03 Kasım 2004 22:00

Türkiye nasıl küreselleşti?

Taner Timur, son yıllarda yazmış olduğu ve daha çok Türkiye'yi küreselleşme bağlantıları içinde ele alan makalelerini kitaplaştırdı.

Paylaş
Özal'lı yıllar, küreselleşme sürecinin Türkiye'de derinleşmesi bakımından bir sıçrama tahtası oldu. Bunun düşünsel plandaki yansıması da, soğuk savaş döneminin "sağ-sol" bölünmesinde, sağ kutbu temsil edenlerin büyük bölümünün liberalizme sağdan, "sol" kutbu temsil edenler içindeki azımsanmayacak bir kesimin de "sol"dan eklemlenmesi oldu. Çoğu kesim açısından "katı olanın buharlaştığı" bu süreçte, değişim isteyenlerle istemeyenler arasındaki bölünmede ise, asker-sivil geleneksel bürokrasi ile liberalizm etrafında toplanmış olanlar arasındaki gerilim önemli bir yer tuttu.

'Sağ liberal' bir cetvel: Taha Akyol Bu sürecin yükselen değerleri içindeki "bilen adamları" da liberal çevrelerden çıktı daha çok. Örneğin eski Tercüman'da "muhafazakâr" ve "mazbut" yazılarıyla tanıdığımız Taha Akyol, Aydın Doğan'ın gazetelerinde yazmaya, televizyonlarında boy göstermeye başladıktan sonra, arka fonda yine muhafazakârlığını korudu ama, "mazbut"luğunun yerini, "akedemisyenler üstü bir akademisyen", "stratejistler üstü bir stratejist" edası aldı. Bolca atıflı konuşma ve yazılarıyla küreselleşme sürecinin "sağ-liberal" teorisyenliğine soyunan Akyol'un, aradaki yıllarda okumuş olduğu yeni kaynaklara rağmen öncesinden daha ileri bir düşünsel sıçrama gösterdiğini söylemek ise mümkün gözükmüyor. "Sağ-liberal" bir cetvel gibi "ölçen" ve "not veren" Akyol'un, Prof.Dr. Taner Timur'la ilgili olarak yazdıklarında da bu tavrın izlerini görüyoruz. Akyol, "tarihe Marksist felsefe açısından bakan saygın bir Atatürkçü akademisyen" olarak tanımladığı Timur'un, Lenin'in emperyalizm teorisini benimsediği yazılarından haz etmiyor ve ölçüp biçip notunu veriyor: "Evvela, Lenin'in teorisinin yanlışlığını tarih ispat etmiştir. Öte yandan, Atatürk'e 'büyük felsefi sistemler' izafe etmek nasıl yanlışsa, onu böyle şablonlar açısından 'şekillendirmek' de yanlıştır. Ben Timur'un bu şablonunu da, Attilâ İlhan'ın ve Çetin Yetkin'in 'Atatürk antiemperyalistti, emperyalizme İnönü yanaştı' şablonunu da yanlış buluyorum." (Taha Akyol, Atatürk'le ilgili iki kitap, Milliyet, 01 11 2004) Saydığı isimlerden hangisi Akyol'un, "yanlış buluyorum" notuna ne kadar bir derinlik atfeder, o ayrı bir tartışma konusu olsa da, Akyol'un bu yazdıklarını, yazısının girişinde yeralan şu cümleyle birlikte okumakta yarar var: "Olaylara zihnimizde önceden oluşmuş değerler açısından bakarız."

Timur'un baktığı yer Her ne kadar bugün "daha esnek ve değişmiş" bir perspektifle dünyaya baktığını değişik vesilelerle söylemiş olsa da, hakim sınıf bakış açısının en muhafazakâr özelliklerini gösteren Taha Akyol'u şu önemli saptama eşliğinde daha iyi anlayabiliriz: "Ne var ki, her sosyal olguya sınıf ön yargılarıyla bakan; fakat yine de analizlerinde sınıf gerçeğini reddeden ve devleti 'sınıflar üstü', 'teknik', bazen de 'kutsal' bir araç olarak görmeyi bilimselliğin bir ölçütü olarak gören zihniyetin bilime fazla bir katkısı olabileceğine inanmıyorum. Önemli olan gerçekçi varsayımlara dayanmak, tutarlı olmak ve toplumsal konularda genel bir kavrayışa götürebilecek temeller üzerinde mümkün olduğu kadar uzmanlaşmaktır." Bu saptama Prof. Dr. Taner Timur'a ait. Yeni çıkan "Türkiye nasıl küreselleşti?" adlı kitabının ön sözünden alındı. Aynı önsözde, "küreselleşme" sürecine "sağ liberal" bir noktadan bakan Akyol gibi isimlerin asla tahammül edemeyeceği şöyle bir bölüm de var: "Kendi hesabıma, bu konularda tavır alırken, akademinin sözde tarafsız, mesafeli ve betimleyici koruyucu zırhına bürünmek istemedim. Düşüncelerimi ve duruşumu, yer yer bir militan uslubuyla, çok açık ve kesin siyasal angajmanlar şeklinde ifade ettim. Buna rağmen dogmatik bir espiriden uzak olduğuma inanıyorum ve ileri sürdüğüm görüşlerin bir tartışma yaratması beni son derece sevindirecektir." Timur'un bu kitabı, son yıllarda yazmış olduğu ve daha çok Türkiye'yi küreselleşme bağlantıları içinde ele alan makalelerinden oluşuyor. Cumhuriyet dönemi ve öncesine göndermelerinde yer aldığı bu makaleler aslolarak Özallı yıllardan bugüne kadar gelen süreç üzerine Timur'un değerlendirmelerini içeriyor. Geçmişe dair olgu ve süreçler, Timur'un yazılarında sıkça tanık olduğumuz tarihsel bağlamın anlaşılması bakımından önem taşıyor. Bugün yaşananların zaman ve mekândan bağımsız boşlukta duran olgular gibi kavranmaması, bugünün yarına nasıl varacağına dair kestirimler de bulunmak açısından da önemli çünkü. "Demokrat Parti'den AK Parti'ye: Bir takiyyeden ötekine", "Irak, Kirli Savaş ve Türkiye", "Küreselleşme'den İmparatorluk'a" gibi dönem açısından önemli konuların yanısıra, Türkiye solu ve entellektüellerinin bir dönem önemli konuları arasında yer alan, bugünü etkileyen yönü de olan 27 Mayıs, MDD ve TİP değerlendirmeleri de kitapta yer buluyor. Türkiye'de halk denilince DP'nin "Yeter söz milletin" sloganından ötesini göremeyen ve bu zihniyetin halka yaptığından ise hiç söz etmeyen "sağ liberal" anlayışla, değişim adına ABD işgaline destek vermeye kadar varan "sol liberal" bakışın birleştiği gerici hattın dışında başka bir çıkış arayanlar için Taner Timur'un makaleleri ön açıcı bir nitelik taşıyor.

Örgütlü halk sınıfları ihtiyacı AKP'nin ve orta sınıf kökenli asker-sivil bürokrasinin emperyal hayallerle ABD'nin Irak'ı işgaline verdikleri desteği eleştirirken yaptığı şu tespit Timur'un tezlerini kurarken pergelin ucunu nereye koyduğunu, nerede durduğunu göstermesi bakımından anlamlı: "Güçlü ve örgütlü halk sınıflarının etkin olmadığı bir ortamda böyle bir söylem, oportünist ve işbirlikçi bir burjuvazinin de işine geldiği ölçüde, politikayı etkilemekte, hayalci hevesleri beslemektedir." (a.g.y, s.140) Güçlü argümanları mütevazı bir uslupla ifade etme özelliği bakımından da öğretici olan Timur'un makaleleri, bu yazının girişinde ifade edilen "gelenekselci-liberal" kutuplaşmasının ötesine geçiyor ve halk sınıfları açısından değerlendirip çıkış arıyor. Dünyanın nasıl döndüğünün ve Türkiye'nin bu dünyada nereye doğru evrildiğinin ancak Marksist bir siyaset felsefesinin merceğinden bakarak anlaşılabileceğine inananlar bu kitabı kaçırmasın.

ÖNCEKİ HABER

Bölgenin yitik şecereleri

SONRAKİ HABER

Enternasyonel bir taksicinin notları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...