31 Ocak 2005 23:00

Mızrak çuvala sığmıyor

ABD Büyükelçisi Edelman'ın Bergama'daki mahkeme kararıyla kapatılan altın madeninin açılması için Bayındırlık Bakanı'na yazdığı mektupla ilgili haberimiz geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi ve kurum mektuba sert tepki göstererek, bunun ülkenin egemenlik haklarına müdahale anlamına geldiğini dile getirdiler. Haberimizin çıktığı gün ve ertesi günü birçok gazete ve televizyon konuyu gündemlerine taşıdı. Haberin medyada geniş yankı bulması ve gelen tepkiler üzerine konuyla ilgili Bayındırlık Bakanlığı'nın İzmir Valiliği'ne gönderdiği yazıda imzası bulunan Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Vurandemir bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Gazetemizde haberin çıktığı günün ertesinde 28 Ocak tarihli Milliyet'te yayınlanan "Edelman'dan "altın" mektup" başlıklı haberde, Edelman'ın mektubunun madene verilen izinlerle bir ilgisinin olmadığını iddia eden Müdür Yardımcısı Vurandemir, bahsedilen izinlerin mektuptan önce verildiğini ileri sürdü. Oysa ulaştığımız resmi yazışmalar Vurandemir'in bu iddiasının tam tersini ortaya koyuyor. İzmir Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nün ve İl İdare Kurulu'nun resmi belgeleri Vurandemir'i yalanlıyor.

Vurandemir'i kendi kurumu yalanlıyor Edelman'ın mektubuna gelen tepkilerin ardından yazışmalarda Bakan adına imzası bulunan Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Vurandemir Milliyet gazetesine yaptığı açıklamada "Büyükelçi Edelman'ın mektubundan önce ilgili kurumların yaptığı toplantıda imar planının yenilenmesi kararının alındığını" savunmuştu. Büyükelçi Edelman mektubunda madenin kapatılmasından sonra yaşanan süreç ile Çevre ve Orman Bakanlığından alınan izinleri sıraladıktan sonra, Gayri Sıhhi Müesseseler İzni alınabilmesi için Bayındırlık Bakanlığı tarafından verilmesi gereken bir imar iznine ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor ve Bayındırlık Bakanından bu iznin "bir an önce" verilmesi için İzmir Valiliği'ne baskı yapması isteniyor. Vurandemir ise, Büyükelçi'nin mektubunun izinler verildikten sonra yazıldığını savunurken, resmi yazışmalar Vurandemir'i yalanlıyor. Ne tesadüf ki Edelman'ın Bayındırlık Bakanı'na mektup yazdığı tarih olan 17 Eylül 2004 tarihini taşıyan bir yazışmada madenin imar izinleri ile ilgili kendilerinden bilgi isteyen Av. Noyan Özkan'a yanıt veren Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, ek 10997 sayılı yazısında "İptal edilen söz konusu planların yeniden yürürlüğe girmesi ile ilgili talepler reddedilmiştir" diyor. 21 Ekim 2004 günü yine madenin imar planlarının son durumu ile ilgili kendilerine soru soran Av. Arif Ali Cangı'ya 12513 sayılı bir yazı ile yanıt veren Bayındırlık ve İskan Müdür Yardımcısı A. Letif Bilgin, madenin yeni bir imar izni için talepte bulunduğu ve "mevzuat kapsamında değerlendirme çalışmaları"nın sürdürüldüğünü belirtiyor. Bu yazışmalar Edelman'ın Bakana mektup yazdığı tarih olan 17 Eylül'den önce izinlerin verildiğini, en azından böyle bir kararın alındığını ileri süren Genel Müdür Vurandemir'in doğru bilgi vermediğini kanıtlıyor. Hem de kendi Bakanlığı'na ait birimlerin resmi yazışmaları yalanlıyor Vurandemir'i… ABD Büyükelçisi'nin Bayındırlık Bakanı'na mektup yazmasına neden olan imar izni ise mektuptan 40 gün sonra, İzmir İl İdare Kurulu'nun 27 Ekim 2004 tarihli toplantısında verilmiş. İl İdare Kurulu'nda yer alan yedi bürokratın imzasını taşıyan İd.Ku.04/2004-229 karar sayılı belgede Bayındırlık İskan Müdürlüğü'nden kendilerine 25 Ekim'de gelen Normandy Madencilik A.Ş'nin imar izin talebinin 27 Ekim'de görüşüldüğü ve bu tarihte "oybirliği" ile kabul edildiği belirtiliyor. Yine İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu imzasını taşıyan bir başka belgede ise İl İdare Kurulu'nun 27 Ekim tarihinde onayladığı madenin imar planlarının Valiliğin 1 Kasım 2004 tarihinde 12982 sayılı "olur"u ile kesinleştiği yazıyor.

ABD'li yetkili mektubu savundu Öte yandan Edelman'ın mektubu ile ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e başvuran Bergama Köylülerinin avukatları Büyükelçi'nin "istenmeyen adam - persona non grata" ilan edilmesi ve kendisine gerekli yanıtı vermeyen Bayındırlık Bakanı ve bürokratlarının uyarılmasını istediler. Cumhuriyet gazetesindeki konuyla ilgili bir habere göre Edelman'ın Bayındırlık Bakanı'na yazdığı mektubu doğrulayan ABD'li bir yetkili "Büyükelçinin sorumlulukları arasında ABD şirketlerini desteklemek de var" sözleriyle yapılanları savundu.

Evrensel'i Takip Et