Dersim'de sürgünlere karşı iş bırakıldı
Dersim'de Pertek’te yaşanan taciz olayına karşı basın açıklamasına katıldığı için 3 SES üyesi ile Sendikal mücadele yürüttüğü için 2 Eğitim Sen yöneticisinin sürgün edilmesine karşı tepkiler sürerken, KESK Dersim Şubeler Platformu üyeleri, "Sürgünlere sen de hayır de" sloganıyla bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Dersim Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen 2 bin kamu emekçisi, Yeraltı Çarşısı'na doğru yürüyüşe geçti. İş kıyafetleri ile yürüyüşe katılan kamu emekçileri, düdük ve ıslık çalarak, sık sık, "sürgünler baskılar bizi yıldıramaz" sloganı atıldı. Kamu emekçilerine birçok siyasi parti, kitle örgütü ve dernekler destek verdi.
İnsan Hakları Anıtı önünde 10 dakikalık oturma eylemi yapan emekçiler, kentin en işlek caddesini trafiğe kapattı. Oturma eyleminin ardından KESK adına basın açıklamasını okuyan SES Şube Başkanı Gürbüz Solmaz geçen sene Pertek’te gerçekleşen taciz olayını protesto etmek için basın açıklamasına katılan SES üyesi Şemsi Engin, Nursen Berk Okçu, Gürse Kurtkılıç Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Güler sürgün edildiklerini hatırlatarak “İlimizin kaderi haline getirilmek istenen sürgünlere dur demek için alanlardayız. Şu ana kadar onlarca sendika yöneticisi ve üyesi çağdışı bir uygulama olan sürgün soruşturma çeşitli cezalardan nasibini aldı. Dersim ilinde yaşayan halk ve onların çeşitli kurumlarının temsilcileri olarak ilimizde sürekli uygulanan bu yöntemlerden artık usandı. Yetkililerin artık ilimizde dağ gibi büyüyen eğitim sağlık gibi sorunlarıyla uğraşıp çözüm bulmaları yerine çalışma barışını zarar veren kurumlar arası çatışma ve gerginlik yaratacak uygulamalara imza atmaları ilimizi ciddi anlamda huzursuz etmektedir” dedi.
“Pertek ilçesinde bir öğretmenin kız öğrenciye tacizine yönelik yapılan basın açıklamasına katılanlardan Şemsi Engin’in çok önemli bir hastalıkla mücadele ederken sürgüne gönderildiğini vurgulayan Solmaz “Ailesinin yanında olması gerekirken arkadaşımızın sürgün edilmesi AKP hükümetinin insana verdiği değerin bir ölçüsüdür. Arkadaşlarımız Akpazar beldesinde kimliğimize inancımıza hakaret eden eski jitem elemanına gösterilen tepkiye destek verdikleri için, zorunlu din dersine ve cemaatleşmeye hayır dedikleri, anadilde eğitim istedikleri, daha iyi bir eğitim ve sağlık hakkı diledikleri, Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü istedikleri, emekçilerin haklarını iş güvencelerini savundukları, grevli ve toplu sözleşmeli bir sendikal hak mücadelesi verdikleri için sürgün edildiler” dedi. (Dersim/EVRENSEL)
PERTEK’TE DE EYLEM
Geçtiğimiz yıl Pertek'te yaşanan taciz olayına karşı basın açıklamasına katıldıkları için sürgün edilen sağlık emekçileri için Pertek ilçesinde sağlık ve eğitim emekçileri tam gün iş bırakma eylemi yaptı. İş bırakıp ilçede yürüyüş yapan emekçiler yaptıkları eylemde arkadaşlarına sahip çıkacaklarını ve sürgünlere direneceklerini ifade ettiler. Yozgat’a sürgün edilen Şemsi Engin adlı sağlık emekçisinin 2 yıldan beri kanser tedavisi görmekte olduğu belirtilen açıklamada Engin’in bu durumunun halkta büyük öfke yarattığı dile getirildi. Eylemden sonra Pertekli emekçiler Dersim’de gerçekleştirilecek eyleme katılmak üzere araçlarla Dersim’e gitti.
Açıklamaya EMEP, BDP ilçe örgütleri ve Pertek Belediye Başkan Vekili Kadir Yıldız da destek verdi. (Pertek/EVRENSEL)
SES’TEN FATMA ŞAHİN’E MEKTUP
SES Dersim Pertek’te yaşanan taciz olayına karşı basın açıklamasına katıldığı için sürgün edilen Nursen Berk Okçu, Şemsi Engin ve Gürsele Kurtkılıç için Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a mektup yazdı.
Arkadaşları’nın, üçünün de SES üyesi olmaları, üçünün de ilçelerinde yaşanan tacize karşı yapılan basın açıklamasına katılmış olmaları, üçünün de tacize karşı açıklamaya katılmaları nedeniyle, hizmeti aksattıkları, mülki amirler aleyhine slogan attıkları iddiasıyla Yozgat, Aksaray ve Gümüşhane’ye sürgün edilmelerinin ortak noktası olduğu hatırlatılan mektupta “Tüm bu yaşananlardan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Üç kadın arkadaşımızın şahsında topluma ne dayatılmaktadır? Yanı başımızda yaşanan tacize, tecavüze ‘sürülürüz’ korkusu ile gözlerimizi kapatmamız, tepki göstermememiz, her yapılanı sineye çekmemiz istenmektedir. Bunu bekleyenler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da istediklerini elde edemeyeceklerdir. Biz bugüne kadar susmadık, bundan sonra daha da çoğalarak, daha gür sesle bu uygulamaların karşısında olacağız. Sağlık Bakanlığı’nın tacize karşı açıklamaya katılan sağlık emekçilerini sürgün etmesi, en hafif deyimi ile tacizi onaylama, tacizcileri cesaretlendirmedir. Bugün taciz, tecavüz, kadına yönelik şiddet ve cinayetler bu kadar artmış ise, en önemli nedenlerinden biri, gereği gibi cezalandırılmamaları, aksine cezaların hafifletilmesi sonucu bu fiilleri işleyecek potansiyeli taşıyanların cesaretlendirilmesidir” denildi.
Mektubun Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin’e seslenen bölümünde “Ailenin bütünlüğünü bozan, üç kadın emekçinin sürgününe, çocuklarından, eşlerinden ayrılmalarına sessiz mi kalacaksınız? Kadınların, genç kızların, çocukların tacize, tecavüze uğramasına sessiz mi kalacaksınız? Daha da önemlisi tacize karşı duyarlılık gösteren kadınların cezalandırılmasına sesiz mi kalacaksınız?” denilirken Sağlık Bakanına da “Tacize karşı olmak, basın açıklamasına katılmak suç değil, övünçtür. Başbakan’ın son genelgesi sadece göz boyamak için yayınlanmadı ise arkadaşlarımıza hiçbir ceza verilmemelidir. Üyelerimizin, sendikalarımızın yaptıkları açıklamalara katılmaları sendikal hak ve görevleridir. Ebe ve Hemşire arkadaşlarımızın sürgününü derhal durdurun. Aksi takdirde tacize karşı olanın sürgün edildiği bir bakan ayıbını boynunuzda taşımak zorunda kalırsınız.
Bu konuda sizlerinde desteğinizi kamuoyu yaratılması konusunda katkılarınızı bekliyoruz. Genel merkez düzeyinde ve Tunceli kamuoyunun yaptığı eylem-etkinlik ve girişimler neticesinde şimdiye kadar bekletilen bu sürgünler; tekrardan gündeme getirilmiş ve arkadaşlarımızın işyerlerinden ilişiği 15 Ekim tarihine kadar kesilmek istenmektedir. Sürgün kararlarının durdurulması, tacize karşı çıkanların değil tacizcilerin cezalandırılması hem toplum vicdanını rahatlatacak, hem bu haksız uygulamaya maruz kalan sağlık emekçilerinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasının önüne geçilmiş olacaktır. Aynı zamanda kadın ve çocuk bedeni üzerinde ki şiddetin durdurulması için bir adım olacaktır” denildi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et