05 Aralık 2004 22:00

'Karakol terörü' mahkeme önünde

Karakolun önünden geçerken yere izmarit attıkları gerekçesiyle Kemal Yaradılmış ve Emre Camcı'yı ve ağabeyi Kemal'e benzettikleri için H. Y.'yi hastanelik eden polisler hakkında dava açıldı.

Paylaş
Ankara Turgut Reis Mahallesi'nde karakolun önünden geçerken yere izmarit attıkları bahanesiyle karakol polisleri tarafından sokak ortasında kürek saplarıyla dövülen, bununla kalmayıp haklarında dava açılan Kemal Yaradılmış, Emre Camcı ve Yaradılmış'ın kardeşi H. Y.'yi hastanelik eden polisler yargılanacak. Gençlerin şikâyeti üzerine tanıkları ve sanık polisleri dinleyen savcı Fethi Şimşek, polislerin, TCK'nın görevde kötü muameleyi düzenleyen 245'inci maddesi uyarınca yargılanmalarını isteyen iddianame hazırladı.

'Gençlere açılan dava mantıksız' Kemal Yaradılmış polislerin yargılanması için iç hukuk yollarının tükenmesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmaya hazırlanırken, gençlerin şikâyeti üzerine tanıkları, gençleri ve polisleri dinleyen Ankara Cumhuriyet Savcısı Fethi Şimşek, polislerin yargılanmasının yolunu açan bir iddianame hazırladı. Polislerin yargılanacak olmasının olumlu olduğunu söyleyen Yaradılmış'ın avukatı İlke Işık, polisler hakkında dava açılmasının, gençler hakkında "polisleri yaraladıkları" yönündeki iddiaları gerçek dışı kıldığını belirtti. "Hem polisin işkence yapması hem çocukların polisi yaralamış olması mümkün değil" diyen Işık, bu iddialardan birisinin gerçek dışı olduğunu kaydetti. Işık, "Sopalarla mahalle ortasında dövülmüş gençlere dava açmanın da mantıkla açıklanır bir yanı yok" dedi.

'15 gün ilaç kullandılar' Anne Şehriban Yaradılmış, daha önce de mahallede benzer olayların yaşandığını ancak sürekli örtbas edildiğini aktararak, H. Y. için, "Hem çocuğun onuru ile oynandı, hakarete uğradı, psikolojisi bozuldu. Polis görünce eli ayağı titriyor" dedi. "Umarım adalet doğru karar verir. Çocukların değil polislerin cezalandırılması gerekiyor" diye konuşan Yaradılmış, çocuklarının 15 gün boyunca psikolojik tedavi için ilaç kullandığını aktardı.

'Konu kapatılsın' Baba Yaradılmış ise, "Savcının görevini yaptığını düşünüyorum. Yargının, raporları ve tanıkların ifadelerini gözeterek, polislerin aleyhine karar vermesi gerekir" diye konuştu. Bir işi için karakola gittiğinde olayda adı geçen komiserin, kendisine "Siz iyi bir insansız, Kemal'in kabahati yok, Emre suçlu" dediğini anlatan Yaradılmış, aynı komiserin Emre'nin babasına da tam tersini söyleyerek aileleri ve gençleri birbirine düşürmek istediğini söyledi. Yaradılmış, sanık polislerin en azından başka bir karakolda görevlendirilmeleri gerektiğini de ekledi. Olay üzerine çok fazla konuşmak istemeyen Kemal Yaradılmış ise, kolunun daha önce de kırıldığını, ancak askere gitmesine engel olmadığını söyledi. Kolunun aynı yerden tekrar kırıldığını ve bu olaydan sonra büyük ihtimalle askere alınmayacağını anlatan Yaradılmış, olayın kendisini yıprattığını ima ederek, "Artık bu konu kapansın istiyorum" dedi.

Hem dövdüler hem dava açtılar Polislerin Kemal Yaradılmış'a benzediği için olay sırasında markette gördükleri ve olayla ilgisi olmadığı halde 10 günlük rapor alacak hale getirdikleri 17 yaşındaki H. Y. hakkında da Kemal ve Emre hakkındaki iddialarla çocuk mahkemesinde dava açıldı. Olaydan oldukça etkilenen H. Y., olaydan sonra bir akrabasını ziyarete karakola gittiği sırada, dışlandığını, polislerin ona "şerefsiz" dediğini söyledi. H. Y. olaydan beri polis gördüğünde korktuğunu ve sinirlendiğini anlattı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Meslek eğitiminde örnek model Eğitim Sen'in düzenlediği 4'üncü Demokratik Eğitim Kurultayı'nın önceki günkü bölümünde mesleki ve teknik eğitimin sorunları masaya yatırıldı. Mesleki ve Teknik Eğitim Komisyonu tarafından hazırlanan model önerisi, kurultay delegasyonu tarafından da kabul gördü. Çocuğun istekli olması durumunda 3 yaşını dolduran çocuğun 6 yaşın bitimine kadar okul öncesi eğitiminin devlet tarafından verilmesini zorunlu kılan model, 6 yaşın bitiminden 18 yaşın bitimine kadar olan dönemde kişilerin eğitime zorunlu katılımını öngörüyor. Model, ortaöğretimin tek çatı altında 4 yıllık çok amaçlı liselerde toplanmasını öngörüyor. Bu liselerin ilk iki yılında öğrencilere temel mesleki eğitimin gereği olan dersler verilmesi öneriliyor. Daha sonraki iki yıl için, öğrencilerin fen, sosyal, güzel sanatlar ve teknik bölümlerden birinde eğitilmesi öngörülüyor. Çok amaçlı liselerin teknik bölümünü seçen öğrencilere, üçüncü sınıfta temel mesleki-teknik eğitim, dördüncü sınıfta ise temel alan eğitimi verilmesi isteniyor. Modelde, lisenin son iki yılında teknik eğitim gören öğrencilerin daha sonra iki yıllık ileri düzey mesleki ve teknik eğitim görmeleri öngörülüyor. Çok amaçlı liselerde fen, sosyal ve güzel sanatlar alanlarında öğrenim görmüş öğrencilerin de tamamladığı modüler program hangi alanda ise o alan ile ilgili bölümlere sınavsız geçmeleri ve üniversitelerin kişilerin yetersizliği ya da alan değiştirme isteği durumunda hazırlık eğitimi vermeleri öneriliyor. Yine ileri mesleki ve teknik eğitim görmüş öğrencilerin de üniversitelere geçiş yapabilmeleri ve aldıkları eğitimin üniversite içinde kredilendirilmesi isteniyor. Bu model, genel liselerin meslek ve çalışma hayatından kopuk olmasından, meslek liselerinin de dar meslek alanına sıkıştırılmış olmasından kurtulup, bilgi ve becerinin geniş tabana yayılmasını hedefliyor.

Almanya'da

meslek eğitimi Dilin bir ulus için çok önemli bir araç olduğunu söyleyen Almanya Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası (GEW) temsilcisi Achim Albrecht, "Bir dilin yasaklanarak yok edilemeyeceği İspanya'da, Yugoslavya'da görülmüştür" dedi. Almanya eğitim sisteminin seçici bir sistem olduğunu dile getiren Albrecht, ilkokuldan sonra üç farklı okula bölündüğünü anlattı. Meslek eğitiminin 200 yıllık bir geçmişi olduğunu kaydeden Albrecht, daha önceki dönemlerde öğrencilerin 13 yıllık temel eğitimin ardından meslek eğitimi aldıklarını söyledi. Bugünkü meslek eğitiminde 4 çizgi olduğunu belirten Albrecht, birincisinin 10 yıllık temel eğitim, ikincisinin büyük çoğunluğun tercih ettiği özel meslek liseleri ve yüksekokulları, üçüncüsünün dual sistem, dördüncüsünün de bir grup işletmenin kendi elemanlarına verdiği ortak özel mesleki eğitim olduğunu anlattı.

Mesleki eğitimin sonu Meslek liselerinde yapılan bir araştırmayı aktaran Ömer Kayır ise, meslek lisesi öğrencilerinin en alt gelir grubundan geldiklerini söyledi. Ebeveynlerin eğitim durumunun da ilkokul düzeyinde olduğunu anlatan Kayır, ailelerin genellikle köylerden göç eden aileler olduğunu aktardı. Öğrencilerin çok büyük bir kısmının tiyatro ve sinema gibi faaliyetlerde bulunmadığını bildiren Kayır, üçte birinin de gelir getiren bir işte çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Meslek liselerinde öğretmenlerin, meslek yüksekokullarında ise öğretim üyelerinin öğrenci kalitesinin düşmesinden yakındıklarını ifade eden Kayır, "Mesleki eğitimde tehlike çanları çalmıyor, artık sona yaklaşıldı" diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Üniversite mi DGM mi?

SONRAKİ HABER

Dayanışma geri adım attırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...