8 Şubat 2005 04:00
İHDK defalarca kurşunlandı
İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK) Başkanı İbrahim Kaboğlu ve başkanlık divanı üyeleri, "varlığının adından ibaret" olduğunu söyledikleri kuruldan istifa ettiler. Kurul'un ilk kararının 1 Mart Tezkeresi'ne "hayır" demek olduğunu, ardından işkencenin önlenmediğine ilişkin rapor hazırladıklarını kaydeden Kaboğlu, bu süreçle başlayan Kurul'a yönelik baskıları "kurşunlanma" olarak nitelendirerek, defalarca kurşunlandıklarını ve yaptıklarından dolayı 'kovulduk'larını anlattı.
İHDK Başkanı İbrahim Kaboğlu dün düzenlediği basın toplantısı ile Kurul'u bir kez daha kamuoyu
gündemine getirdi. Kendisi, başkan yardımcıları Şenal Sarıhan, Faruk Öztimur ve Raportör Kemal Akkurt'tan oluşan Başkanlık Divanı'nın istifasını açıklayan Kaboğlu, 26 Şubat 2003 tarihinde görevine başlayan Kurul'un bugüne kadarki çalışmaları, kendilerine yöneltilen eleştiriler ve engellemeleri anlattı.
İlk kararlarının 1 Mart Tezkeresi'ne "hayır" demek olduğunu, bu kararlarının ardından Meclis'in tezkereyi reddettiğini hatırlatan Kaboğlu, "Kurul'un insan hakları ilkelerine uygun davranma yönünde başlangıç yaptığını" söyledi. Daha sonra olağanüstü bir toplantı ile düşünce özgürlüğünden, çevre hakkına kadar bütün hak ve özgürlükleri kucaklayıcı 13 çalışma birimi oluşturduklarını aktaran Kaboğlu, işkencenin ve kötü muamelenin önlenmesi raporlarını oybirliği ile kabul ettiklerini belirterek, "böylece Kurul ilk 8 ayında insan hakları danışma kuruluna dönüştü" dedi.
Bunun ardından sekretarya hizmetlerinde değişiklik yapıldığını, insan hakları başkanının değiştirildiğini kaydeden Kaboğlu, izleyen aylarda ise Kurul'a haber verilmeden yönetmeliğin değiştirildiğini, yine habersiz yeni üyeler atandığını söyledi. Sorunların ortaya çıkması üzerine, Kurul'dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile görüşerek, "Danışma Kurulu'nun misyonunu hatırlattıklarını" belirten Kaboğlu, "İnsan hakları ilkeleri neyi gerektiriyorsa ona göre önerir, talepte bulunur, eleştirir. Kaynağı ister yasama, ister yürütme, isterse yargı organı olsun, insan haklarına aykırı eylem ve işlemleri dile getirmenin kuruluş amacı, varlık nedenleri olduğunu" söylediklerini aktardı.
'Küçük düşürülmek istendik' Kaboğlu, Türkiye İnsan Hakları Raporu ve Azınlık ve Kültürel Haklar Raporu'na ilişkin eleştiri ve saldırıları anlatarak, raporu hazırlayanların, imza atanların kamuoyunda küçük düşürücü çalışmalara girildiğini, aydınların kalitesiz olduğunun propaganda edildiğini kaydeden Kaboğlu, "Başbakanlık ek hizmet binası hergele meydanı gibi gösterilmek istendi" dedi. Meclis kürsüsünden kendilerine hakaret ve küfür edildiğini, terbiye sınırlarının aşıldığını, insan hakları ile ilgisi olmayan 16 yeni üye atandığını, işlerine geldiği biçimde üye atayıp, görevini sona erdirdiklerini dile getiren Kaboğlu, Başbakanlık adına toplantılara katılan İsmail Ahçıoğlu'nun, en çok öneri ve katkıda bulunan üye olmasına rağmen görevden alınmasını örnek gösterdi. Kurul'un şubat, haziran ve ekimde olağan olarak toplandığını, ekonomik, sosyal haklar ve kadın hakları" raporunu görüşmek üzere Şubat 2005'te yapacakları toplantının iptal edildiğini, internet aracılığıyla, yetkisi olmadığı halde Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı tarafından tüm üyelere, ayrıca ilgisi olmayan 60-70 kişiye de gönderildiğini söyledi. 15 üyenin 5 Şubat 2005'te süresinin dolacağına ilişkin kararı da hatırlatan Kaboğlu, "Kurul defalarca kurşunlanarak çalışmaları engellenmiştir" dedi. Önlerine sürekli engeller çıkarıldığını, görevlerini ihmal için değil, yaptıkları için kovulduklarını kaydeden Kaboğlu, sorular üzerine Türkiye'de reformların, sindirilerek, tarafları ile görüşülerek değil, sırf Avrupa istediği için yapıldığını bunu da Avrupa'nın bildiğini söyledi.
'Küçük düşürülmek istendik' Kaboğlu, Türkiye İnsan Hakları Raporu ve Azınlık ve Kültürel Haklar Raporu'na ilişkin eleştiri ve saldırıları anlatarak, raporu hazırlayanların, imza atanların kamuoyunda küçük düşürücü çalışmalara girildiğini, aydınların kalitesiz olduğunun propaganda edildiğini kaydeden Kaboğlu, "Başbakanlık ek hizmet binası hergele meydanı gibi gösterilmek istendi" dedi. Meclis kürsüsünden kendilerine hakaret ve küfür edildiğini, terbiye sınırlarının aşıldığını, insan hakları ile ilgisi olmayan 16 yeni üye atandığını, işlerine geldiği biçimde üye atayıp, görevini sona erdirdiklerini dile getiren Kaboğlu, Başbakanlık adına toplantılara katılan İsmail Ahçıoğlu'nun, en çok öneri ve katkıda bulunan üye olmasına rağmen görevden alınmasını örnek gösterdi. Kurul'un şubat, haziran ve ekimde olağan olarak toplandığını, ekonomik, sosyal haklar ve kadın hakları" raporunu görüşmek üzere Şubat 2005'te yapacakları toplantının iptal edildiğini, internet aracılığıyla, yetkisi olmadığı halde Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı tarafından tüm üyelere, ayrıca ilgisi olmayan 60-70 kişiye de gönderildiğini söyledi. 15 üyenin 5 Şubat 2005'te süresinin dolacağına ilişkin kararı da hatırlatan Kaboğlu, "Kurul defalarca kurşunlanarak çalışmaları engellenmiştir" dedi. Önlerine sürekli engeller çıkarıldığını, görevlerini ihmal için değil, yaptıkları için kovulduklarını kaydeden Kaboğlu, sorular üzerine Türkiye'de reformların, sindirilerek, tarafları ile görüşülerek değil, sırf Avrupa istediği için yapıldığını bunu da Avrupa'nın bildiğini söyledi.
Evrensel'i Takip Et