İlaç da mı kullanmayalım?
Ayrıca daha önce ücretsiz olan acil hizmetlerinden de hiçbir işlem, müdahale gerekmemiş, yatılmamış, sadece reçete yazılmışsa 6 TL katkı payı alınacak.
Sigara ve içkiye gelen zamlara sonrasında "sigara içme kardeşim, alkolü de az iç" diyen Başbakanın Sağlık Bakanlığı'nın kutu başına para ödeme uygulamasına ne diyeceği merak konusu
Sağlık Bakanlığı daha önce de Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile aile hekimlerine 3 lira reçete parası getirirken devlet hastanelerinde muayene olmaları halinde, ilaç yazdırmadan ödedikleri katkı payını 5 liraya, özel hastanelerde 14 liraya çıkarmıştı.
NE KADAR İLAÇ O KADAR PARA
İlaç yazılması halinde bu fatura daha da kabaracak. Aile hekimi, devlet ve üniversite hastanelerindeki doktorlara muayene olup ilaç yazdıranlar aile hekiminde 3 lira, devlet hastanelerinde 9 lira, özel hastanelerde 17 lira ödeyecek. Ancak hastanın cebinden çıkan para bununla da sınırlı kalmayacak. Doktorun yazdığı reçetede ne kadar çok ilaç varsa o kadar çok para ödenecek. Bir kutu yazılsa dahi 3 lira ödeyecek olan hastalarda sınır 3 kutu olarak belirlendi. Üç kutuya kadar 3 lira verecek olan vatandaşlar, 3 kutudan sonraki her bir kutu için 1 lira ödemek zorunda kalacak. Vatandaşlar aynı zamanda ilacın yüzde 20’lik kısmını da ödemeye devam edecek.
İLACIN TANESİNDEN BİLE PARA ALINIRSA ŞAŞIRMAYIN
Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, aile hekimlerine 3 lira reçete parası, katılım paylarına zam ve kutu başına 1 lira düzenlemelerini eleştirdi.
Ücretsiz sağlık diye başlanan bir noktadan ilaç kutusundan bile para alma aşamasına gelindiğini kaydeden Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Parasız sağlık hizmeti, herkesin erişebildiği bir sağlık gibi söylemlerle başlanan noktada bugün ilaç kutusundan bile para alınacağı bir duruma gelinmiştir. Son zam furyasına muayene katkı paylarının artırılması ve ilaç kutularından para alınmaya başlanması ile sağlık da eklenmiş oluyor. Bu düzenleme ne yazık ki vatandaşın sağlık hizmetlerine ulaşmasında bir set olacaktır. Hükümet vatandaşa sunduğu sağlık hizmetini zorlaştırarak tasarruf etme anlayışı yerine sağlık politikalarını gözden geçirerek tasarruf yoluna gitmelidir.” dedi. Daha önce aile hekimliğine teşvik için katkı payı alınmadığını belirten Kahveci, “Daha önce sadece 1. basamakta katkı payı alınmıyordu. Vatandaşın aile hekimine gitmesi isteniyordu. Şimdi aile hekimine giden vatandaş da katkı payı ödeyecek. Yani böylelikle sağlık hizmetlerinin her aşaması paralı olmuş oldu. Aslında vatandaş sağlık primi ödüyorsa, katkı payı, ilaç kutusunda para alma gibi uygulamalar olmamalıdır. Hep prim alınması hem bu gibi ek ilave ücretler istenmesi haksızlıktır. İlacın tanesinden bile para alınması gibi uygulamalarla da karşılaşırsak kimse şaşırmasın.” şeklinde konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
Hükümetin, son uygulamalarıyla kamu üzerinden ilaç ve tıbbi endüstri ile özel sektöre para aktardığını söyleyen Türk Tabipler Birliği Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu, bu paranın vatandaşın verdiği dolaylı vergilerden karşılandığını kaydetti. Dolayısıyla, sağlık harcamalarında vatandaşın sadece 100 dolar vermediğini söyleyen Bilaloğlu, kamuya ait olan 350 doların da vatandaşın cebinden çıktığına dikkat çekti. Sağlık Bakanlığının yaptığı zamların vatandaşın cebinden daha çok para çıkarmak olduğunu anlatan Bilaloğlu, “Katkı paylarına yapılan zamlar bununla kalmaz, vatandaşı alıştıra alıştıra bu zamlara devam edecekler” diye konuştu. Acil servislerdeki yığılmanın sebebinin vatandaş olmadığını belirten Bilaloğlu, “Vatandaş, katkı payını ödememek için acil servislere gidiyor. Burada sorumluluk vatandaşın değil, vatandaşı acil servislere mecbur bırakan Sağlık Bakanlığının” dedi. Bakanlığın Türkiye’yi diğer Avrupa ülkelerine kıyaslamasının doğru bir tutum olmadığını söyleyen Bilaloğlu, “Avrupa ülkelerinde, kişi başına düşen gelir, elektrik, su, ve benzin parası ne kadar. Bunları bilmeden böyle bir kıyaslama yapmak doğru değil” dedi. Hükümetin sağlık politikalarının en çok yoksul kesimleri ve emekçileri mağdur ettiğine dikkat çeken Bilaloğlu, “Katkı paylarına yapılan bu zamlar sağlık hizmetine en çok ihtiyaç duyan yoksul kesimler için birkaç defa hastaneye gitmek imkansız hale geliyor” diye konuştu.
SAĞLIK HAKKI MALİYET ÜZERİNDEN AÇIKLANAMAZ
Sağlık Bakanının sağlıkta kişi başına maliyetin 600 dolar olduğunu bunun 350-400 dolarını kamunun, 100 dolarını ise halkın ödediğini öne sürerek sağlıkta katkı paylarının artması ve acil hizmetlerinin paralı hale getirilmesinin sağlık alanındaki israfı önlemek amaçlı yapıldığını iddia etmesi sağlık örgütlerinin tepkisine neden oldu.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Çetin Erdolu, sosyal devlet anlayışına göre sosyal bir hak olan sağlığın maliyet mantığı üzerinden işlenemeyeceğini belirtti.
Sağlıkta dönüşüm programına göre sağlık hizmetinin üç basamağa ayrıldığını kaydeden Erdolu, bu basamaklar arası bir sevk zincirinin olduğunu, ancak hükümetin bu zinciri uygulamamasından kaynaklı vatandaşın, her gittiği basamakta ayrı katkı payı uygulamasına maruz kaldığını ifade etti. Bunun da vatandaşı acil servislere mecbur bıraktığını ifade eden Erdolu, Türkiye’de şu anda acil servislere yapılan başvurunun diğer ülkelere oranla 3-4 kat fazla olduğunu söyledi.
Erdolu, “Sağlık Bakanlığının uygulamadığı sağlık hizmetindeki sevk zinciri ve uyguladığı katkı ve katılım payları acil servislerdeki yığılmaların sebebidir” diye konuştu. Sağlık Bakanlığının insanları acil servislere gitmesini engelleme gibi bir amacının olmadığını da kaydeden Erdolu, Bakanlığın asıl amacının sermayeye para aktarmak olduğunu söyledi. Hali hazırda sadece sağlıktaki yüksek fiyatlar eliyle sermayeye kaynak aktarılmadığını belirten Erdolu, ilaç, tıbbi teknoloji yönünden de sermayeye ciddi harcama yapıldığını anlattı. Normal standartlarda, sağlıktaki bütçenin yüzde 10 kadarının tıbbi teknolojiye ayrılması gerektiğini belirten Erdolu, Türkiye’de bu oranın 2-3 kat arttığını söyledi.
Evrensel'i Takip Et