24 Kasım 2004 22:00

'G(ö)revimizin arkasındayız'

Ücretsiz sağlık hakkı ve insanca yaşanacak ücret talepleriyle grev yapan sağlık emekçileri "Yaptığımız suç ise biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz" dediler.

Paylaş
AKP Hükümeti tarafından hazırlanan "Sağlıkta Dönüşüm Projesi"ne karşı "g(ö)revdeyiz" şiarıyla işbırakan sağlık emekçileri ile onlara destek sendika ve kitle örgütü temsilcileri dün yine yargı önündeydi. Yargılananlar, sağlık hizmetlerinin parasız verilmesinin bilinci ve sorumluluğu ile hareket ettiklerini belirterek, grev hakkına sahip çıktılar. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 85 kişinin yargılandığı duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapıldı. "Sağlık hakkı yargılanamaz" yazılı bir pankart açan sağlık emekçileri ve kitle örgütü temsilcileri "SSK bizimdir devredilemez", "Grev haktır yargılanamaz" sloganlarını attılar. SES Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, "Bugün burada yargılananlar üretimden gelen güçlerini kullandılar. 13 Ekim'de bir hukuk skandalı yaşandı. Bu gösteriyor ki Türkiye'yi yönetenler sağlık hakkına sahip çıkanlardan korkuyor. Eğer bizim yaptığımız suç ise biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz" dedi. Tombul, kimsenin sağlık emekçilerinin "görevini" gerçekleştirmesine engel olamayacağını söyledi. İstanbul Tabip Odası Sekreteri Ali Çerkezoğlu ise sağlık emekçilerinin yerinin mahkeme salonları değil görev yerleri olduğunu vurgulayarak "hak aramak suç olamaz" dedi.

Skandal sürüyor Daha sonra yargılanan sağlık emekçileri ve sendika yöneticileri duruşma salonundaki yerlerini aldı. Davanın ilk duruşması bir skandalla sonuçlanmış, duruşmanın hemen ardından gıyabi bir duruşma daha yapılarak, sanıkların 3 ayrı grupta yargılanmaları yönünde karar vermişti. Avukatlar bu durumun usul olarak Anayasa'ya aykırı olduğuna dikkat çektiler. İlk sözü alan İTO Başkanı Gençay Gürsoy'un avukatı İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu, "Müvekkillerin 3'er ayrı grup şeklinde yargılanmaları kararı bizim huzurumuzda alınmadığından kararın kaldırılmasını istiyoruz" dedi. Kolcuoğlu, ayrı yargılamanın vekillerin soru sorma ve adil yargılanma hakkını ortadan kaldıracağını söyledi. Avukat Metin İriz de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre sanıkları gruplara ayırmanın adil yargılama hakkının ihlali anlamına geldiğini bildirdi. İriz, mahkemenin AİHM'in bu yöndeki kararlarını dikkate alarak ara karar vermesini istedi. Talepler doğrultusunda ara karar veren mahkeme heyeti, bu talebi reddetti. "Eylemleri yönlendirmekle" suçlanan Gençay Gürsoy ve Şebnem Korur Fincancı, diğer sanıklardan önce konuştular. Gürsoy, AKP Hükümeti'nin sağlık politikalarının toplum sağlığını ciddi tehlikelerle karşı karşıya bırakmasının söz konusu olduğunu söyleyerek "Amacımız siyasi iktidarı vazgeçirmeye çağırmaktı" dedi. Fincancı da sağlık hizmetlerinin bir bütün olduğu bilinciyle eylem yaptıklarını dile getirerek hükümetin DB dayatmasıyla insanları sağlık hakkından mahrum bırakmasını engellemek için uyarı sürecini başlattıklarını bildirdi. SES Şişli Şube Başkanı Rabia Tuncer ise davanın sendikal hak ve özgürlüklere, grev hakkına yönelik bir saldırı olduğunu belirterek "İddia edildiği gibi kamuoyunun sağlığına zarar veren bizler değil uygulanan özelleştirmeci politikalardır" diye konuştu. KESK Genel Başkanı Sami Evren, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, HAYAD Başkanı Leyla Ezgi de sağlığın kamusal bir hak olduğu yönünde ifade verdiler. Duruşma 22 Aralık'a ertelendi.

ÖNCEKİ HABER

Sarıgül, muhalefeti böldü

SONRAKİ HABER

Kargo Lider patronuna uyarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...