05 Ocak 2005 22:00

Çocuklarımıza neler oluyor?

Diyarbakır'da lise ve ilköğretim okullarında her gün şiddet olayları yaşanıyor. Öğrenciler kavga ediyor, öğretmenler bıçaklanıyor, hatta silahlar kullanılıyor.

Paylaş
Diyarbakır'daki lise ve ilköğretim okullarında son günlerde oldukça fazla şiddet olayları yaşanıyor. Hemen hemen her gün öğrenciler arasında kavga çıkıyor, öğretmenler bıçaklanıyor, silahlar patlıyor. En son Gaffar Okkan Lisesi'nde çıkan kavgada Kadir Yücel adlı lise öğrencisi, vücuduna isabet eden kurşunlar sonucu hayatını kaybetti. Öğrenciler, şiddete dışarıdan bali ve uyuşturucu getiren gençlerin sebep olduğunu ifade ederken; uzmanlar, işsizlik, yoksulluk ve göçün olaylara neden olduğunu dile getirdiler. Özgür Demokratik Lise Gençliği adı altında bir araya gelen bir grup öğrenci de uyuşturucu ve şiddete karşı "Temiz Liseler" kampanyası başlattı. En çok Vehbi Koç'ta... Şiddet olayları en çok Vehbi Koç İlköğretim Okulu'nda yaşanıyor. Son dönemlerde 6 öğretmen saldırıya uğradı. Atatürk Lisesi'nde 5 , Şehitlik Lisesi'nde 4, Ziya Gökalp Lisesi'nde 2, Turgut Özal İlköğretim Okulu'nda 2, Fatih Lisesi'nde ise 1 müdür ve 1 öğretmen aynı şekilde öğrencilerin saldırısına uğradı. Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi'nin verdiği bilgilere göre bir yıl içinde 78'i kadın, toplam 185 öğretmen okul dışında kapkaç saldırısına maruz kaldı. Öğrenciler, liselerde uyuşturucu ve fuhuşun giderek yaygınlaştığını savunuyorlar. Uyuşturucu kullanma ve fuhuş yaşının 11'e kadar düştüğünü dile getiren öğrenciler, okul yönetimlerini ve valiliği önlem almamakla suçluyorlar.

'Gözümün önünde esrar içiyorlar' Atatürk Lisesi birinci sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen E.K., "Gözümüzün önünde kantinde esrar alıp içiyorlar" diyerek güvenlik görevlilerinin buna sessiz kaldığını öne sürüyor. Okullarında öğretmene yönelik yaşanan bıçaklı saldırının ardından okul müdürünün değiştiğini anlatan E.K., "O günden sonra ders saatlerimiz 80 dakikaya çıkarıldı. Teneffüsler 20 dakikadan 10 dakikaya indirildi. Bu da öğrencilerin dersten kaçmasına yol açıyor" diye konuştu. Birlik Lisesi birinci sınıf öğrencisi B.A., ise okuduğu lisenin Diyarbakır'ın en sorunlu okullarından birisi olduğunu savundu. Okul dışında bali ve uyuşturucu alan öğrencilerin, daha sonra okula geldiğini ileri süren B.A., Diyarbakır'daki kültürel yozlaşmadan rahatsız olduğunu ifade etti.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Emanet vatandaşlık 1 Ocak 2000'de SPD-Yeşiller Hükümeti tarafından yürürlüğe konulan yeni Vatandaşlık Yasası'na göre verilen vatandaşlığın "emanet" olduğu ortaya çıktı. Vatandaşlık Yasası'nda yer alan, "Vatandaşlığa geçecek göçmenlerin Alman Anayasası'na bağı kalacaklarını taahhüt etmeleri gerektiği" şart koşuluyordu. Alman vatandaşlığına geçtiği sırada Alman Anayasası'na bağlılık yemini yapan Selahttin Turgut adındaki Kürt kökenli vatandaşın, bağlılığını yerine getirmediği gerekçesiyle, vatandaşlığı mahkeme kararıyla elinden alındı. Anayasayı Koruma Teşkilatı, 24 Temmuz 2002'de Giessen'de ailesiyle birlikte Alman vatandaşlığına geçen Turgut'un 'Kürt Alman Dostluk Derneği'nde aktif çalıştığı'nı Giessen Valilği'ne bildirmesi üzerine, valilik vatandaşlığı geri almak için işlemleri başlattı. Valiliğin kararına itiraz eden Turgut'un başvurusunu değerlendiren Giessen İdari Mahkemesi, Turgut'un "Mayıs 2004'te PKK'ya yakınlığı ile bilinen bir dernekte yönetici olduğu ve vatandaşlığa geçiş sırasında yaptığı "demokratik ve özgürlükçü düzene bağlılık yemini" ile çeliştiğini ileri sürerek, vatandaşlığın geri alınmasına karar verdi. Yerel mahkemenin verdiği karara yapılan itiraz başvurusu Hessen İdari Mahkemesi tarafından reddedildi. Hessen İdari Mahkeme Sözcüsü gazetemize yaptığı açıklamada, başvurunun formalite nedenlerden ötürü reddedildiğini ifade ederek, söz konusu kişinin Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkı olduğunu söyledi.

Büyük haksızlık 1993 yılında, Türkiye'de hakkında takibatlar olduğu için Almanya'ya gelerek sığınma başvurusunda bulunan 49 yaşındaki Selahattin Turgut, vatandaşlığın geri alınmasını "haksız" olarak nitelendirdi. Turgut gazetemize yaptığı açıklamada, "Türkiye'de de yasal bir parti olan HEP'in içinde olduğum halde bugünkü gibi koşullar öne sürülerek hakkımızda davalar açıldı, yargılanmaya çalışıldık. Oradan kaçtık buraya geldik, ama aynı şeyler başımıza geldi." dedi. Alman Anayasası'nın 16. Maddesi, hiçbir Alman vatandaşının elinden vatandaşlığının alınamayacağını emrederken Leipzig'de bulunan Federal İdari Mahkeme 2003'te, sonradan Alman vatandaşı olanların elinden bu hakkın alınabileceğine karar vermişti.

ÖNCEKİ HABER

Mesut Yılmaz için kritik gün

SONRAKİ HABER

İÜ'de alternatif seçim yapılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...