08 Mart 2011 07:29

Yaşasın 8 Mart!

Kapitalizm 19’uncu yüzyılda kadın emeğini keşfetti ve azgınca sömürmeye başladı. Kadınların emek mücadelesi sahnesine çıkışı da aynı döneme rastladı. Yoğunlukla tekstil ve dokumada çalışan kadın işçiler, bayılıncaya kadar çalışıyor ama karınlarını bile doyuracak ücret alamıyorlardı. Bu dayanılmaz koş

Yaşasın 8 Mart!
Paylaş

Bir patron, grevdeki diğer işçilerle dayanışmayı önlemek için fabrikasının kapılarına kilit vurdurdu ve bir süre sonra her nasılsa fabrika yanmaya başladı. İçeri kilitlenmiş işçilerin birçoğu alevlerden kurtulamadı, 129’u feci şekilde can verdi. Kadın işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın işçi katıldı.

DÜNYADA EMEKÇİ 8 MART’A DOĞRU

*1905 Moskova, Petersburg, Minsk, Yamta, Saratov, Vilna ve Odessa’da İlk kez kadın hakları mitingleri düzenlendi. *Şubat 1908 New York’ta 15 bin kadın daha kısa çalışma saati, daha iyi gelir ve oy hakkı için yürümeleri ilk “kadın günü” gösterisi olarak kabul edilir. Doğum izni istediler. Kullandıkları slogan “Ekmek ve Gül” idi. Ekmek, yaşama güvencesini, karın tokluğunu; gül ise insana yaraşır yaşamı simgeliyordu. *1909 Manhattan’da 20 bin dikişçi kadın greve çıktı. Binlercesi tutuklandı. 2 ay boyunca yürütülen kararlı grevin sonucunda işverenler işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldılar. Aynı yıl içerisinde daha birçok tekstil ve tütün işçisi kadın greve çıktı, gösteriler düzenledi. *28 Şubat 1909’da Avrupa’daki kadınlar da Şubat ayının son pazar gününü Kadın Günü olarak kutladı.

26-27 Ağustos 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan II. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı toplandı. İki gün süren konferans iki başlık üzerinde odaklanmıştı: Tüm kadınlar için evrensel oy hakkı ile anneler ve çocukları için sosyal güvenlik ve sosyal koruma taleplerinin, sosyal demokrat partilerle işçi sınıfı hareketinin resmi programatik talepleri haline getirilmesinin sağlanması. Aynı konferansta Clara Zetkin’in önerisiyle, başta oy hakkı olmak üzere kadın hakları için ve savaşa karşı mücadeleye vurgu olarak kadınlara özel bir günün belirlenmesini ve her yıl dünyanın bütün ülkelerinde kutlanmasını öngören tarihi karar alındı. İşte bu, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’nün doğuşudur.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de kutlandı. Gösterilere yüz binlerce kadın katıldı. Oy verme, seçme seçilme, meslek edinme ve mesleki eğitim görme hakkı istediler. Bu kutlamalardan bir hafta sonra New York Triangle gömlek fabrikası yangınında çoğu çocuk yaşta 146 kadın işçi öldü. Bu olay Amerika’da çalışma kurallarını büyük ölçüde etkileyen bir yere sahip oldu.

İlk yıllarda Dünya Emekçi Kadınlar Günü Şubat sonu ile Mart başına denk gelen günlerde düzenli olarak kutlanır oldu. Yine 8 Mart, 1917’de yarım milyon işçi grevdeyken Petersburglu kadınların gerçekleştirdikleri “ekmek ve barış” yürüyüşü Şubat devriminin başlangıcını simgeliyordu. 8 Mart. Böylece 1921’de Moskova’da düzenlenen  3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisiyle Lenin 8 Mart’ı “Uluslararası Kadın Günü” ve tatil ilan etti.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de kutlanmaya başlayınca daha güçlü bir şekilde yeniden gündeme geldi.

1962 yılında 200 bin kadını temsil eden 19 sendika, işverenle eşit ücret sözleşmesi yaptı. 1970’de Londra’da gece temizlik işçileri sendika için mücadele ettiler. 1972’de Goodman’da çalışan kadınlar eşit ücret için grev yaptılar. 1973’de çoğu kadın yüz binlerce hastane işçisi, ilk ulusal grevlerini yaptılar. 1973’de çorap fabrikasında çalışan Asyalı kadınlar ırk ayrımına karşı gösteri yaptılar. 1975’de eşit ücret için Heywood’da kadınlar 11 hafta grev yaptı.  

8 Mart ilk kutlanışından yaklaşık 60 yıl sonra ikinci kuşak kadın hareketinin hala yükseliş içinde olduğu 1975’de BM tarafından da resmen tanındı. Aynı yıl, 8 Mart, bugünü zaten resmen kabul etmiş olan Küba’da ev işini kadınlarla erkeklerin ortak sorumluluğu haline getiren yeni bir yasanın ve yerleşik maço erkek yaklaşımlarına ve pratiklerine karşı siyasal bir kampanyanın başlatıldığı tarih olarak belirlendi.


Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndan yenilerek çıkışı, Anadolu’nun işgali, halkın Kurtuluş Savaşı’nı hazırlayacak örgütlenmelerine yol açtı. Bu örgütlenmelerde kadınlar etkindir.

8 Mart’ı ilk kez 1921’de komünist kadınlar Ankara’da bir bağ evinde düzenlenen toplantıda yapılan konuşmalarla kutladı. Ancak 8 Mart’ın tekrar kutlanabilmesi için bir 54 yılın daha geçmesi gerekti. 1975’te Ankara ve İstanbul’da İlerici Kadınlar Derneği’nin girişimiyle 8 Mart ilk kez kamuya açık olarak 400-500 kadının katılımıyla kutlandı.

1980’e gelindiğinde tüm ülkede çeşitli gösterilerle geçen 8 Mart’ta 3 bin kadının katıldığı ortak bir kutlama gecesi de düzenlendi.

Ne var ki 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte ülkedeki tüm toplumsal muhalefet olduğu gibi kadın örgütlenmeleri de yasaklandı. Kadın kurumlarına operasyonlar düzenlendi, arşivlerine el konuldu. Siyasi partilerin kadın kolları kurması dahi yasaklandı.

80’li yıllarda evlerde toplanmaya başlayan ve taleplerini sokağa da taşıyan kadınlar çeşitli kampanyalar etrafında örgütlendiler. 90’lı yıllarda ise 8 Mart’lar daha geniş katılımlarla kutlanmaya başlandı.

1994’te DİSK’li ve KESK’li kadınların çağrısıyla örgütlenen 8 Mart Platformu İstanbul’da 3 gün süren etkinlikler düzenledi. Aynı yıl 8 Mart diğer illerde de etkin bir şekilde kutlandı.

8 Mart 1997’de birçok kadın örgütünden binlerce kadının katılımıyla “İstanbul’da artık örgütlü” başlığıyla bir miting düzenlendi.

2000’de 8 Mart’tan 8 Ekim’e kadar militarizme yoksulluğa savaşa ve şiddete karşı, 2000 Dünya Kadın Yürüyüşü Kampanyası örgütlendi.

2006’da bir çok ilde düzenlenen mitingler, 8 Mart’ı yaratan dokumacı kadınlarla aynı kaderi paylaşan Bursalı tekstil işçisi kadınlara atfedildi. Aralık 2005’te Bursa’da bir fabrikada çıkan yangın nedeniyle 5 tekstil işçisi kadın hayatını kaybetmişti. Mitinglerin özellikle Kürt illerinde öne çıkan diğer bir talebi barış oldu.

8 Mart 2007’de kadınlar İstanbul’da “Bursa’da yandık, Ceylanpınar’da boğulduk, Novamed’de direniyoruz” başlıklı miting düzenlediler.

2008’de İstanbul’da kadınlar SSGSS’ye, yoksulluğa, savaşa, şiddete, operasyonlara ve erkek egemen sisteme karşı “susmayacağız, durduracağız” sloganıyla miting yaptılar. Bölge illerinde de Kürt kadınları ‘Edi Bese’ (Artık Yeter) sloganıyla geniş katılımlı mitingler düzenlediler.

2009’da “savaşa, yoksulluğa, şovenizme, şiddete karşı kadınlar örgütlü mücadeleye” sloganıyla mitingler örgütlediler. 2010 8 Mart’ının özelliği ilanının 100. yılı olması ve büyük TEKEL direnişinin hemen ardından gerçekleşmiş olmasıydı. “8 Mart’ın 100. Yılında Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi” sloganıyla kadınlar TEKEL işçisi kadınların da katılımıyla  “Eşitlik ve Özgürlük İçin” miting alanlarında buluştu.


Osmanlı dönemi ve ilk kadın grevleri

Dönem, imparatorluğun iflasının etkilerinin çalışma ve yaşama koşullarını ağırlaştırdığı yıllardır. Paranın değeri sürekli düşmekte, devlet de işçi ücretlerini indirmektedir. Balkanlardaki savaşlardaki yenilgiler sonucu Rumeli’den Anadolu’ya, Anadolu’dan endüstri kesimlerine göç hızlanmış, ülkedeki işsiz sayısı artmıştır. Bu artış emeğin değerini düşürürken, zorunlu iş süresi 11 saat olup, öğle yemeği ve benzeri zamanlar çalışma saati dışında tutulmaktadır. Kadın ve çocukların ücretleriyse her işkolunda erkeklerden daha düşüktür.

Osmanlı’da 1872-1907 arası kadınların işçi grevlerinde etkin roller oynadığını kimi eylemin örgütleyicisi ve yürütücüsü olduğunu görüyoruz. *1873 yılında tersane ve tramvay işçilerinin grevlerine işçilerin anaları, eşleri ve kızları da destek verecektir. *1876’da Feshâne grevinin örgütleyicisi kadın işçilerdir; 50 kadar Rum ve Ermeni kadın işçi, Babıali’ye yürümüş, sadrazama dilekçe vererek, ücretlerinin ödenmesini talep ederler.   *1908’de Sivas’ta ekmek isyanı kadınların önderliğinde patlak verir. *1910-11 yılları özellikle kadınların çalıştığı iki işkolunda dokuma ve tütün işkolunda greve gittikleri yıllardır. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Atalay’ın Türkiye'si başka!

SONRAKİ HABER

Hükümetin 8 Mart hediyesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...