06 Kasım 2004 22:00

Traktör yerine pat pat

Afyon'da traktöre alternatif olarak üretilen ve fiyatı traktöre göre oldukça ucuz olan pat pat adlı tarım aracı çiftçinin yüzünü güldürüyor.

Paylaş
Tarım, Afyon'un ekonomik yaşantısında önemli bir yer tutuyor. Verimli ve geniş arazilerde çiftçilerin en büyük yardımcısı ise "pat pat" adı verilen bir tarım aracı. Üreticiler pat patı hem ekim alanında hem de ürünlerinin kaldırılması ve değerlendirilmesinde kullanıyorlar. Yıllardır bu araçla daha elverişli koşullarda ekonomik üretim yapan üreticiler, şimdi aynı aracı özellikle Asya ülkelerine ihraç etmeyi planlıyorlar. SS Çobanlar Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı ve Makine Fabrikası işçisi, Şeker-İş Afyon Şube üyesi Beytullah Cihan ile pat patın ekonomik yaşamdaki önemi ve yeri üzerine görüştük.

Traktör varken bu araca neden ihtiyaç duydunuz? 17-18 yıl kadar önce Osman Buldan (Yanık Osman) adında tarımla uğraşan bir üretici arkadaşımız bu aracı üretti. Pat pat, dört tekerlekli, tek ve çift silindirlidir. Murat 124 motoru ve Lombardini su motoru ile çalışan araç oldukça ekonomiktir. Tek kusuru fazla gürültü çıkarmasıdır. Şimdi yenilerini üretmeye başlayacağız. Pat pat 1 kilometrede 20-25 bin liralık mazot yakarken, traktörün tükettiği yakıt bunun 4-5 katıdır. Pat pat 3 ton yük taşıyabiliyor. Bu ekonomik aracı her yaştan insan kullanabiliyor. Bu açıdan bakıldığında üreticiler için oldukça elverişli bir araç. Pat patın atölyede toplam maliyeti 2,5-3 milyarı buluyor. İç piyasada da toplam maliyeti 5 milyar lira. Buna kasa (ramörkör ) dahildir. Tamiratı kolaydır.

İlçede kaç atölye var? Nasıl kooperatifleştiniz? Biz 1992 yılında 60 üretici ile S:S Çobanlar Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi adı altında örgütlendik. Ayrıca kooperatif bünyesinde atölyemiz var. Bu atölye üretime devam ediyor. Bunun dışında 28 özel pat pat atölyesi daha var. Her atölyede en az 3 işçi çalışıyor. Aşağı yukarı 100 işçi bu atölyelerde istihdam edilmiş durumda. Kooperatif hak ve çıkarlarımızı hem birleştiriyor, hem de koruyor. Ben kooperatifin başkanıyım. Makine fabrikası işçisi olduğum için daha doğrusu sendikalı işçi olduğum için örgütlülüğün ne olduğunu bilirim. Üreticiyim de. Sebze ve pancar ekip üretiyorum. Kooperatifleşme olmazsa üreticiler çok zorda kalır. Üreticilerin kooperatifte örgütlenmesi başlangıç olarak oldukça iyi bir gelişme. Bu araç Tokat, Ağrı, Manisa ve Çanakkale gibi illerde de üreticiler tarafından kulanılıyor. Şimdi dış piyasaya açılıyoruz. Başta Afganistan olmak üzere Asya ülkelerine ihraç edeceğiz . Çünkü bu ülkelerin geçim kaynağı tarımdır. Emperyalizme bağımlı olan bu ülkelerin üreticileri çok yoksul. Modern tarım aletlerini bile yeterince kullanamıyorlar

Bu araçla karayolu trafiğine çıkmak yasak. Bu yasağa karşı kooperatifiniz ne gibi girişimlerde bulundu? Karayoluna çıkma konusunda sorunlarımızı aşmış değiliz. 4 yıl önce Karayolları Genel Müdürlüğü'ne müracaatta bulunduk. Bir netice alamadık. Eksiklerimizin olduğunu, şöför mahallinin kapalı olması gerektiğini söylediler. Bunu çözdük. Cam ve metal kaplı kapalı bölme yaptık. Gürültü kirliliğini de halletmek üzereyiz. Yeni bir müracaatımız daha oldu. Türk Standartlar Enstitüsü'ne (TSE) başvurduk. Cevap bekliyoruz. Ürünü ihraç etmek için Sanayi Bakanlığı nezdinde girişimlerimiz var. Bölge milletvekilerini harekete geçirdik. Kooperatif olmasaydı bunları yapamazdık. Dış piyasada daha çok hangi ülkelerle bağlantılarınız var? Dış piyasada Afganistan'la bağlantımız var. Özbek lider Raşit Dostum'un daveti üzerine Afganistan'a gittik. Hikmet Çetin'le de görüştük. Bir pat patı da yanımızda götürdük. Pat patı 3 bin dolara sattık. Ben ve bölge milletvekilillerinden oluşan heyetin girişimleri sonucu Raşit Dostum'dan 3 bin sipariş aldık. Şimdi ihracatla ilgili yasal işlemleri halledersek bu siparişleri bitireceğiz. Yakın gelecekte Pakistan, Hindistan gibi ülkelere ihraç etmeyi planlıyoruz.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


ekim devrimi -3-
   1917 ve halk sağlığıHAZIRLAYAN: Ata Soyer 1917, sadece sosyal ve iktisadi alanda değil, tüm alanlarda bu dünyada eşitlikçi bir sistemin olabilirliğinin adı oldu. Sadece sermayenin ihtiyacına göre şekillenen bir toplumsal yapı yerine, insanın merkeze alındığı bir dünyanın mümkün olabileceğinin görüntüsü oldu.

SAĞLIK 1917'NİN ÖNCELİKLİYDİ 1."Kapitalizm de halk sağlığı ile ilgilendi, hatta halk sağlığı kapitalizm koşullarında gelişti" denilebilir. Evet, kapitalizm halk sağlığı ile ilgilendi; ama ancak kendi açısından gerekli olduğu ölçüde…Oysa, 1917 ile iktidarı alan anlayış, toplumun ihtiyaçları üzerinden yola çıktı: Sağlık, 1917'nin öncelikli konularından biriydi. Neden? 1917' de iktidarı alanlar, sağlığı doğrudan etkileyen şu faktörlerle karşı karşıyaydılar: a)1914' ten itibaren yaşanan "emperyalist savaş" sonucu, işçi-emekçi kitlelerinin yaşam koşulları kötüleşmişti. b)Bu kötü yaşam koşullarına ek olarak açlık, soğuk ve çok sayıda ölüme yol açan salgın hastalıklar söz konusuydu. Özellikle kolera ve tifüs oldukça yaygındı. Yanı sıra frengi gibi hastalıklar ciddi problemdi. c)Tüberküloz ve alkolizm, toplumun direncini düşüren, en temel iki sosyal faktör haline gelmişti. Halkın hastalıklara direnme gücü çok azalmıştı ve ölüm oranları çok yüksekti.Bu ortamda, Sovyetler Birliği Komünist Partisi, öncelikli kararlarından birini, sağlıkla ilgili olarak aldı. Uzun süre tartışıldıktan sonra, 18-23 Mart 1918' de SBKP Parti Programı' nda şu tarihi karar yer aldı: "Halk sağlığının korunması alanında sürdürdüğü faaliyetlerin temeli olarak Parti, her şeyden önce, hastalıklardan korunmayı hedefleyen hijyen ve sağlık önlemlerinin yürürlüğe konulmasını sağlar. Proleterya diktatörlüğü, burjuva toplumu çerçevesinde uygulanamaz olan bir dizi hijyenik ve iyileştirici önlemin tam olarak uygulanmasını mümkün hale getirmiştir. Örneğin, ilaç yapım işleri ile uğraşan firmaların, özel girişimin kurduğu ve işlettiği büyük ölçekli sağlık kurumlarının, ulusallaştırılması; bütün sağlık emekçilerine zorunlu çalışma görevinin verilmesi, vb..." Bu tarihi karar bağlamında, uygulama amaçlı acil görevler şöyle belirlendi: a)İşçiler için alınan yaygın sağlık önlemlerinin yakından izlenmesi a.1.) kamuya açık bütün yerlerde sağlık koşullarının iyileştirilmesi, toprağın, suyun ve havanın iyileştirilmesi, a.2.) komünal mutfakların ve besin maddesi tedarikinin genel olarak bilimsel ve hijyenik temelde örgütlenmesi, a.3.) bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için önlemler alınması, a.4.) sağlık yasaları çıkarılması b)sosyal hastalıklara (tüberküloz, cinsel yolla bulaşıcı hastalıklar, alkolizm) karşı kampanya açılması, c)bütün halk için, parasız tıbbi bakım ve tedavinin sağlanması.

2.Bu çerçevede, önce konut sorunu çözülmeye çalışılmış, işçi konutları oluşturulmaya başlanmıştır. Halkın yaşadığı yerlerin koşulları öncelikle ele alınarak; temiz su temini, kanalizasyon sistemi kurulması, sokakların düzensiz durumunun iyileştirilmesi, komünal mutfakların düzenlenmesi, özellikle çocukların beslenmesine önem verilmesi, besin maddelerinin iyi koşullarda hazırlanması, okulların ve toplu yaşanan yerlerin denetlenmesi, su depolarının temizlenmesi, giysilerin sterilize edilmesi, ilk akla gelen uygulamalar olmuştur. Daha sonra, emeğin korunması ile ilgili yasalar çıkarılmış, halka besin-gıda sağlanması konusunda adımlar atılmıştır. Salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için uygun önlemler alınmaya başlandı. Burada, basit bir hastalık tedavisinin ötesinde, sosyal nedenler incelenerek, sağlık sorunlarına yaklaşım öne çıkarılmıştır. Özellikle üç hastalık; çalışma koşullarının kötülüğüne bağlı tüberküloz, savaş ortamında yaygınlaşmış cinsel yolla bulaşan hastalıklar, sefalet koşullarından kaynaklanan alkolizm öncelikle ele alınmıştır. Sağlık kuruluşları, ulusallaştırılarak, sağlık hizmetleri ücretsiz hale getirildi. Daha sonra, buna ilaçların ücretsiz temini de eklendi. Bu noktada, halkına ücretsiz sağlık hizmeti veren ilk ülkenin Sovyetler Birliği olduğunu belirtmekte yarar var. Bu önlemlere ek olarak, halkın öncelikli sağlık sorunları konusunda kampanyalar başlatıldı. Neden kampanya? Her şeyden önce, sağlık çalışanları, gerekli olandan az sayıdaydı. Halkın, kendi sorunları için seferber edilmesi gerekiyordu. Kurulu, işleyen bir sağlık sistemi yoktu. Bu gerekçeler ışığında, birinci sınıf öğrencisinden, profesörüne kadar, tüm sağlık çalışanların seferber edildiği, değişik halk sağlığı kampanyaları düzenlendi. Özellikle, böcek-haşere ile mücadele ve tifüs savaşı; iyi havalandırma ve tüberküloz mücadelesi; konut hijyeni; beslenmenin önemi, vb. konuları öne çıkan kampanya konuları oldu.

1917 ÜCRETSİZ SAĞLIĞIN ADIDIR 3.1917, halka ücretsiz sağlık hizmeti vermenin adıdır. Sağlığı sadece tedavi hizmetlerinden değil, insanların yaşadığı-çalıştığı koşullarda maruz kaldığı olumsuzlukları gidermenin, koruyucu hizmetlerin öne alındığı bir kavram olarak görmenin ve hayata geçirmenin adıdır. Sağlığa eşitlikçi yaklaşımın, toplumda eşitlikçi bir düzen kurmakla mümkün olduğunu göstermenin adıdır. 1917, sadece Rusya' da değil, tüm dünya ülkelerinde eşitlikçi sağlığın önünü açmakla da önemlidir. Batı kapitalizminin refah devletinin en temel etmenlerinden biri, 1917 ile açılan eşitlikçi yol olmuştur.



YARIN: Cihan Soylu "1917 Devrimi ve Ulusal Sorun"u yazdı

ÖNCEKİ HABER

Ataköy meyhane değil
   kütüphane istiyor

SONRAKİ HABER

İHD'den infaz ve işkence şikâyeti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...