilmesinin kaygıları iyice artırdığına dikkat çeken Taş, "Alay komutanı, Hüseyin Aygün'ü yüzyüze ve telefonla yaptığı görüşmelerde tehdit etmiş, mesleğini artık yapmaması veya bırakması konusunda açıkça mesajlar vermiş. Aksi halde kendisini 'bitireceğini' ve 'elinde ciddi belgelerin olduğunu' eğer anlaşabilirlerse bunu savcılığa vermeyeceğini söyleyerek, meslektaşımıza yönelik tehdit ve şantaj içeren sözler kullanmıştır" diye konuştu. Alay komutanının halkın vergileriyle görev yaptığını kaydeden Taş, albayın hukukun üstünde ve karşısında bir konumu olmadığını ifade ederek, "Albayın suç işleme özgürlüğü yoktur" dedi.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
'Ücret adaleti' istiyorlar Kamu çalışanları içinde en düşük maaşı aldıklarını ve adaletsizliklerle karşı karşıya olduklarını belirten Tapu ve Kadastro çalışanları, ücretlerinde adalet istiyorlar. Tapu ve Kadastro çalışanlarının gözü Meclis Genel Kurulu'na gönderilen ve bu hafta görüşülmesi beklenen Kadastro Kanunu'nda değişiklik öngören tasarıda. Maaş adaletsizliğinin düzeltilmesini isteyen kadastro çalışanları, karın tokluğuna çalıştıklarını söylüyorlar. Döner sermayeden de pay alamadıklarından yakınan kadastro çalışanları, Maliye, Sağlık, Milli Eğitim, Tarım ve diğer birçok bakanlıkta, kurum bünyesindeki döner sermayeden personele ek ödeme yapılırken, kendilerinin bundan da mahrum olduğunu bildirdiler. 2004 yılında döner sermaye gelirlerinin 72.5 milyon YTL olduğu, bu miktarın yüzde 30'unun, sayıları 11 bin 500 olan personele dağıtılması halinde kişi başına 157.6 YTL düşeceğini hatırlatan kadastro çalışanları, bütçeye ek yük getirmeyecek bu düzenleme ile bir nebze nefes alabileceklerini de bildirdiler. Konuya ilişkin açıklama yapan Bağımsız Yapı-İmar Sen Genel Başkanı Bayram Zengin, "Devletin çalıştırdığı insanlar arasında en düşük ücret alan, fakat hukuki sorumluluğu en fazla olan, çalışma şartları ağır kesimin Tapu ve Kadastro çalışanları olduğunu" söyledi. Ücretin düşüklüğü, şartların ağırlığı nedeniyle kadastro personelinin ya hemen emekli olduğunu ya da başka kurumlara geçtiğini, birçok müdürlükte işlerin geçici görevli personel eliyle yürütüldüğünü belirten Zengin, "özellikle tapu sicil müdürlüklerinde çalışanların, emeklilikleri ve ölümleri halinde bile sorumlulukları bitmemekte, çocuklarına ve torunlarına, işlerinde yaptıkları hata ve yanlışlıkların bedeli miras kalmaktadır" dedi. Anayasa'nın angaryayı yasakladığını hatırlatan Zengin, oysa tapu sicil memurlarının, mesai sonu veya tatil günlerinde de başta mahkeme ilamları, kütüklerin deftere işlenmesi, haciz işlemleri ve vergi dairelerinin başvuruları olmak üzere birçok işi fazla mesai ücreti almadan yapmak zorunda bırakıldıklarını dile getirdi. İşlerini arazi şartlarında yürüten kadastrocuların karşılaştıkları en büyük sorunun da can güvenliklerinin olmaması olduğuna işaret eden Zengin, arazide çalışanların her türlü mahrumiyetle karşı karşıya olduklarını, çoğu kez konaklama ve banyo imkânı bile bulamadıklarını, yemek temininde zorlandıklarını da ifade etti.
'Suç işleme özgürlüğü yok' Son olarak mesleki faaliyetlerinden ötürü Avukat Hüseyin Aygün'ün albay tarafından tehdit edilmesinin kaygıları iyice artırdığına dikkat çeken Taş, "Alay komutanı, Hüseyin Aygün'ü yüzyüze ve telefonla yaptığı görüşmelerde tehdit etmiş, mesleğini artık yapmaması veya bırakması konusunda açıkça mesajlar vermiş. Aksi halde kendisini 'bitireceğini' ve 'elinde ciddi belgelerin olduğunu' eğer anlaşabilirlerse bunu savcılığa vermeyeceğini söyleyerek, meslektaşımıza yönelik tehdit ve şantaj içeren sözler kullanmıştır" diye konuştu. Alay komutanının halkın vergileriyle görev yaptığını kaydeden Taş, albayın hukukun üstünde ve karşısında bir konumu olmadığını ifade ederek, "Albayın suç işleme özgürlüğü yoktur" dedi.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön'Ücret adaleti' istiyorlar Kamu çalışanları içinde en düşük maaşı aldıklarını ve adaletsizliklerle karşı karşıya olduklarını belirten Tapu ve Kadastro çalışanları, ücretlerinde adalet istiyorlar. Tapu ve Kadastro çalışanlarının gözü Meclis Genel Kurulu'na gönderilen ve bu hafta görüşülmesi beklenen Kadastro Kanunu'nda değişiklik öngören tasarıda. Maaş adaletsizliğinin düzeltilmesini isteyen kadastro çalışanları, karın tokluğuna çalıştıklarını söylüyorlar. Döner sermayeden de pay alamadıklarından yakınan kadastro çalışanları, Maliye, Sağlık, Milli Eğitim, Tarım ve diğer birçok bakanlıkta, kurum bünyesindeki döner sermayeden personele ek ödeme yapılırken, kendilerinin bundan da mahrum olduğunu bildirdiler. 2004 yılında döner sermaye gelirlerinin 72.5 milyon YTL olduğu, bu miktarın yüzde 30'unun, sayıları 11 bin 500 olan personele dağıtılması halinde kişi başına 157.6 YTL düşeceğini hatırlatan kadastro çalışanları, bütçeye ek yük getirmeyecek bu düzenleme ile bir nebze nefes alabileceklerini de bildirdiler. Konuya ilişkin açıklama yapan Bağımsız Yapı-İmar Sen Genel Başkanı Bayram Zengin, "Devletin çalıştırdığı insanlar arasında en düşük ücret alan, fakat hukuki sorumluluğu en fazla olan, çalışma şartları ağır kesimin Tapu ve Kadastro çalışanları olduğunu" söyledi. Ücretin düşüklüğü, şartların ağırlığı nedeniyle kadastro personelinin ya hemen emekli olduğunu ya da başka kurumlara geçtiğini, birçok müdürlükte işlerin geçici görevli personel eliyle yürütüldüğünü belirten Zengin, "özellikle tapu sicil müdürlüklerinde çalışanların, emeklilikleri ve ölümleri halinde bile sorumlulukları bitmemekte, çocuklarına ve torunlarına, işlerinde yaptıkları hata ve yanlışlıkların bedeli miras kalmaktadır" dedi. Anayasa'nın angaryayı yasakladığını hatırlatan Zengin, oysa tapu sicil memurlarının, mesai sonu veya tatil günlerinde de başta mahkeme ilamları, kütüklerin deftere işlenmesi, haciz işlemleri ve vergi dairelerinin başvuruları olmak üzere birçok işi fazla mesai ücreti almadan yapmak zorunda bırakıldıklarını dile getirdi. İşlerini arazi şartlarında yürüten kadastrocuların karşılaştıkları en büyük sorunun da can güvenliklerinin olmaması olduğuna işaret eden Zengin, arazide çalışanların her türlü mahrumiyetle karşı karşıya olduklarını, çoğu kez konaklama ve banyo imkânı bile bulamadıklarını, yemek temininde zorlandıklarını da ifade etti.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
