Parçalayıp satacaklar

AKP Hükümeti, SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığı'na devretmek için hazırladığı yasa tasarısında, "Amaç, sağlık hizmetlerini tek elden yürütmek" diyor. İstanbul Tabip Odası Basın (İTO) Sözcüsü Osman Öztürk ise Meclis gündeminde bulunan Kamu Yönetimi Temel Kanunu'na dikkat çekerek, sağlık hizmetlerinin parçalara bölünerek, özel sektöre devredilmek istendiğini vurguladı. Hükümet SSK'yı neden Sağlık Bakanlığı'na devretmek istiyor? Hazırlanan kanun tasarısının gerekçesinde, "sağlığı tek elden yöneteceğiz" deniyor. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı'na baktığımızda ise Sağlık Bakanlığı ve SSK'nın bünyesinde yürütülen sağlık hizmetleri önce 84 parçaya bölünüyor, il özel idarelerine aktarılıyor, ardından belediyelere devrediliyor. Ne yapacakları belli! Hastaneler işletmeye çevrilecek, 49 yıllığına özel sektöre kiralanacak, yani özelleştirilecek. Şu anda hükümet SSK'yı, uygulamak istediği programında bir engel olarak görüyor ve yok etmeye çalışıyor. Aslında sağlık hizmetlerinin tek elde toplanması iyi bir şey. Ama bunu nasıl yapacaksınız? Genel bütçeden karşılacayaksan, biz TTB olarak SSK'nın devrine karşı çıkmayız. Ama şimdi diyorlar ki ben buradan alıp belediyeye oradan da özel sektöre vereceğim. Buradaki asıl tartışma bu. Sağlık Bakanı Recep Akdağ "SSK'lılar kendi hastanelerinden memnun olmadıkları için özel hastanelere gidiyor. Onun için de devredilmesi gerekiyor" dedi. Böyle bir memnuniyetsizlik yok mu sizce? Memnun olunmayan bütün kurumlar devredilecekse önce Sağlık Bakanlığı'nı devredelim. SSK'lıların hizmetten memnun olmadığı doğrudur. Kuyrukta beklememek için özel hastanelere gittikleri de. Ama bizim SSK'larda sık sık karşılaştığımız bir durum var. Gelir düzeyi biraz daha yüksek olanlar genellikle özel hastaneleri tercih ederler, ama tedavisi pahalı bir hastalığa yakalandıkları zaman SSK hastanesine geliyorlar. Çünkü özel sigortalar pahalı hastalıkları karşılamıyor. SSK'lı, hastanelerden yeteri kadar iyi hizmet alamıyorsa 'Ben bu kurumu yok edeyim' diye bir mantık olamaz, özellikle bir politikacının böyle bir mantığı olamaz. Neden oy aldılar? Ben bunu düzelteceğim, dedikleri için. Düzeltemeyeceklerini söylüyorlarsa o ayrı. Ama düzeltmek mümkün. SSK'nın kaynaklarını artırır, yeteri kadar sağlık çalışanı görevlendirir ve yönetimini düzgün hale getirirsen vatandaş memnun olur. Ayrıca özel sağlık sektöründen hizmet alanların ne kadar memnun olduğu da ayrı bir tartışma. O zaman özelleştirelim mafyaya verelim. Devir gerçekleşirse SSK'lılar açısından ne gibi sonuçları olur? SSK'lılar şimdi haklı olarak hastanelerindeki hizmetten şikâyet ediyorlar, ama ellerindekini de kaptırırlarsa bugünkünden daha perişan olacaklar, SSK'lıların bunu görmesi gerekiyor. Her şeye rağmen bir hizmet alıyorlar. Herhangi bir sigortası olmayan hastalara göre, özellikle de tedavisi pahalı olan hastalıklarda daha iyi hizmet alıyorlar. SSK'lıların ve Emekli Sandığı'nın hizmet paketleri özel sigortaların hizmet paketinden bile daha geniştir. Sendikaların buna sahip çıkması umut verici. Daha önce de bir iki defa böyle bir girişim olmuştu ve geri püskürtülmüştü, ben bunun da püskürtüleceğine inanıyorum. Bir de SSK hastanelerinin devrinin hukuksal olarak mümkün olup olmadığı tartışması var... Yasa tasarısı ilk çıktığı zaman bedel koymadılar. Tepkiler gelince bedel konuldu. Hukukçu değilim ama bu durum hukuksal değil bence. SSK, özel bir kurumdur. Mesala sizin bir eviniz var ve devlet "Ben bunu almak istiyorum" diyor. Ama siz satmak istemiyorsunuz, o yine de almak istiyor.

---

Osman Öztürk KİMDİR 1984 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1989-2001 yılları arasında kısa süreli olarak SSK Bakırköy Doğumevi'nde ardından da SSK Okmeydanı Hastanesi'nde çalıştı. Türk Tabibleri Birliği'nin yayınlarından Toplum ve Hekim dergisinin Yayın Kurulu üyesi. 2003-2004 yılları arasında İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Gazetemizin yazarlarından Osman Öztürk, şu anda İTO Basın Sözcülüğü görevini yürütüyor.

---

1975'ten beri tek bir hastane yapılmadı "SSK, 1946 yılında kuruldu. Bir sosyal güvenlik kurumu olarak, hem emeklilik hem de sağlık hizmeti veriyor. İşçi ücretlerinden kesilen primlerle kurulan SSK, önceden çok avantajlı bir kurumdu. Ama 1980'den sonra dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmelere paralel olarak SSK da zayıfladı. Sosyal devlet küçülmeye başladıkça kamu kurumları krize girdi. 1990'larda daha da arttı bu kriz. Ben 1991 ile 1998 arasındaki SSK verilerini karşılaştırmıştım; 3'te 1'i çökmüş sektörün. Yarım yamalak yatırımlar yapılmış. Özellikle de son iki yıldır SSK hastanelerine tek bir çivi bile çakılmadı. Daha önceki hükümetler SSK'yı çökertiyorlardı ancak yine de ufak tefek bir şeyler yapıyorlardı. Ama son iki yıldır hiçbir şey yapılmadı. İstanbul'un nüfusu 1975'den beri 3 kat arttı ama bir tane bile hastane yapılmadı. Bir tek Vakıf Guraba, o da devredildi."