19 Kasım 2004 22:00

'Önce silahlar susmalı'

Barış İçin Aydın Girişimi'nin düzenlediği Barış Konferansı'nda "silahları susturma" çağrısı yapıldı. Girişim sözcüsü Akın Birdal, çözüm için çatışmaların sona ermesi gerektiğini belirtti.

Paylaş
Barış İçin Aydın Girişimi tarafından "her türlü şiddetin, silahlı çatışmanın son bulması ve demokratik, barışçıl ortamın yaratılması" amacıyla düzenlenen Barış Konferansı, Ankara'da başladı. Konferansta yapılan konuşmalarda, Kürt sorunun demokratik çözümünün aciliyetine dikkat çekilerek, çözüm için silahların susması gerektiği dile getirildi. Aydınların, emekten ve demokrasiden yana partilerin temsilcilerinin, insan hakları ve kitle örgütü yöneticilerinin katıldığı konferansta katılımcılardan oluşan bir heyet, Filistin Büyükelçiliği'ne başsağlığı ziyaretinde bulundu.

Şiddet kalkmalı Konferansı yöneten Tarık Ziya Ekinci, barışın sadece sıcak savaşın durması değil, hem maddi hem de manevi şiddetin ortadan kalkması olduğunu belirterek, silahların susmasının Türkiye açısından birinci sırada olduğunu kaydetti. Açılış konuşmasını yapan Barış İçin Aydın Girişimi sözcüsü Akın Birdal, tek taraflı ateşkesin hakim olduğu 6 yıl boyunca 700 operasyonda 500 kişinin öldüğünü, 1 Haziran'dan bu yana ise 334 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, "Biz Kürt sorununun çözümünü önümüze koymuyoruz. Bu siyasi irade gerektirir. Sorunun çözümüne ilişkin ortam yaratılması için silahların susması gerekiyor" dedi. Avrupa Parlamentosu (AP)'ndan 25 milletvekilinin girişimi destekleyen bir açıklama yaptığını söyleyen Birdal, bu vekillerin Türkiye'ye gelerek bunu açıklayacaklarını ve hükümetle görüşeceklerini duyurdu. Birdal, 22-23 Kasım günleri AP'de bir toplantı yapılacağını ve daha sonra AB Türkiye temsilcilerine brifing verileceğini duyurdu. AB'nin Kürt sorununu dillendirdiğini ancak TBMM'nin soruna "Kürt sorunu" demekten kaçındığını ifade eden SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, AB'nin Kürtlerin yazgısını Türk egemenleri ile konuşmasının kabul edilemez olduğunu ekledi. Koçali, Kürt halkının taleplerini desteklediklerini bildirerek, Demokratik Toplum Hareketi'nin başarılı olması için ellerinden geleni yapacaklarını duyurdu. Kürt sorununun tüm dünyanın sorunu olduğunu kaydeden DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Naci Kutlay ise Türkiye'nin Kürt sorununa kalıcı çözümler yaratarak AB'ye girmesini istedi. Susurluk, Maraş, Sivas'ın bir daha yaşanmaması için Türkiye'nin demokratikleşmesi gerektiğini bildiren Kutlay, haftada yarım saat Kürtçe yayınla sorunun çözülmeyeceğine dikkat çekti. Kutlay, af çıkarılmasını, köye dönüşlerin sağlanmasını ve operasyonların durdurulmasını istedi.

'Çözüm ortak mücadelede' Emperyalizme karşı ortak mücadele yürüten Türkiye halklarının nasıl demokratik bir cumhuriyet tahayyül ettiklerini gösterdiğini belirten EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek de, egemen sınıfların müdahaleleri ile Türkiye'nin bir diktatörlüğe dönüştüğünü bildirdi. İmrek, Türkiye'nin demokratikleşmesi fikrinin Türkiye işçi ve emekçileri, halkları açısından kabul gördüğünü ifade ederek, "Kürt yoktur" söyleminin "Kürt vardır" söylemine dönüşmesi için bugüne kadar oluşturulan temelin genişlemesi gerektiğini bildirdi. Kürt sorununun çözümünün AB ve ABD gibi emperyalist merkezlere bel bağlamaktan çok, Türkiye halklarının ortak mücadelesi ile gerçekleşeceğini dile getiren İmrek, şiddetin kaynağının egemen sınıflar olduğunu, buna karşı işçi sınıfının ve halkların politika üretebileceğini kaydetti. İmrek, "Egemen sınıflar ve devlet, halkların acı çekmesini istemiyor ve Türkiye'nin gelişmesini istiyorsa Kürt sorununu çözmelidir" dedi.

ÖNCEKİ HABER

İBŞT'de çocuk oyunları

SONRAKİ HABER

Aleviler yasal güvence istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa