25 Aralık 2004 23:00

'Elbet Bush da yargılanacak'

"Savaş ve Hukuk" konusunda çalışmalar yapan Avukat Hilal Küey, ABD'nin Afganistan ve Irak işgali ile altına imza koyduğu Cenevre Anlaşmaları ile BM Anlaşmasını ihlal ettiğini kaydetti. Savaş söz konusu olduğunda uluslararası düzeydeki hukuksal düzenlemeler nelerdir? Savaş ve hukuk iki yönde düşünülebilir: Birincisi savaşın hukuku, ikincisi de savaşı hukuk yoluyla sınırlandırmak. Savaşın hukukuna dair 4 temel Cenevre Sözleşmesi, bunlara ek 2 tane de protokol; bir de "savaş nasıl meşru bir biçimde yapılabilir"in düzenlendiği Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması var. BM anlaşması aslında savaşı yasaklıyor, 2 de istisna getiriyor: Meşru müdafaa ve BM kararlarını uygulamak nedeniyle savaş. ABD meşru müdafaa tanımlamasını farklı yorumlayarak, Afganistan ve Irak'a saldırdı. Bu yeni tanımlamaya "önleyici savaş doktrini" diyorlar. Yani tehlike kabul ettiğin bir ülkeye önceden saldırmak. Irak işgali BM mevzuatına ve Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı, saldıran Irak değil ABD. Afganistan işgali için de aynı şekilde geçerli. Bu ihlaller nedeniyle yaptırım söz konusu mu? Yargılama yapabilecek merci Uluslararası Ceza Mahkemesi. 1997'de Roma Anlaşması ile kurulan mahkeme ancak 2003 yazında da bütün organları ile faaliyete başlayabildi. Ancak ABD Roma Anlaşması'nı imzalamadığı için yargılanamıyor. Yani ABD uymayı kabul ettiği Cenevre Anlaşmaları ve BM Anlaşmasını ihlal ettiği zaman yargılanacağı mercii tanımıyor. BM de hiçbir yasal yaptırım uygulayamıyor, çünkü güç ABD'nın elinde. İngiltere Başbakanı Tony Blair yargılanabiliyor, bunun için Türkiye'den başvurular da var. Felluce'de yaşananlar inanılmaz, bir halk yok ediliyor. Bu başlı başına Cenevre Sözleşmeleri'ne aykırı. Sadece bu nedenle bile ABD'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerekir. Ancak bu siyasi bir iradedir. Tüm dünyada kamuoyu yargılanması gerektiğini söylüyorsa ve bunun için harekete geçiyorsa bir gün gelir yargılanır. Kamuoyunun oluşturulması için neler yapılabilir? Bu anlamda Irak Dünya Mahkemesi gündeme geliyor. Dünyadaki adı "Iraq Tribunal", biz Türkçe'ye mahkeme diye çeviriyoruz, ancak tam bir mahkeme değil. Tüm dünyadaki barış gruplarının, kitle örgütlerinin başlattığı 1 yıldır süren bir tür vicdan mahkemesi. Irak'ta gerek savaşın, daha doğrusu saldırının başlamasının yasadışılığını belgelemek, gerekse işgal sırasındaki işlenen suçları saptamak delillendirmek için dünya çapında yapılan bir yargılama. Ama kamu vicdanından başka bir güç yok ABD'yı yargılayacak. Bir zamanlar Şili Diktatörü Pinochet'in yargılanması hayal edilemezdi, düşünülemezdi bile. Bugün Pinochet yargılanıyor. Elbet bir gün Bush da yargılanacak, yeter ki kayıtlarımızı düzgün tutalım, unutturmayalım. Amacımız dünya çapında böyle bir gücü oluşturabilmek.


İşgal yönetimi ile ilişkiler kesilsin Irak'ta İşgale Hayır Koordinasyonu, TÜSİAD binasının önünde bir basın açıklaması yaparak, ABD ile ticari ilişkilerin kesilmesini ve kamyon şoförlerinin Irak'a gönderilmemesini istedi. Dün öğle saatlerinde "İşgal Yönetimi ile Tüm Ticari İlişkiler Kesilmelidir. Irak'ta Direniş Kazanacak" pankartının arkasında toplanan eylemciler, "Aldığınız her ihale: işçilerin ölümüdür" yazılı dövizleri taşıdı. Sık sık "Katil ABD, işbirlikçi TÜSİAD", "Katil ABD, Irak'tan defol" sloganlarını atan kitle adına konuşan koordinasyon temsilcisi Ümit Efe, hükümetin ABD'ye ve Irak'ın işgaline destek verdiğini söyleyerek, Irak'taki işgali kar kapısı olarak gören şirketlerin AKP'nin ABD yanlısı politikalarını desteklediğini ifade etti. Efe, bu şirketlerin elde ettiği karların sadece Irak halkı üzerinden değil, Irak'a nakliye yapan kamyoncuların kanı üzerinden de gerçekleştiğini vurgulayarak, "Ekonomik zorlukları aşmak için sefer başına sefer başına 1000 dolara Irak'a giden şoförler, burada direniş eylemlerine hedef olurken, patronlar 'ölen ölsün, kalanlarla ticarete devam' diyor. Karlarını garanti altına almak için şirketler şoförlere 50 bin dolarlık senet imzalatıyorlar. Sözleşmedeki tarihten önce şoför işi bırakmak isterse bu senet devreye giriyor" şeklinde konuştu. Efe, destek veren herkesin destek politikalarının bedelini ödemesi gerektiğini belirterek, "İşgalcilerle işbirliği yapan firmalar faaliyetlerini durdursun" diyerek, kamyon şoförlerini ve işçileri Irak'ta çalışmayı reddetmeye çağırdı. Efe ayrıca başlattıkları "Ticari ilişkilerin kesilmesi ve Irak'a şoför ve işçi gönderilmemesi" konulu kampanyanın da duyurusunu yaptı.

Evrensel'i Takip Et