Ertürk de mi Allah'ın cezası
ERTÜRK DE BİZİM TALİHSİZLİĞİMİZ Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Haşim Köse, Ertürk'ün açıklamalarını şöye değerlendirdi: "İlk olarak şunu söylemeliyim Sayın Ertürk şimdilerde çok önemli olan bir kurumun başkanlık görevini sürdürmektedir. O nedenle bir kamu yöneticisinin bu türden bir açıklama yapması olsa olsa Sayın Ertürk'ün kavramsallaştırmasıyla bu ülke halkının başına gelen "cezalardan" biri olduğunu ortaya koymaktadır. Elbette talihsiz bir açıklamadır demeyeceğim. Şunu hatırlatarak Sayın Ertürk'ün konuşmasını yeniden anlamlandırmaya çalışacağım. İnsanlar sözcüklerle konuşur kavramlarla düşünür. Eğer Sayın Ertürk'ün yaptığı konuşmayı sözcükler yığını değil de bir düşünce ve bu düşüncenin ifadesi olarak ele alacak olur isek o zaman şunları sormak lazım: 1) Böylesi önemli bir kurumun başkanı ülkenin belirli bir tarihte spekülatif nitelikli parasal bir krizi yaşadığını tespit etme ihtiyacı duymuşsa bu krizin oluşum tarihi için son "10-20" yıl diye bir zaman aralığı kullanır mı? Hiçbir ciddi iktisatçı ya da bürokrat için anlatmaya çalıştığı oluşumun tarihi bu türden komik zaman aralıklarıyla tanımlanamaz. Sayın Ertürk'e bu zaman tespiti için kesin bir karar verseniz diye sormak lazım. 2) Sayın Ertürk keskin analizini daha da ileri götürmekte ve Türk toplumunun bunu hak etmiş olduğunu müjdelemektedir. Bu keskin tespiti içinse önce bir elinsaf demeli ve şunu sormalıyız: Türk toplumuyla kimleri tanımlamaktasınız? 2001 krizini adım adım hazırlayan "Türkiye'de iç borçlanma ve sıcak para girişlerine aracılık eden" ve bu aracı görevleriyle büyük kazançlar sağlayan banka sahiplerini mi? Bu banka sahiplerinin açık finansmanlarına göz yuman bürokratları mı? Yoksa gündelik hayatlarını zaten zorlukla sürdüren bırakın tasarruf yapmayı borç altında ezilen sokaktaki insanı mı? Ertürk'ün bu müthiş analiz gücüyle bizi daha da aydınlatacağına inancım sonsuz olduğundan şu soruyu da eklemekte yarar görmekteyim: Bu toplum ve ceza tanımlamasının ardında acaba şöylesi bir ayrıma da gitmekte midirler: Suçu işleyenlerle cezaya çarptırılanlar aynı insanlar mıdır? Merak işte Biz sosyal bilimciler bu tür analiz gücüne sahip keskin görüşlü insanları bulduğumuzda öğrenme isteğimiz depreşir. Örneğin ben ki hata yapıyor olabilirim Sayın Ertürk'ün bahsettiği suçu işleyenlerin bir mali oligarşi olduğunu cezanın ise halen halkımıza ödetildiğini düşünüyorum. 3) Sayın Ertürk'ün 2001 krizine yönelik 'metafizik güçlerin de rolününe' işaret eden tespiti ise bırakın ülkemizi, dünya iktisat ve sosyal bilim çevreleri için çığır açar nitelikte. Bu durumda da yine kamuoyunu ve bu konuda düşünenleri aydınlatsın diye soruyorum. Madem metafizik güçlerin bu tür marifetleri var ve elbette doğaları gereği bu tür metafizik güçler kontrol edilemezler; öyleyse ne oldu da kontrol edilmeye başlandılar? Dahası bu metafizik güçlerin bir gün yeniden kızıp, üzerimize gelmelerine bir engel var mı? Ya da bunun için ne yapmalıyız. Örneğin yağmur duasına çıkar gibi "lütfen bir daha gelmeyin" duası var mıdır? Sonuç olarak başta dediğimi tekrarlayayım. Kavramlar herkesin elinde her şey olamaz. Kavramları doğru kullanmazsanız da yalnızca konuşmuş yani ses çıkarmış olursunuz. Bu da bu ülke halkının olsa olsa talihsizliğidir.
Evrensel'i Takip Et