29 Ocak 2005 23:00
Ekmek ve su gibi
Kışın çetin geçtiği Tunceli'de köylünün neredeyse yardımına koşan tek kuruluş olan ve AKP Hükümeti tarafından kapatılması kararı alınan Köy Hizmetleri, köylü için hayati önem taşıyor. Kış mevsiminin 6 ay boyunca hakim olduğu ve kar kalınlığının 3 metreyi geçtiği Ovacık'ta, yol açma çalışmaları gece yarılarına kadar sürüyor. Çünkü, Munzur Dağları eteklerine kurulu bu köylerde her an doğum yapmak üzere olan bir kadın veya yaşlı bir hasta bulunabilir.
Ovacık'ta aralıksız süren kar yağışının ardından, Köy Hizmetleri ekipleri sabah saat 7'den itibaren çalışmalarına başlıyor. Kar temizleme çalışmasının saat kaçta biteceğini işçiler de bilmiyorlar. Bildikleri tek şey; köylünün mağduriyetinin bir an önce giderilmesi.
İki saat süren yoğun çalışmanın ardından çay içmek için Çakmaklı köyünde mola veriliyor. Konuk olduğumuz köyevinde çayla beraber, sıcak ekmeğin arasına konan çökeleği yerken, Köy Hizmetleri'nin kapatılmak üzere olduğunu söylediğimizde köylüler tedirgin bakışlarla işçilere bakıyorlar.
Başka kurum yok Köy sakini Celal Sarıgül, "Köy Hizmetleri kapatılırsa ne olur?" sorusuna, "kapatılmasını istemiyoruz" sözleriyle tepki veriyor. Sarıgül, "Bu adamlar gece gündüz çalışıyorlar. Köy Hizmetleri kapatılırsa biz biteriz. Köy Hizmetleri'ni kapatacaklarsa, köyleri de boşaltsınlar" diye Köy Hizmetleri'nin köylüler için hayati önem taşıdığını dile getiriyor. Köy Hizmetleri'ni, dertlerini dinleycek tek kurum olarak tanımlayan Çakmaklı köyü muhtarı Mehmet Sarıgül'de "Kışın köyümüze uğrayan başka kurum yok. Kış koşulları burada çok zor. Yolumuz açılıyor, hastamız olduğu zaman rahatlıkla ilçeye götürebiliyoruz. Bize yardımcı olan tek kuruluştur" diyor.
Ama çalışmak gerek Son bardaklar içiliyor ve çalışmaya kalınan yerden devam edilmesi vurgulanıyor işçiler tarafından. Kar makinesinin ve dozer sesinin birbirine karıştığı sırada, bembeyaz ovada bir grup köylü beliriyor. İlçeye gitmek üzere yola çıkan köylüler, ayaküstü sohbetimize katılıyorlar. Kış şartlarının zorluklarına değinen, Müslüm Gülatar adlı köylü, yolların kapalı olduğu zamanlarda hastaların ilkel yöntemlerle taşındığını anlatıyor. "Yollarımız kapalı olunca dünya ile iletişimimiz kesiliyor. 21. yüzyılda bu şartlarda yaşamak istemiyoruz. Köy Hizmetleri kapatılırsa, köylü mağdur olacak" diyen Gülatar, hükümetin destek vermesi gerekirken, Köy Hizmetleri'ni kapatarak köylüyü mağdur etmesine anlam veremediğini ifade ediyor.
Uzayan mesai Yolların açılması için büyük çaba harcayan ve 8 saatlik mesai süresini 18 saate çıkaran işçiler ise vatandaşlar mağdur olmasın diye iş saatlerini uzattıklarını belirtiyorlar. İşçiler de kurumları kapatılırsa köylünün mağdur olacağını düşünüyor. Operatör İmam Seçkin, "Bir işçi olarak Köy Hizmetleri'nin kapatılmasına karşıyım. Çünkü özel idareler bu çalışmayı yürüttüğünde köylünün araca mazot doldurması gerekiyor. Köylünün de mazot alacak imkânı yok. Biz şimdi 24 saat çalışıyoruz. Özel idarelere devredildiği zaman sekiz saat çalışacağız" diyor. Seçkin, sendikalarının pasif tutumunu da eleştiriyor. Şantiye Şefi Hasan Güngörmüş ise, "Köy Hizmetleri'nin kapatılmasının ardından neler yaşanacağı konusunda bir fikir sahibi değiliz henüz" diyor. Köylünün ekmek ve suya ihtiyacı olduğu kadar Köy Hizmetleri'ne de ihtiyacı olduğunu belirten Güngörmüş, çetin kış koşullarında çalışmanın zorluklarından söz ediyor.
Başka kurum yok Köy sakini Celal Sarıgül, "Köy Hizmetleri kapatılırsa ne olur?" sorusuna, "kapatılmasını istemiyoruz" sözleriyle tepki veriyor. Sarıgül, "Bu adamlar gece gündüz çalışıyorlar. Köy Hizmetleri kapatılırsa biz biteriz. Köy Hizmetleri'ni kapatacaklarsa, köyleri de boşaltsınlar" diye Köy Hizmetleri'nin köylüler için hayati önem taşıdığını dile getiriyor. Köy Hizmetleri'ni, dertlerini dinleycek tek kurum olarak tanımlayan Çakmaklı köyü muhtarı Mehmet Sarıgül'de "Kışın köyümüze uğrayan başka kurum yok. Kış koşulları burada çok zor. Yolumuz açılıyor, hastamız olduğu zaman rahatlıkla ilçeye götürebiliyoruz. Bize yardımcı olan tek kuruluştur" diyor.
Ama çalışmak gerek Son bardaklar içiliyor ve çalışmaya kalınan yerden devam edilmesi vurgulanıyor işçiler tarafından. Kar makinesinin ve dozer sesinin birbirine karıştığı sırada, bembeyaz ovada bir grup köylü beliriyor. İlçeye gitmek üzere yola çıkan köylüler, ayaküstü sohbetimize katılıyorlar. Kış şartlarının zorluklarına değinen, Müslüm Gülatar adlı köylü, yolların kapalı olduğu zamanlarda hastaların ilkel yöntemlerle taşındığını anlatıyor. "Yollarımız kapalı olunca dünya ile iletişimimiz kesiliyor. 21. yüzyılda bu şartlarda yaşamak istemiyoruz. Köy Hizmetleri kapatılırsa, köylü mağdur olacak" diyen Gülatar, hükümetin destek vermesi gerekirken, Köy Hizmetleri'ni kapatarak köylüyü mağdur etmesine anlam veremediğini ifade ediyor.
Uzayan mesai Yolların açılması için büyük çaba harcayan ve 8 saatlik mesai süresini 18 saate çıkaran işçiler ise vatandaşlar mağdur olmasın diye iş saatlerini uzattıklarını belirtiyorlar. İşçiler de kurumları kapatılırsa köylünün mağdur olacağını düşünüyor. Operatör İmam Seçkin, "Bir işçi olarak Köy Hizmetleri'nin kapatılmasına karşıyım. Çünkü özel idareler bu çalışmayı yürüttüğünde köylünün araca mazot doldurması gerekiyor. Köylünün de mazot alacak imkânı yok. Biz şimdi 24 saat çalışıyoruz. Özel idarelere devredildiği zaman sekiz saat çalışacağız" diyor. Seçkin, sendikalarının pasif tutumunu da eleştiriyor. Şantiye Şefi Hasan Güngörmüş ise, "Köy Hizmetleri'nin kapatılmasının ardından neler yaşanacağı konusunda bir fikir sahibi değiliz henüz" diyor. Köylünün ekmek ve suya ihtiyacı olduğu kadar Köy Hizmetleri'ne de ihtiyacı olduğunu belirten Güngörmüş, çetin kış koşullarında çalışmanın zorluklarından söz ediyor.
Evrensel'i Takip Et