20 Kasım 2004 22:00

İstenirse bu iş biter

Emek Platformu'nun çağrısı ile Ankara'ya akan 100 bini aşkın işçi ve emekçi, kadın, erkek, emekli, işsiz, saldırı yasalarına karşı mücadeleye hazır olduğu mesajı verdi. Adeta alanlara sığmayan işçi ve emekçiler, "istenirse, hükümete geri adım attırılacağını" da gösterdi. Emek Platformu Dönem Sözcüsü Resul Akay, çalışanlarla inatlaşanların sonunun siyaset mezarlığı olduğunu belirtirken, "işyerlerine sahip çıkmak için işbırakmaya hazır olun" dedi.

Paylaş

Emek Platformu'nun çağrısı ile Ankara'ya akan 100 bini aşkın işçi ve emekçi, kadın, erkek, emekli, işsiz, saldırı yasalarına karşı mücadeleye hazır olduğu mesajı verdi. Adeta alanlara sığmayan işçi ve emekçiler, "istenirse, hükümete geri adım attırılacağını" da gösterdi. Emek Platformu Dönem Sözcüsü Resul Akay, çalışanlarla inatlaşanların sonunun siyaset mezarlığı olduğunu belirtirken, "işyerlerine sahip çıkmak için işbırakmaya hazır olun" dedi. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılmasına karşı dün Ankara'da yapılan "Sosyal Devlet, Sosyal Adalet" mitingine katılan işçi ve emekçiler, sabah saatlerinde Hipodrom ve Gar önünde buluştu.

Her yer turuncu Eyleme ilk andan itibaren Köy Hizmetleri'nde çalışan, Türk-İş'e bağlı Yol-İş üyesi işçiler damgasını vurdu. Başlarında turuncu şapkalarıyla soğuk kış gününü bahar rengine büründüren Köy Hizmetleri işçileri, pankartları ve sloganları ile tepkilerini ifade ettiler. İşçiler, "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü verimsiz değildir", "Yerelleştirme özelleştirme demektir", "Köylünün can dostu Köy Hizmetleri kapatılamaz", "Köy Hizmetleri kapatılmasın köylü mutsuz kalmasın", "IMF'nin beyleri kapanmasın Köy Hizmetleri", "SSK hastaneleri devredilemez, Köy Hizmetleri kapatılamaz" gibi pankartlar taşıdılar. Yürüyüş boyunca kortejin önünde araç üzerinde konuşan Yol-İş Genel Sekreteri Tevfik Özçelik, Köy Hizmetleri'nin kapatılması halinde 79 ayrı valilik ile sözleşme imzalamak zorunda kalacaklarını, il özel idarelerinin parasının olmadığını, devir durumunda "para yok" diye işçilere paralarının verilmeyeceğini anlattı. "Bizleri sıkıntılı günler bekliyor" diyen Özçelik, yarından itibaren eylemlere başlayacaklarını bildirdi. Mücadele konusunda söz isteyen Özçelik'e işçiler, hep bir ağızdan "Hükümet şaşırdın, sabrımızı taşırdın" sloganı ile yanıt verdiler.

Eğitim Sen kapatılamaz Mitinge rengini veren diğer bir konu ise Eğitim Sen'in kapatılmasına tepki oldu. Eğitim emekçileri, KESK kortejinin önünde, "Eğitim Sen kapatılamaz" yazılı siyah pankart ile yürüdüler. Eğitim Sen ve KESK'e bağlı diğer sendikalar ile Emek Platformu, ardından Türk-İş ve Yol-İş ile diğer sendikalar ikinci yoldan yanyana yürüdüler. Alana giriş de benzer şekilde iki ayrı yoldan gerçekleşti. Yürüyüşte arka planda olan DİSK ve bağlı sendikalar, alana KESK'in önünde girdiler. Yürüyüş ve mitinge işçi ve memur sendikaları dışında Türkiye İşçi Emeklileri Derneği, TMMOB, TTB ve tüm illerden tabib odaları ile partiler de yoğun olarak katıldı.

Alana sığmadılar Yol-İş'in ağırlıkta olduğu kortejin ön kısmı Sıhhıye Meydanı'na yerleşirken, diğer ucu halen Gar önünde idi. Köprülerin üzerlerinin de dolup taştığı Sıhhıye Meydanı'nda adeta iğne atsan yere düşmezdi. Miting, yapılan anonsla hep bir ağızdan verilen, "Biz emekçiler olarak IMF ve DB politikalarına karşıyız. Bu ülkenin talan edilmesine karşıyız. AKP iktidarının saldırılarına karşı direneceğiz. Köy Hizmetleri'ni kapattırmayacağız, SSK hastanelerini devrettirmeyeceğiz, Eğitim Sen'i kapattırmayacağız" sözü ile bitirildi.

'Greve hazır olun' çağrısı

Mitingde ilk konuşmayı Emek Platformu Dönem Sözcüsü olarak BASK Genel Başkanı Resul Akay yaptı. Saldırının sadece Köy Hizmetleri'ne, SSK ya da Arsa Ofisi'ne değil halkın tümüne yönelik olduğunu belirten Akay, "Bu yıkıma tümüyle karşı koymalıyız" dedi. AKP'nin çalışanlarla inatlaşmasının sonunun siyaset çöplüğü olacağını hatırlatan Akay, en kısa zamanda Türkiye gündemine iş bırakmaların geleceğini vurgulayarak, "hazır olun" çağrısı yaptı. İşçiler Akay'ın sözlerini "hazırız" diye karşıladılar.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç da, "Alınterimizle kurduğumuz kurumlara sahip çıkmak için buradayız. SSK hastanelerinin devrine karşı çıkmak için buradayız. Köy Hizmetleri'nin satılmaması için buradayız" dedi. Kılıç, bu mitingden ders çıkarmayanları, kararlarını gözden geçirmeyenleri, daha büyük eylemleri hayata geçireceklerini duyurarak uyardı.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise onbinlerce işçinin bu meydanda daha önce "mezarda emekliliğe hayır" dediğini ancak halkın sesine kulak vermeyen hükümetin, bu kararının sonucunu seçimlerde yaşadığını hatırlattı. Çelebi, "Konuşma yerine birlikte omuz omuza verirsek, güçleri birlikte kullanırsak, bizi yenecek güç yok" diye konuştu.

KESK Başkanı Sami Evren de hükümeti SSK'yı, Köy Hizmetleri'ni tasviye ederek, yerine kendi taşeron şirketlerininin tabelasını açmayı hedeflediğini ifade etti. Hükümetin uluslararası sermaye ile kamuyu talan etmeye çalıştığını belirten Evren, "Söz bitti, genel grev kapıya gelmiştir" dedi.

Hükümetin işçi sınıfına savaş açtığını ifade eden Yol-İş Başkanı Fikret Barın, Hak-İş ve Memur-Sen'in ise hükümete destek verdikleri için eyleme katılmadığını belirterek, EPin kendini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Barın, konuşmasını, "Köy Hizmetleri ve SSK ile ilgili sonuna kadar direneceğiz. Yol-İş bütün üyeleri ile zamanı geldiğinde işbırakmaya hazırdır" sözleriyle bitirdi.

NOTLAR... NOTLAR... NOTLAR... NOTLAR...

Miting, son yıllarda Ankara'da yapılan en kitlesel eylem olarak dikkat çekti. Yürüyüş nedeniyle Talat Paşa Bulvarı ile Atatürk Bulvarı'nın Sıhhiye Meydanı'na kadar olan bölümü sabah saatlerinden itibaren araç trafiğine kapatıldı.

Mitinge Yol İş'ten sonra en yoğun katılımı gerçekleştiren işçi sendikası Tes-İş oldu. Enerji işçileri, taşıdıkları büyük balonlarla SSK'ya sahip çıktıklarını gösterdi.

TÜMTİS de mitinge geniş katılım sağladı. Ambar işçileri, alana girenleri "İşçi memur el ele, genel greve", "Geliyor geliyor genel grev geliyor" sloganları ile karşıladılar.

Sağlık-İş üyesi işçiler, "IMF'ye yumuşak, halka Kasımpaşalı", "Ölmeye ölmeye, hükümeti mezara gömmeye geldik" diye seslendiler.

TEKEL işçileri, Hava-İş üyeleri ve liman işçileri çalıştıkları kurumların özelleştirilmesine karşı talepleriyle alandaydılar.

Makina Mühendisleri Odası dışında TMMOB'a bağlı odaların mitinge katılımı zayıftı.

Türkiye Kamu-Sen'in "mitinge katılmama" kararına rağmen, Türk İmar-Sen ve Türk Sağlık-Sen pankart açarak mitingdeki yerlerini aldılar.

Mitinge katılan tüm örgütler, Filistin ve Irak halkının direnişini de selamladı. "Katil Bush Ortadoğu'dan defol", "Yaşasın Irak halkının direnişi", "SSK'ları bırak, Irak'a bak", "Irak Felluce'de öldürülen insanlık" yazılı dövizler taşındı.

Arama noktasında bir polisin Liseli Genç Umut kortejinden bir gence copla vurmasının ardından kısa süreli bir arbede yaşandı.

Mitinge EMEP, ÖDP, SDP, DEHAP, TKP, İP, Halkevleri, ESP ve dergi çevreleri de katıldı. EMEP partiler içerisinde kitleselliğiyle dikkat çekerken, Emek Gençliği "IMF emrediyor, hükümet uyguluyor" pankartı açtı.

DİSK, "12 Eylül zincirini kıralım" pankartı açtı. Genel-İş kortejinde yer alan Çankaya Belediyesi temizlik işçileri, özelleştirme ve taşeronlaştırmaya karşı sloganlar attı.

Köy Hizmetleri'nin kapatılmasını savunduğu için mitinge katılmayan Hak-İş, sık sık yapılan anonslarla protesto edildi.

Konuşmaların ardından, SSK hastanelerinin devri, Köy Hizmetleri'nin kapatılması ve Eğitim Sen'in kapatılmak istenmesine karşı oylama yapıldı. Alanda bulunan herkes şapkalarını ve ellerini sallayarak "hayır" oyu verdiler.

ÖNCEKİ HABER

'Öncü kültür' tartışması

SONRAKİ HABER

Başbakan yine meydan okudu