01 Ocak 2005 22:00

Tarımın tohumu da
   tekellerin kontrolünde

Tarımı tamamen piyasaya terk eden hükümet, hazırladığı Tohumculuk Yasa Tasarısı ile tohumun Türkiye'de dağıtımını, üretimini, kontrolünü aralarında Cargill, Monsato'nun bulunduğu tohum üreten, dağıtan şirketlerin insafına terk ediyor.

Paylaş
Tarımı ve tarımla ilgili tüm mekanizmaları uluslararası tarım tekellerine terk eden hükümet Meclis Genel Kurulu'na inen Tohumculuk Yasa Tasarısı ile üreticinin en önemli girdisi tohum alanını da tamamen uluslararası tekellerin kucağına atıyor. Tasarı, tohumculuk şirketlerinin temsilcilerinden oluşan Türkiye Tohumcular Birliği'nin kurulmasını öngürürken, bu alandaki tüm yetkiler, Cargill ve Monsanto gibi tohum üreten, dağıtan şirketlere bırakıyor. Hükümetin hazırladığı Tohum Yasa Tasarısı, üretimin en önemli girdisi tohumculuk alanını, yabancı ve onların taşeronu şirketlere terk etmenin önünü açıyor. Meclis Genel Kurul gündeminde haftalardır bekletilen Tasarıda getirilen en büyük yenilik Türkiye Tohumcular Birliği'nin kurulması. Tasarıya göre, Birlik, fide üreticileri, tohum üreticileri, fidan üreticileri, tohum dağıtıcıları, tohum yetiştiricileri, süs bitkileri yetişticileri, tohum kullanıcılarının temsilcilerinden oluşuyor. Türkiye'de tohum ithal ederek, dağıtan önemli iki firma ise Cargill ve Monsanto. Tasarı, oluşturulacak Birliğin bu çokuluslu şirketler ve taşeronu durumundaki şirketlerin temsilcilerinden oluşturulmasını öngörüyor. Birlik'e bağlı alt birliklerin kurulmasını öngören Tasarıya göre, tohumculuk faaliyeti ile uğraşan herkes bu alt birliklere üye olmak zorunda. Tasarı'nın 4, 5, 6, 7, 8'inci maddelerinde herhangi bir çeşide ait tohumun üretim izni, sertifikasyon işlemi, piyasa denetimi gibi konuların Bakanlık tarafından yapılacağı ifade ediliyor. Ancak, Tasarı'nın 15'inci maddesinde tüm bu konuların istenildiğinde, tohum şirketlerinden oluşan Birliğe "süreli veya süresiz" devredilmesi hükme bağlanıyor.

Şirketlerin yönlendirmesi Sertifikalı tohum üretimin daha kaliteli, daha verimli olması anlamına geliyor. Sertifikalı tohum bir yığın denemeler sonucunda elde ediliyor. Şu anda üretilen tohumların sertifikasyon işlemi tamamen Bakanlığa ait. Yani bir şirket yeni bir tohum ürettiğinde, Bakanlık tarafından denemelere alınarak, sertifikalandırılıyor. Tasarı'nın 15'inci maddesiyle tohum üreten firmaların kendi ürettikleri tohumları kendilerinin kontrol ederek, sertifikalandırmaları ve piyasayı istedikleri gibi denetlemelerinin önü açılıyor. Bu ise üretimin en temel girdisi tohumun üretim, denetim ve kontrolünü elinde bulunduran şirketlerin Türkiye tarımını da istediği gibi yönlendirmesi anlamına geliyor. Şirketler temsilcilerinden oluşan birliğe neredeyse tüm yetkiler verilirken, tohumculuk ile ilgili yapılan düzenlemelerde de söz hakkı tanınıyor.

Kayıt şartı yok Tasarı'nın 27'inci maddesi'nde Birliğin görevleri, ulusal ve uluslararası meslek örgütleri ile teknik işbirliği yapmak, araştırma, ıslah yapma, tohumculuk politikalarının oluşturulmasına yardımcı olma, ticareti yapılan tohumlarda kalite güvencesi oluşturmak için sistem oluşturma, tohumluk üretim sözleşmelerini düzenlemek, sektör ile ilgili yatırım yapmak, menkul ve gayri menkul almak, satmak rehnetmek, ödünç para almak olarak sıralanıyor. Tasarıya göre sektörde tohum üreticilerinin uyması gereken kuralları da yine tohum üreticilerinden oluşan birlik belirliyor. Oysa Tasarı'da ithal edilerek, ihraç amacıyla tekrar üretilecek tohumların kayıt altına alma şartı aranmıyor.


AMAÇ ŞİRKETLERE KAYNAK AKTARMAK Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, Tasarı'da "kamu bu işi yapamamıştır, eğer özel sektöre biz bu işi tamamen devredersek, Türkiye'de tohumculuk konusunun önünü açmış oluruz" mantığının yattığını söyledi. 1984 yılından itibaren tohumda hem ithalatı hem üretiminin devlet tekelinden çıkarıldığını ve liberalize edildiğini dile getiren Günaydın, amacın yerli üretimi teşvik etmek değil, tohum ithalatına dayalı bir sistem kurmak olduğunu belirtti. ABD, Hollanda, İsrail ve Danimarka'nın tüm tohum üretiminin yüzde 90'ını elinde bulundurduğunu ifade eden Günaydın, bu alanda 3.5-4 milyar dolar lira para kazandıklarını vurguladı. Günaydın, Türkiye'nin şu an itibariyle bu ülkelere tamamen bağımlı olduğunu dile getirerek, "Hollanda, İsrail bize sebze tohumu satmasa sebze üretemez durumdayız" dedi. TİGEM'ler, TAGEM'lerin Türkiye'nin damızlık tohum ihtiyacını karşılamak için kurulduğunu dile getiren Günaydın, bu kuruluşların "tohumculuk karlı bir iş değil" diye tohumculuktan ellerini çektirerek, hammadde üretimine zorlandığını söyledi. Günaydın, Türkiye'de birçok üründe sertifikalı tohum kullanma oranının yüzde 2-20 arasında değiştiğini belirterek, "Perişan durum var ortada. Son 20 yıllık süreçte, tohum ticaretinin ve üretiminin devlet tekelinin dışına çıkartılması, Türkiye açısından tohumda dışa bağımlılığı perçinleyen bir ortam yaratmıştır" diye konuştu. Tasarı'nın bu durumu daha da perçinleyeceğine dikkat çeken Günaydın, Tarım Bakanlığı'nın denetleme ve düzenleme yetkisinin elinden alınarak, tohumcuların ortak organizsazyonuna terk edileceğini belirtti. Günaydın, "Türkiye her yıl 60-70 milyon dolar ödeyerek, tohum ithal ediliyor. 60-70 milyon dolar birşey değil, diyenler var ama 60-70 milyon dolara ithal ettiğimiz tohum bizim en önemli girdimiz. O olmazsa üretim yapamayız. Tohumdaki dışa bağımlılık süreci tarımı kendi üretim gücü dışına çıkartmak demek" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Berlusconi'den zenginlere tavsiyeler!

SONRAKİ HABER

Yol ücretlerine karşı eylem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...