13 Ocak 2005 04:00
Kadın Oyunları...
Ünlü İtalyan Yazar Dario Fo'nun, "Kadın Oyunları" isimli eseri Çukurova Sahnesi tarafından Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda sahnelendi. Oyunda bir hayat kadını, bir ev kadını ve bir işçi kadından monologların yer aldığı "Kadın Oyunları", herkesin kendi hayatından kesitler bulabildiği başarılı bir oyun.
İçimizden birini anlatıyoruz Burcu Yılmaz, Funda İslam ve Sevinç Özgentürk'ün rol aldığı "Kadın Oyunları"nda birinci bölümde, iş, çocuk ve ev arasında kilitli, kendi hayatını yaşamaya fırsatı kalmayan bir hayat aktarılıyor. Bu bölümü sahneleyen Sevinç Özgentürk, "Oyunları oynarken hiç zorlanmadık. Çünkü içimizden birini anlatıyoruz" diyor. Başarılı bir performans sergileyen Burcu Yılmaz da, cinsel taciz ve tecavüz çok yoğun yaşandığı halde gerçeklerin saklı tutulduğunu aktarıyor kendi monologunda. Yılmaz, çocukken babasının tecavüz girişimine uğramış ve hayatın geri kalan kısmında erkeklerin cinsel tacizlerine dayanamayıp akıl sağlığını yitirmiş akıl hastanesinde tedavi gören bir hayat kadınını canlandırıyor. Funda İslam da, son bölümde eşi tarafından eve hapsedilmiş, ev işleri, çocuk bakımı ve eşinin cinsel ihtiyaçlarını karşılamakla görevlendirilmiş bir kadının öyküsünü sahneye taşıyor.
Evrensel bir dil Oyuncu kadrosu kadınlardan oluşan Çukurova Sahnesi yaklaşık bir yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Oyuncu Burcu Yılmaz, "Kadın olarak yaşadığımız sorunlar her zaman vardı. Biz üç kadın bir araya gelerek yapabileceğimiz şey de bu oldu. Özelde kadın ama genelde hepimizin sorunu bu!" diyor. "Bize göre, kadınlar yaşamın her alanında ikinci planda kalmış" diyen Funda İslam ise bu oyunu seçme nedenlerini şöyle anlatıyor: "Kimliksizleştirilmiş, cinsiyet olarak yok sayılmış kadın, ne sanatta nede aktif hayatta yer alıyor. Dünyanın her yerinde erkek egemen bir toplum var. Bize göre kadın sanatta da olmalı, aktif hayatta da."
İçimizden birini anlatıyoruz Burcu Yılmaz, Funda İslam ve Sevinç Özgentürk'ün rol aldığı "Kadın Oyunları"nda birinci bölümde, iş, çocuk ve ev arasında kilitli, kendi hayatını yaşamaya fırsatı kalmayan bir hayat aktarılıyor. Bu bölümü sahneleyen Sevinç Özgentürk, "Oyunları oynarken hiç zorlanmadık. Çünkü içimizden birini anlatıyoruz" diyor. Başarılı bir performans sergileyen Burcu Yılmaz da, cinsel taciz ve tecavüz çok yoğun yaşandığı halde gerçeklerin saklı tutulduğunu aktarıyor kendi monologunda. Yılmaz, çocukken babasının tecavüz girişimine uğramış ve hayatın geri kalan kısmında erkeklerin cinsel tacizlerine dayanamayıp akıl sağlığını yitirmiş akıl hastanesinde tedavi gören bir hayat kadınını canlandırıyor. Funda İslam da, son bölümde eşi tarafından eve hapsedilmiş, ev işleri, çocuk bakımı ve eşinin cinsel ihtiyaçlarını karşılamakla görevlendirilmiş bir kadının öyküsünü sahneye taşıyor.
Evrensel bir dil Oyuncu kadrosu kadınlardan oluşan Çukurova Sahnesi yaklaşık bir yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Oyuncu Burcu Yılmaz, "Kadın olarak yaşadığımız sorunlar her zaman vardı. Biz üç kadın bir araya gelerek yapabileceğimiz şey de bu oldu. Özelde kadın ama genelde hepimizin sorunu bu!" diyor. "Bize göre, kadınlar yaşamın her alanında ikinci planda kalmış" diyen Funda İslam ise bu oyunu seçme nedenlerini şöyle anlatıyor: "Kimliksizleştirilmiş, cinsiyet olarak yok sayılmış kadın, ne sanatta nede aktif hayatta yer alıyor. Dünyanın her yerinde erkek egemen bir toplum var. Bize göre kadın sanatta da olmalı, aktif hayatta da."
Evrensel'i Takip Et