20 Kasım 2004 22:00
İslam düşmanlığı kışkırtılıyor
Film rejisörü Theo Van Gogh'un 2 Kasım günü Fas kökenli bir Hollanda'lı tarafından öldürülmesiyle birlikte Hollanda'da başlayan İslam düşmanlığı, diğer ülkelere de yayılmaya başladı.
Film rejisörü Theo Van Gogh'un 2 Kasım günü Fas kökenli bir Hollanda'lı tarafından öldürülmesiyle birlikte Hollanda'da başlayan İslam düşmanlığı, diğer ülkelere de yayılmaya başladı. Almanya'da da çeşitli tedbirlerin alınması gündeme geldi. Van Gogh'un öldürülmesinin ardından Hollanda'da camilere, İslam okullarına ve kiliselere karşı kundaklama saldırılarının peş peşe yaşanması ve iki toplum arasında gerginlikler, bütün Avrupa ülkelerinin dikkatini çekti. Bu gelişme üzerine AB Komisyonu tarafından "olaylar başka ülkelere de sıçrayabilir" şeklinde uyarı açıklaması yapılması, gerici politikacılar ve medya açısından bir sinyal oldu. Politikacılar bu gerilimden faydalanarak, tıpkı Amerika'da olduğu gibi bir İslam karşıtlığı yaratmaya çalışıyor. "Almanya'da en az 300-500 şiddet yanlısı Müslüman var" denilerek, 2.5-3 milyonu bulan Müslüman kökenli vatandaşlar hedef gösterildi. "Önlem almak için bizde de birisinin öldürülmesini mi bekleyelim" diye soran Hırıstiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Sekreteri Markus Söder, "Almanya'da benzeri çatışmaların yaşanmasına izin vermeyeceğiz" dedi. "Okullarda başörtüsü yerine Haç olmalı" diyerek de kışkırtıcı politikasını sergileyen Söder, bu tutumuyla yine İslam'ı hedefe koydu. Bavyera İçişleri Bakanı Günther Beckstein ise daha da ileri gitti. "Almanya'nın dış temsilcilikleri kin ve nefret yayan cami hocalarına vize vermemeli" demecini veren Beckstein, "Hoşgörümüzün sınırı var" dedi. Federal İçişleri Bakanı Otto Schily de yabancıların gelenek ve görenekleriyle kendilerininkinin uyuşmadığını savunarak, entegrasyon çabalarının anlamsız olduğunu iddia etti.