09 Kasım 2004 22:00

Bu kendini keşfetme yolculuğu

Araştırma, iki yıldan fazla sürdü. José ve ben, Ernesto Guevara hakkında yazılmış bütün biyografileri okuduk. İçlerinde, bence en ilginci, Meksikalı yazar Paco Ignazio Taibo'nunkiydi.

Paylaş
"Merkez İstasyonu" filmiyle "En İyi Yabancı Film" Oscar'ını kazanan Walter Salles'in son filmi "Motorsiklet Günlüğü" sinemalarımızda gösteriliyor. Salles'in; Che'nin, henüz bir tıp öğrenicisiyken arkadaşı Alberto Granado ile yaptığı Latin Amerika gezisinde tuttuğu günlüklerden yola çıkardığı film başarılı bir yol ve tarih filmi örneği. Salles ile film üzerine yapılan bir ropörtajı yayınlıyoruz. Sizi bu projeye çeken neydi? 'Motosiklet Günlüğü'nün Latin Amerika'ya ait beşeri ve fiziksel coğrafyayı açığa çıkarmasının yanı sıra, bu iki genç adamın, dünyada kendi yerlerini bulmalarının hikâyesi olmasını başlıca nedenler arasında sayabilirim. 'Motosiklet Günlüğü', duygusal ve siyasi olarak, bu iki adamın varlıklarını belirleyen geçmişe dair bir ayin, kıta boyunca bir yolculuk. Senaryoyu yazmak için neden José Rivera seçildi ve onunla yakın çalıştınız mı? 'Motosiklet Günlüğü'nün karşılaştığım diğer tüm yazarlarının içinde, bu senaryonun nasıl olması gerektiğine dair en nitelikli görüşe José sahipti. Onu ilgilendiren her bir karakterin insanileştirilmesiydi. Bu film, iki genç adamın hayatlarının sekiz ayı hakkında. Arjantin'de, şehir merkezinde görmeye alıştıklarından tamamen farklı, onları seçimler yapmak zorunda bırakan bir gerçekle karşılaştıkları ve sonunda gelecekte yürüyecekleri yolu seçtikleri sekiz belirleyici ay. José bunu başlangıçta anladı. Bu filmi çekmek için yaptığınız araştırmalardan söz edebilir misiniz? Araştırma, iki yıldan fazla sürdü. José ve ben, Ernesto Guevara hakkında yazılmış bütün biyografileri okuduk. İçlerinde, bence en ilginci, Meksikalı yazar Paco Ignazio Taibo'nunkiydi. Ernesto Guevara'nın ailesiyle ve Alberto Granado ile buluşmak üzere birçok defa Küba'ya gittim. Alberto, 82 yaşında bir delikanlı. Ernesto Guevara'nın dul karısı ve çocuklarının desteği bizim için çok önemliydi. Son olarak motosiklet yolculuğunun yeniden izini sürdük, Arjantin, Şili ve Peru'yu keşfettik, Patagonya'da Antlar'ı ve Atacama Çölü'nü geçerek, Amazon Basin'e doğru yol aldık. Sonunda, Peru'da, Inquitos yakınındaki San Pablo cüzam kolonisine vardık. Filmi bir belgesel olarak mı görüyorsunuz? 'Motosiklet Günlüğü', 1952 yılında Ernesto Guevara ve Alberto Granado'nun yaşamlarını etkileyen olaylardan esinlenmiş bir film. Dolayısıyla, bu macera hakkında bir belgesel değil. "La Poderosa" ile yapılan yolculuğun özgün ruhunu yakalamayı amaçlıyor. Alberto Granado ve Ernesto Che Guevara'nın yolculuğu, yolda karşılaştıkları olaylarla şekillenmiş ve ben de filmde bunu aktarmaya çalıştım. Örneğin Cuzco ya da Machu Picchu gibi yerlerde, aktörleri, yolda karşılaştıkları insanların arasına karışmaya yüreklendirdik; tıpkı Ernesto ve Alberto'nun elli yıl önce yaptığı gibi. Bu tamamen doğaçlama materyal José Rivera'nın daha yapısal olan senaryosu ile geliştirildi. Bulunduğunuz değişik ülkeleri ve yerleri tarif eder misiniz? Orjinal yerleri kullanmaya ne kadar özen gösterdiniz? Arjantin, Şili ve Peru'da 30'un üzerinde yerde çekim yaptık. Antlar'da 0'ın(sıfırın) altında, Amazon'da 45 dereceden fazla sıcaklıkta çalıştık. Elimizden geldiğince Alberto ve Ernesto'nun gittikleri özgün yerleri kullandık. Daha uzak yerlerin pek çoğu gerçekte ilerleme olarak bildiğimiz değişikliklere uğramamış. Bir yeri kullanamayacağımız zaman ona alternatif olarak ikilimizin "La Poderosa" ile gördüklerine en çok benzeyen rotaları bulmaya çalıştık. Yapım tasarımcımız Carlos Conti tarafından yapılan derin araştırma bu açıdan çok önemliydi. Filmin en zor anları neler oldu? Ve en ilgi çekici olayları? Yolculuğun benim için en ilgi çekici kısmı San Pablo'daki cüzam kolonisiydi. Burası Alberto ve Ernesto'nun yolculuklarının üç haftasını geçirdikleri yerdi ve burada diğer yerlerde karşılaştıklarından çok farklı bir gerçeğe adım attılar. Filmde cüzamlıları oynayan pek çok insan cüzam kolonisindeki gerçek hastalar. Bu işimize daha fazla yoğunluk ve çekicilik kazandırdı. Diğer yandan sıcaklıktan, nemden ve havayı tahmin etmenin imkânsızlığından dolayı Amazon'da çekim yapmak çok zordu. Sizi çevreleyen doğanın, insanın sahip olduğu olanaklardan daha güçlü olduğunu kabul etmelisiniz; her gün, film tanrılarının size bağışladıklarına razı olmak ve onlara ayak uydurmak zorundasınız.


DÜNYAYI YENİDEN DEĞERLENDİRDİLER Sizce bu yolculuk Che'nin daha sonraki politik kariyerini ne ölçüde etkilemiştir? 'Motosiklet Günlüğü', Che, Che olmadan önceki Ernesto Che Guevara hakkında. Bu benim tanımım değil, oğlu Camilo'dan aldım. Diğer taraftan Alberto bize bu yolculuğun ne kadar belirleyici olduğunu ve geleceklerini şekillendirmelerine ne kadar yardım ettiğini pek çok kereler anlattı. Bu yolculuğun, onların, Latin Amerika'yı ilk görüşleri olduğunu unutmayın. İnka kültürünün kalıntılarıyla karşılaştılar ve Mariategui gibi Latin Amerikalı düşünürlerin teorik eserlerini okuma fırsatı buldular. Bu olağanüstü deneyimler, çevrelerindeki dünyayı yeniden değerlendirmelerine kesinlikle yardımcı oldu. Alberto Granado ve Ernesto Guevara'nın, filmin geçtiği zamandaki kişiliklerini tasvir eder misiniz? Bu yolculuğa çıkış sebepleri neydi? 'Motosiklet Günlüğü', başladığında Alberto 29 yaşındadır ve Arjantin'de Cordoba'da yaşar. Yerel bir hastanede çalışmaktadır ve hastaların gördükleri muameleden bir şekilde rahatsızdır. Yıllarca Latin Amerika yolculuğunun hayalini kurmaktadır ve bunu mutlaka 30'undan önce yapmak istemektedir. Küçük kardeşi Tomas'ın en yakın arkadaşı olan Ernesto Guevara'yı bu yolculuğa birlikte çıkmak üzere davet eder. Ernesto, Buenos Aires'ten 1952 yılının Ocak ayında ayrıldıklarında 23 yaşındadır. Orta-üst sınıf bir aileden gelmektedir ama merakı ve ilgisi sınıfının sınırlarının ötesine geçer. İyi okumuştur ve üzerine küçük bir motor taktığı bisikletiyle Arjantin'i gezmiştir. Çok genç yaştan itibaren, astımı sürekli bir üzüntü kaynağıdır ama onunla savaşmayı öğrenir.


Walter Salles KİMDİR Walter Salles'in 1995'te yaptığı filmi 'Foreign Land', "Brezilya'nın En İyi Filmi" de dahil olma üzere 8 uluslararası ödül kazandı. Bir sonraki filmi 'Merkez İstasyonu / Central Station' senaryosuyla Sundance-NHK Cinema 100 Ödülü'nü aldı ve Sundance 1998'de galada gösterildi. 'Central Station' aynı yıl En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı, 1999'da Altın Küre ve BAFTA En İyi Yabancı Film ile iki Oscar Ödülü'ne adaydı. Bir önceki filmi 'Behind the Sun' 2002'de En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre'ye ve BAFTA'ya aday gösterildi. Film yönetmenliğinin yanı sıra Salles, aynı zamanda Brezilya'daki genç yönetmenler için yapımcı ya da ortak yapımcı olarak da çalışır. Fernando Meirelles'ın yönettiği 'Tanrıkent" ve Karim Ainouz'nun 'Madame Sata' filmlerinin de yapımcısıdır.

ÖNCEKİ HABER

Ülkücü eşkıya öğrenci kaçırdı

SONRAKİ HABER

1940'larda Zonguldak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...