10 Kasım 2004 22:00

Gençlik ve madde BAĞIMLILIĞI

Psikiyatri Uzmanı Dr. Zeki Yüncü, gençler arasında giderek yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı konusunda gazetemize bilgi verdi. Yüncü, ülkemizin uyuşturucu trafiği üzerinde olmasının uyuşturucu kullanımını artırdığını belirtiyor.

Paylaş
Gençler arasında giderek yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı konusunda Karşıyaka Örnekköy'de bulunan Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol, Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEBAM) Psikiyatri Uzmanı Dr. Zeki Yüncü ile görüştük. Yüncü, ülkemizin uyuşturucu trafiği üzerinde olmasının uyuşturucu kullanımını artırdığını belirtirken, bu artış üzerinde globalizasyonun ve kapitalist üretim ilişkilerinin de etkili olduğunu dile getirdi. Enerjisini, sanat, spor, akademik başarı gibi kanallara akıtma olanağı bulamayan gençlerin kolay yoldan kendilerini ispatlama yoluna gittiklerini ifade eden Yüncü, insanların ayakta kalabilmek için daha çok çalışmaya başladıklarını bunun da çocukların aile ortamından uzakta büyümelerine ve madde kullanımınının artmasına yol açtığını belirtti. - Ülkemizde çocuklar ve gençler arasında uyuşturucu madde kullanımının arttığı belirtiliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Türkiye'de madde bağımlılığı sorunu var. Çok şükür ki henüz Avrupa ve Amerika'daki oranlarda değil ancak rehavete kapılmamamız gerekiyor. Sonuçta biz birçok grup için pazar niteliği taşıyan bir ülkeyiz. Uyuşturucu trafiği üzerinde yer alıyor ülkemiz. Devamlı doğudan batıya giderken şimdi batıdan doğuya da geçmeye başladı bu kimyasal maddeler. Bu geçiş sırasında ülkemiz de zarar görüyor. Belki de o yüzden son zamanlarda kullanım daha da arttı. Eskiden alkol kullanımı çokken şimdi hem ergen yaş grubunda hem de erişkin yaş grubunda esrar ve Extacy'nin daha sık kullanıldığını görüyoruz. Genelde uyuşturucu kullanan gençlerin tinerci gençler olduğu yönünde yanlış bir kanı var. O grubu da etkiliyor ama uyuşturucu kullanımını sadece bir gruba bağlamak çok da uygun değil. Her grup ve sosyo-ekonomik düzeyde kullananlar var. Türkiye'de uçucu madde kullanımı da arttı, esrar, Extacy kullanımı da. Toplumun her kesimini etkiliyor. Kolejde okuyan çocuk esrar kullanıyor, sanayide çalışan çocuk tiner kullanıyor, sokak çocuğu uçucu madde kullanıyor. - Madde kullanımı ile suç işleme arasında ne gibi bir ilişki var? Madde kullanım sorunu olan insanlarla, davranış bozukluğu olan, suça eğilimli olan çocukları ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Suça dönük çocuklar madde kullanabilirler. Bir taraftan da her madde kullanan çocuk suç işlemeyebilir. Madde kullanımı suç işlemeyi artırıyor, bu bilinen bir gerçek. Adli sorunlarla madde kullanım sorunu sanki içiçe geçiyor. Böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Meydana gelen olaylarda adli bir sorun mu var madde kullanım sorunu mu var, tespit edilmeli. Her iki durumda da önemli olan çocuğu korumak. Biz madde kullanımı nedeniyle sorunların çıktığını düşünerek hareket ediyoruz. - Ülkemizin uyuşturucu trafiği üzerinde olduğunu belirttiniz. Madde bağımlılığının artmasında başka etkenler de yok mu? Örneğin sosyo-ekonomik durumun ve uygulanan politikaların etkisi nedir? Madde kullanımı globalizasyonla, kapitalist gelişmeyle artan bir süreç. Kişide biyolojik altyapı olacak ve sosyal şartları hazırlanmış olacak. Sanayileşme, insanların aileden kopuk yaşamaya başlaması, aile üyeleri arasında dengesizlik, uyumsuzluk, boşanma, çocuklarda akademik performansın düşük olması, ailede madde kullanım öyküsü olması, travma öyküsü olması madde kullanımına zemin hazırlıyor. İnsanlar ekonomik düzenlerini tutturabilmek ayakta kalabilmek için çalışmak zorundalar. Eskiden aileler bir tek iş yapıyorlardı. Şimdi işten sonra iş yapmaya başladılar geçimlerini sağlayabilmek için. Bu durumda çocuk aile ortamında kalmıyor başka ortamlara gidiyor. Bununla beraber çocuğu okulda tutabilecek aktivitelere ağırlık verilmesi gerekir, okulu sadece bir eğitim kurumu olarak görmemek lazım. Okuldaki sosyal faaliyetler çocuğun hobilerini geliştirmiyorsa çocuk iyice boşlukta kalıyor. Madde kullanımı, cinsellik, erkek arkadaş ya da kız arkadaş ilişkileri çok ön plana çıkıyor. Ergen yaşa gelen çocuklar artık fiziksel gelişimini tamamlıyor ve içgüdülerini, enerjisini olumlu yöne yani sanata, akademik başarıya aktarmaya başlıyor. Çocuk eğer bunu yapamıyorsa o zaman olumsuza yönleniyor. Sonuçta madde kullanarak aldığı haz, akademik ya da spor başarısından alacağı hazdan çok daha kolay elde edilebilir bir şey. Çocuklar bir şekilde kullanmaya başladıktan sonra maddeyi olumsuz bir şey olarak görmüyor, yani onun benliğini koruması için o maddeyi sürekli alması gerekiyor. Madde alan kişide suni bir güven duygusu gelişiyor. Çevresi onu olumsuz olarak algılamaya devam etse bile aldığı ilacın etkisiyle kendisini çok güçlü hissediyor. Devamlı çok popüler olarak görüyor. Bu onun benliğini şişiriyor. Etkisi geçince yine bunu sağlamaya çalışıyor. Oysa ki gündelik hayatımızda biz bu gibi narsistik duyguları, çalışmalarımızla, insan ilişkilerimizle, sosyal aktivitelerimizle sağlamış oluyoruz, madde kullanmıyoruz. Aile de bunu geç farkederse eğer, bir şekilde süreç ilerlemiş oluyor. İlerledikten sonra tedavi daha da güçleşiyor. Ama kısa bir sürede tesbit edip çocuğu tedaviye döndürebilirsek o zaman daha olumlu sonuçlar alabiliyoruz. Sokakta yaşayan ya da çalışan çocuklar aileden daha kopuk. Zamanlarının büyük çoğunluğunu sanayide ya da sokakta geçiriyorlar evde çok az zaman harcıyorlar. O yüzden ailelerin bu çocukların madde kullandığını tesbit etmeleri güç oluyor, süreç uzuyor. Bizim burada yaptığımız çalışmalarda madde kullanımına başlama ile tedaviye başvuru arasında 20 aylık bir süre oluştuğunu belirledik. 20 ay 13 yaş için çok uzun bir süre. Ailelerin bunu farketmemesi de şaşırtıcı gibi geliyor ama doğrusu hiçbir aile bizim çocuğumuz madde kullanıyor diyemiyor.

ÖNCEKİ HABER

Kamu-Sen'den ILO'ya şikâyet

SONRAKİ HABER

Filistin'in çınarı öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...