01 Ocak 2005 22:00

Almanya'da Türkiye'nin izleri

Geride bıraktığımız 2004 yılı, iz bırakan kültür olaylarına da sahne oldu. Bunlardan önemli bir kısmının Türkiye kökenli sanatçılara ait olması ise dikkat çekiciydi.

Paylaş
Geride bıraktığımız 2004 yılı, iz bırakan kültür olaylarına da sahne oldu. Bunlardan önemli bir kısmının Türkiye kökenli sanatçılara ait olması ise dikkat çekiciydi. Önümüzdeki yıllarda da yankısı devam edecek bu olaylardan derlediğimiz panoramayı ilginize sunuyoruz.

18 yıl sonra gelen başarı Almanya'da sinema dünyasının en önemli etkinliği sayılan Berlinale'de, Türkiye kökenli genç yönetmen Fatih Akın ve oyuncular Sibel Kekilli ile Birol Güner önemli bir başarıya imza attılar. Almanya'da doğup büyüyen genç göçmenlerin yaşam koşulları ve sıkıntılarını bir aşk öyküsü paralelinde perdeye yansıtan "Duvara Karşı" filmi, sadece 54. Altın Ayı Ödülü'nü almakla kalmayıp, bu yıl 17.'si verilen En İyi Avrupa Film Ödülü'nün de sahibi oldu. Alman filmlerinin Berlinale'de 18 yıldır ödül alamamış olmaları, Hamburglu Yönetmen Fatih Akın'ın "Duvara Karşı" ile yakaladığı başarıyı daha anlamlı kılmış oldu. "Duvara Karşı"da sergilediği oyunculukla adından söz ettiren Sibel Kekilli, geçmiş yıllarda porno filmlerde rol aldığı için medyanın ilgi odağı oldu. Alman ve Türk magazin medyası Kekilli'nin kazandığı başarıdan çok, eski porno filmleriyle meşgul olarak sanatın değil cinselliğin önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Türk filmleri Avrupa pazarında Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiyelilerin kendileri için verimli bir pazar olduğunu keşfeden Türk film yapımcılarının atağı 2004'te de devam etti. Yılın ilk aylarında "Vizontele Tuuba" ile başlayan Türk filmleri furyası, Aralık ayında onlarca Avrupa kentinde birden vizyona giren "GORA" ile sürdü. Seyirci toplayıp, para kazanmayı amaçlayan filmlerde bu yıl da ağır basan 'bol sulu komediler' oldu. Geçtiğimiz yıl Almanya'daki sinema dünyasında dikkat çeken olaylardan biri de, Türkiye kökenli yönetmen Galip İyitanır'ın, Hitler faşizmi döneminde yaşayan ünlü Alman devrimcisi Olga Benario'nun hayatını konu alan bir film çekmesi oldu.

Sanatla gelen kär ABD'nin New York kentinden 7 aylığına Berlin'e getirilen Modern Sanatlar Sergisi "MoMa" büyük ilgi gördü. 20. yy'da yaşamış en önemli ressamların toplam 200 ünlü tablosunun sergilendiği "MoMa"yı görmek için her gün kuyruklar oluşurken, toplam 1,2 milyon insanın sergiyi gezdiği açıklandı. İnsanların saatlerce sıra bekleyerek değerli sanat eserlerini görmek istemeleri dikkat çekerken, sergiyi düzenleyenlerin 6,5 milyon Euro kâr yapması ise, günümüzde sanat para ilişkisinin ne boyutlara geldiğini bir kez daha hatırlatmış oldu.

Alman Karikatür Ödülü Bu yıl "Afiyet olsun" konu başlığı altında düzenlenen Alman Karikatür Ödülü'nü Achim Greser ve Heribert Lenz adlı karikatürcüler kazandılar. Ünlü mizah dergisi Titanic'de çalışan karikatürcüler, finale kalan 64 karikatürcü arasından birinciliği elde ederek 10 bin Euro'luk ödülün sahibi oldular. Öte yandan geçtiğimiz yılın ortalarında yayın hayatına giren "Don Quichotte" adlı Almanca-Türkçe karikatür dergisi Almanya'daki mizah dünyasına renklilik getirdi.

En sevilen kitaplar Alman İkinci Kanalı ZDF tarafından düzenlenen ankete katılan 250 bin kişi, "en sevdiğimiz kitapları" seçtiler. 6 Temmuz-6 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen ankete katılanlar, J.R.R. Tolkien'in "Der Herr der Ringe" (Yüzüklerin Efendisi) adlı macera romanını en sevilen birinci kitap olarak seçtiler. Hollywood'un filmleştirerek yeniden gündeme getirdiği roman, ilk kez 1954 yılında yayınlanmış. Anket sonucuna göre en sevilen ikinci kitap ise Hıristiyanların kutsal kitabı "İncil" oldu. "En sevilen kitap" anketinde üçüncü sırada Ken Follett'in romanı "Die Säulen der Erde" (Yeryüzünün Sütunları), dördüncü sırada Patrick Süskind'in romanı "Parfum" yer alırken, ünlü çocuk kitabı "Der kleine Prinz" (Küçük Prens) beşinci, Thomas Mann'ın Nobel Edebiyat ödüllü "Buddenbrooks" adlı romanı da altıncı sırada yer aldı. Halen yaşayan Nobel ödüllü Alman yazar Günter Grass'ın ünlü romanı "Teneke Trampet"'in 48. olduğu ankette, Rus klasiklerinden Tolstoy'un "Anna Karanina"sı 95., Dostoyevski'nin "Schuld und Sühne" (Suç ve Ceza) kitabı ise 96. sırada kaldı.

Kleist Ödülü Özdamar'ın

Almanya'nın en önemli edebiyat ödüllerinden biri olan "Kleist Ödülü"nü Berlin'de yaşayan Türkiye kökenli yazar ve tiyatro oyuncusu Emine Sevgi Özdamar aldı. Her yıl geleneksel olarak verilen ve Alman edebiyat çevrelerinde önemli bir yeri olan Kleist Ödülü, uzun yıllardır Almanya'da yaşayan ve Almanca eserler veren Türkiye kökenli Yazar Emine Sevgi Özdamar'a verildi.

ÖNCEKİ HABER

Kültürü, dili, edebiyatı ile Lazlar

SONRAKİ HABER

Almanya'daki dernekler
   MGK'ya bağlı çalışıyordu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...