30 Ekim 2004 21:00

İslam'da reform neden gündemde? -1

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AKP'nin "dinde reform" politikasının fikri mimarı. Abant Toplantıları'nda Fethullah Gülen tarafından keşfedilen Aydın, AKP'nin de "ılımlı İslam" misyonuna gayet uygun bir ilahiyat geleneğinden geliyor.

Paylaş
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AKP'nin "dinde reform" politikasının fikri mimarı. Abant Toplantıları'nda Fethullah Gülen tarafından keşfedilen Aydın, AKP'nin de "ılımlı İslam" misyonuna gayet uygun bir ilahiyat geleneğinden geliyor.


Dinde reformun mimarı "Hayat değişmiştir. Gelin İslami bilgimizi yeniden inşa edelim." Bu öneriyi, Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın getirdi. AKP Kabinesi'nin "entelektüel bakanı" olarak ün yapan Aydın, güncel siyasette yeni yeni adını duyurmaya başlasa da, aslında İslamcı siyasetin liberal kanadının etkili isimlerindendi. Geçtiğimiz ay ortaya attığı "dinde reform" tartışması, bir hayli yankı uyandırdı. Hemen ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, dinin modernize edilmesi gerektiğini savundu. Hatta, temel dini kaidelerin dahi tartışmaya açılabileceğine kadar vardırdı işi. Bu öneriler sadece liberal cenahın değil, İslamcı siyasetin dışında ve hatta karşısında yer alan kesimlerin de hoşuna gitti. Ama reformculuğu ile övünen AKP'nin dinde de reform yapmaya kalkmasının, "İslam eşittir terör" denklemine şartlanmış Batı için ve özellikle de "ılımlı İslam" merkezli bir modernleşme projejini geniş bir coğrafyaya yaymak isteyen ABD için açık bir mesaj olduğu muhakkak. Forumumuzda yazan uzmanların dikkati çektikleri temel nokta da bu zaten. AKP'nin "ılımlı İslam" misyonuna uygun bir reform önerisi getirdiğine dikkati çekiyorlar. Bu tartışmaya geçmeden önce "dinde reformun" adeta mimarı olarak ön plana çıkan Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın bir portresini çizmek, AKP'nin reform derken neyi kasdettiğini anlamak bakımından önemli ipuçları verecektir.

AYDIN'IN CEVABINI ARADIĞI SORU Aydın'ın hükümetteki resmi görevi, Diyanetten ve yurtdışındaki Türkler'den sorumlu bakanlık. Ama O, dışişlerinin adeta müdavimi. Özellikle de Avrupa Birliği meselelerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Kıta Avrupa'sına yaptığı gezilerinde yanlarından hiç ayırmadıkları tek isim. Çünkü Aydın, kendisine "ılımlı İslam" misyonu biçen AKP için ideal bir bakan. O, henüz bir akademisyenken İslam'ın reformize edilmesi gerektiğini savunuyordu. Cevabını aradığı soru, bağımsızlık ve direniş hareketlerine dinamizm veren dini öğelerin neden zenginlik, bilim ve evrensel değerler üretme noktasında işlevsiz kaldığıydı. Yani 11 Eylül'den sonra en çok sorulan soruya yanıt arıyordu: Müslümanlar neden "terör"e başvuruyor? Neden ABD'ye, Batı'ya bu denli düşmanlık besliyorlar? O'na göre İslam, Batılı bir dindi, daha doğrusu öyle olması gerekirdi. Küreselleşmeye uyum sağlamalı, tıpkı Hıristiyanlık gibi liberalizmle gönülden kucaklaşmalıydı. Bu fikirlerinde, ilahiyat bilgisini daha çok Hıristiyan ilahiyatına ve özellikle de Hıristiyan oryantalistlere borçlu olmasının payı büyük kuşkusuz. Nitekim bakan olmadan önce Vatikan'dan İsrail'e, Ortodoks Patrikliği'nden Anglikan Kilisesi'ne kadar birçok dini kurumun aradığı, toplantılarına davet ettiği bir isimdi. Özellikle dinlerarası diyalog ve misyoner toplantıları denildiğinde ilk akla gelen hep Aydın oluyordu.

GÜLEN KEŞFETTİ Başbakan Erdoğan da Mehmet Aydın'ın bu uluslararası şöhretini çok geçmeden farketmiş olacak ki, önce Diyanet'ten sorumlu bakan yaptı, ardından katıldığı hemen bütün AB toplantılarında yanından ayırmadı. Ancak Erdoğan'dan önce O'nu keşfeden birisi daha olmuştu. Fethullah Gülen, meşhur Abant Toplantıları sayesinde Mehmet Aydın'ın cemaate kazanılmasının ne kadar önemli olduğunu bizzat kendisi söylüyordu. Nevval Sevin'dinin New York'ta kendisi ile yaptığı röportajda Aydın için şu övgüleri diziyordu, Gülen: "Diyalog, toplumsal barış, uzlaşma için önemli bir açılım olan Abant Toplantıları, Prof. Mehmet Aydın gibi yeni isimlerin kazanılmasına vesile oldu. Birçok bağnazlığın aşılmasını kendinden örnek vererek başaran Mehmet Aydın önemli bir figürdü. İslamiyet'i tanımayan sol ve entelektüel çevreler için de bir okul gibi görev yaptı." Gülen, Aydın'ın nasıl bir rol üslendiğini böyle anlatıyordu. Zaten çok geçmeden de Gülen, "dinlerarası diyalog" toplantılarının ve Abant Platformu'nun koordinatörlüğünü Aydın'a devretti. Gülen cemaati içinde bu denli hızlı yükselen Aydın, AKP iktidarından sonra da uluslararası vitrine çıkmaya başladı. İsrail ve Vatikan ile olan "dostça" ilişkilerindeki eksik halkayı da Gülen sayesinde tamamladı. ABD'de yapılan son Abant Toplantısı'na katılan Aydın, Washington'un etkili ve yetkili isimlerinin karşısında adeta arz-ı endam ediyordu. Bu vitrine çıkışı, Cengiz Çandar'dan dinleyelim: "Salonda, Amerikan Dışişleri'nin ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Türkiye ile ilgili yetkilileri, harıl harıl not tutuyorlardı. Prof. Mehmet Aydın'ın geçmişini, özelliklerini bana sordular. Etkilenmişlerdi. Amerikalılar üzerinde yarattığı bu etkiyi de gözleyerek, kendisini içtenlikle kutladıktan sonra, 'Siz, Tayyip Erdoğan hükümetinin elinde dış dünya için en büyük kozlardan birisiniz. Bunun yeterince böyle değerlendirildiğinden ise emin değilim' dedim." Böylece Mehmet Aydın, Washington'un İslam konusunda AKP içinde danıştığı en etkili isimlerden birisi oldu. Avrupa Birliği ise zaten Mehmet Aydın'ı tanıyordu. Zira, O'nun yine ortaya attığı Euro-İslam fikri, bugün Avrupa'da yaşayan milyonlarca müslümanı, Batı'ya entegre etmenin önemli bir dinamiği olarak tartışılıyor.

YARIN: Doç. Dr. Alev Erkilet
Mehmet Aydın KİMDİR? Prof. Dr. Mehmet Aydın 1943'de Elazığ'da doğdu. 1966 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu ve 1967'de felsefe dalında doktora öğrenimi yapmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İngiltere'ye gönderildi. Edinburg Üniversitesi'ndeki doktora çalışmasını 1972'de tamamlayarak yurda döndü ve Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nde felsefe asistanı olarak göreve başladı. 1973-1975 yılları arasında yaptığı askerlik görevine müteakip Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne atandı. 1978 yılında Sistematik Felsefe ve Mantık dalında doçent oldu. Kendi kuruluşundaki görevine ek olarak Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih –Coğrafya Fakültesi ile ODTÜ'nün Felsefe Bölümlerinde çalıştı. 1984 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne profesör olarak atandı. Halen aynı fakültede öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir. Yurtiçinde ve yurtdışında bulunan çeşitli bilimsel ve akademik kuruluşların üyesidir. Aydın'ın kitapları şunlar: Ana Hatlarıyla Kant Sonrası Batı Felsefesinde Ahlaki ve Dini Rasyonellik, Kant ve Ameli Aklın Eleştirisi, Kant ve Rasyonel Teolojinin Eleştirisi, Batı Felsefesinde Yeni-Kantçılık, Kant'ın etkileri ve Batı Din-Ahlak Felsefesinde Yeni Yönelişler.

ÖNCEKİ HABER

Canavar domates Ankara'da

SONRAKİ HABER

İLKSAN'ı sahipleri yönetsin!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...