13 Aralık 2004 22:00

Uyandıkça acıkacaklar

Tersane işçileri vahşi sömürü koşullarına karşı, Tersane İşçileri Komitesi etrafında örgütleniyor. Komite üyesi bir işçi, görevlerini şöyle tanımlıyor: "Komitenin görevi işçileri uyandırmak. Uyandıkça örgütlülüğe, iyi bir yaşama, sigortaya acıkacaklar. Zor olacak ama yapacağız."

Paylaş
Ağır sömürü koşullarında çalışan Tuzla tersane işçileri, kurdukları Tersane İşçileri Komitesi etrafından örgütlenmeyi sürdürüyor. Komite; işçileri hakları için birleştirmeyi ve mücadeleye sevk etmeyi amaçlıyor. Ancak bunun için patronların saldırılarının yanısıra taşeronlaştırma, bölgecilik, akraba ilişkileri gibi pek çok sıkıntıyı aşmaları gerekiyor. Komite üyeleri, bu amaçla, semtlerde, işyerlerinde, kahvehanelerde çalışma yürütüyor. Yakın zamanda tersane işçilerine yönelik bir gazete çıkarmayı da planlıyorlar.

Kazanmaya başladılar Kısa bir süre önce kurulmasına karşın, komite daha şimdiden işçiler lehine bazı kazanımların altına imza attı. Sigorta müfettişleriyle daha güvenilir bir ilişki kurulması, bazı taşeronların para cezası alması, meslek örgütlerinin tersane bölgesinde faaliyet yürütmeye başlaması, Hakan Gemi'de yaşanan 5 günlük direnişin ardından işçilerin haklarını kazanması bunlardan birkaçı. Henüz istedikleri düzeyde bir örgütlülüğü yakalayamadıklarını söyleseler de, tersanelerde insanca çalışma koşulları sağlayana kadar çalışmalarını sürdürmekte kararlılar.

Saymakla bitmez "Sigorta primleri yatmıyor, çalışma saatleri uzun, koşullar kötü, sık sık iş kazaları yaşanıyor, işçilerin paydostan sonra elini yüzünü yıkayacak bir yeri bile bulunmuyor, ücretler ödenmiyor..." Tersanelerde yaşanan sıkıntıların saymakla bitmeyeceğini söyleyen Önder Çağlar, sorunların temelinde ise taşeron sistemi olduğunu düşünüyor. Taşeronlaştırmanın işçilerin örgütlenmesinin önündeki en etkili engel olduğunu belirten Çağlar, taşeron firma yetkilileriyle buralarda çalışan işçiler arasındaki akrabalık ilişkilerine ve Türk-Kürt, Alevi-Sünni, sağcı-solcu gibi suni ayrımlara dikkat çekti. "Kime sorsan işçilerin birlikte olması gerektiğini söylüyor. Ama söylemenin ötesine geçmiyor" diyen Çağlar, bu karamsarlığın ve "biri gelip bizi kurtarsın" anlayışının terk edilmesi gerektiğini belirtti.

'Zor, ama yapacağız' Patronların işçilerin dağınıklığını fırsat bilerek en kötü koşulları dayattığını ifade eden Çağlar, geçtiğimiz ağustos ayında bir araya gelerek kurdukları komitenin amacını şöyle tarif ediyor: "İşçi haklarını bilmiyor, yasaları bilmiyor. Komitenin görevi onları uyandırmak. Uyandıkça acıkacaklar. Neye acıkacaklar? Örgütlülüğe, iyi bir yaşama, sigortaya... Biz bunları yüz sefer, bin sefer anlatacağız. Zor olacak ama yapacağız."

Aileler şaşırıyor Tersane işçilerinin yoğun olarak oturduğu bölgelerde çalışma yürüttüklerini anlatan Yusuf Ertuğrul, kendisinin de böyle bir faaliyet sonucu komiteye katıldığını belirtiyor. İşçi evlerinde ve kahvelerde toplantı yaptıklarını, bire bir görüşmelerde bulunduklarını söyleyen Ertuğrul, "Tersaneleri kapalı bir havza olmaktan çıkarıp, mahallelere yaymak istiyoruz. Bunun için ailelerle görüşüyoruz. Şaşırıyorlar, çoğu çocuğunun, eşinin hangi koşullarda çalıştığını bilmiyor. Öğrenince ne yapabileceklerini sorup, destek veriyorlar. Mahalelerde komiteye bağlı gruplar oluşmaya başladı" dedi. Şimdiye kadar hiçbir işçi ailesinin kapısının yüzlerine kapanmadığını anlatan Ertuğrul, semtlerde asgari ücretle ilgili bir kampanya başlatacaklarını da bildirdi.

ÖNCEKİ HABER

Ya tam üyelik
ya hiç bir şey

SONRAKİ HABER

TEKSİF taviz vermemeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa